Özel sektör öğretmenleri: 'Patronlara değil öğretmenlere güvence!'

22.01.2023 - 10:40
Haberi paylaş

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Ankara'da Sakarya Caddesi'nde yaptıkları eylemde "taban maaş hakkı" talebinde bulundu.

Eylemde okunan açıklama şöyle:

Sendikamızın bir süredir mücadelesini yürüttüğü, özel sektör öğretmenlerinin onurlu, insanca bir yaşam sürebilmesi için zorunlu gördüğümüz TABAN MAAŞ talebi TBMM’de, basında ve kamuoyunda gündem haline gelmiştir. Bizler ısrarlı ve kararlı bir şekilde taban maaş hakkımızı savunurken ülkede yaşanan yoksullaştırma ve yüksek enflasyon sebebiyle özel öğretim kurumlarında çalışan emekçilerin maaşları gün geçtikçe erimektedir. Ülkemizde yaşanan ekonomik krizin bir sonucu olarak yoksulluk sınırı 25000 TL civarındadır. Asgari ücret tespit komisyonuyla yapılan görüşmelerde asgari ücret ise 8500 TL olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte alım gücü günden güne eriyen, zorlu koşullarda, türlü usulsüzlük ve kanunsuzlukla çalışmak zorunda bırakılan özel sektör öğretmenlerinin birçoğunun maaşı ya asgari ücretin altında kalmış ya da asgari ücretle eşitlenmiştir. Bizler bunu asla kabul etmiyoruz, taleplerimizden vazgeçmiyoruz! Şimdilerde dilden dile dolaşan “işverenin çaresizliği veya işverenle empati” gibi anlamsız duyarlılıklara karşı cevabımız net. Bugüne kadar kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezilen özel öğretim kurumları emekçilerinin haklı talepleri var! Bizler taban maaş talebimizde haklı ve ısrarcıyken tüm patronlara sesleniyoruz: Öğretmeni asgari ücretle ya da asgari ücret üstü göstermelik ücretlerle çalıştıramazsınız! Asgari ücretle çalışmayı reddediyor, asgari ücretin altında dayatmalarla çalışmaya ise isyan ediyoruz! 

Sendikamız bu can yakıcı sorunumuzu merkeze almıştır. Tüm illerde temsilcilerimiz, il çalışma gruplarımız ve üyelerimiz haklı mücadeleyi örmeye ve sürecin takipçisi olmaya kararlıdır. 

Kurulduğu günden bu yana Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası; özel öğretim kurslarında, kreş ve anaokullarında, sürücü kurslarında, özel üniversitelerde, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde, özel okullarda çalışan eğitim emekçilerinin olduğu kadar devlet okullarında “ücretli öğretmen” adıyla kadrosuz çalışan yüz binlerce eğitim emekçisinin de sesi oldu, olmaya devam edecek! 

Ülkenin içinde bulunduğu krizin faturasını, derin bir yoksulluğa mahkum ettiğiniz öğretmene ödetemezsiniz. İtibarını zedelediğiniz öğretmenin emeği üzerinden kâr edip zararınızın acısını öğretmenden çıkaramazsınız. Yüksek kâr ederken bunu öğretmenle mi paylaştınız ki şimdi şikayet ediyorsunuz? Öğretmeninize vermeniz gereken banka promosyonlarını kasanıza indirmeniz de cabası. Bütün bu haksızlıklara karşı, çok genç bir sendika olmamıza rağmen 6 bin üyeyle, iş yeri temsilcileri, il temsilcileri, ihbar birimi, hukuk birimi, temsilciler meclisi, yönetim kurulu yani tüm organ ve birimlerimiz ile bu sürecin takipçisi olacağız. Öğretmenin itibarını zedeleyen, onu yoksulluğa mahkum eden kurumlar bizi karşılarında bulacak ve elbette o kurumlar bu usulsüzlükleri yaptıkça piyasadaki varlıklarını sürdüremeyecekler. 

Yargıtay 9’uncu Hukuk Dairesi 2017 tarihli kararında; vasıflı bir işçiye asgari ücret üzerinden ödeme yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğuna, işçinin maaş miktarının tespiti için emsal ücret araştırması yapılarak karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Buna göre, öğretmenin vasıfsız bir işçi olmadığını ve asgari ücretle çalıştırılamayacağının altını çiziyoruz.

Bizler özel sektörde yıllardır görülmeyen, görülmek istenmeyen, görülüp de göz ardı edilen öğretmenleriz. Bizler çalıştığı kurumlarda aldığı sefalet ücretleri sebebiyle mesaisi evde de devam eden, kimi zaman sigortası yapılmayan, kimi zaman ücreti yarım yatan, ataması yapılmadan büro memuru olarak gösterilip yasa dışı bir şekilde çalıştırılan öğretmenleriz. Bizler ay sonunu getirebilmek için ek işler bulmaya çalışan öğretmenleriz. Kirasını, faturalarını, borçlarını ödeyemeyen, temel ihtiyaçlarını artık karşılayamayan öğretmenleriz. Bizler aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığına bağlı çalışan, onun personeli olarak tanımlanan öğretmenler olarak patronların insafına bırakılmak istemiyoruz. Taban Maaş hakkımız 2014 yılında kaldırıldı. Güvencesizlik, artan gıda ve konut fiyatları, asgari ücrete mahkum edilmek; bugün taban maaşın önemini daha da açığa çıkardı. Eşit işe eşit ücret istiyoruz, kamudaki meslektaşlarımızla aynı haklara sahip olmak istiyoruz.

Denetimsiz kurumlar, fırsatçı kurucular özel sektör alanında at koşturdular. Fakat artık biz varız, Öğretmen Sendikası var. Öğretmenler artık haklarını biliyor ve yüksek sesle dile getiriyor. Özel sektör öğretmenleri yalnız değil, çok kalabalık, çok haklı ve örgütlü. Kimsenin emeğimize göz dikmesine, emeğimizi çalmasına izin vermeyeceğiz!

Haklı taleplerimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Taleplerimizin karşılanması için Meclis Genel Kurulu ve Milli Eğitim Bakanlığı acil bir şekilde gereken kararları almalıdır.

Taban Maaş hakkımızı geri kazanacağız, yasalarla güvence altına aldıracağız.

Belirli süreli iş sözleşmesini, öğretmeni yaz tatilinde açlığa mahkum eden sözde ‘on aylık’ sözleşmeleri ortadan kaldıracağız. İhbar ve kıdem tazminatı, ek ders ücretleri, doğum izni gibi en yaşamsal haklarımızı alacağız ve öğretmenin onurunu zedeleyen öğretmeni ayrıştıran her türlü ayrımcılığın karşısında duracağız. Haykırıyoruz:

Asgari Ücretle Çalışmaya Son!

Patronlara Değil Öğretmenlere Güvence!

Taban Maaş Hakkımız Yeniden Yasalaşsın!

Bültene kayıt ol