Soma'daki madenci katliamında yakınlarını kaybeden aileler, sadece 8 kişinin yaşananlardan sorumlu olmadığını belirterek, devletin koruduğu sorumluları yargılanmasını talep etti.
Soma’da meydana gelen faciada yaşamını yitiren 301 madencinin aileleri, devlet ve hükümet tarafından verilen birçok vaat yerine getirilmediği gibi gösterilen duyarsızlık nedeniyle acıları ile adeta diri diri gömüldü.
DİHA'nın haberine göre, faciada 26 yaşındaki çocuğu Uğur Çolak’ı kaybeden baba İsmail Çolak, olayın sıcaklığı ile hükümet yetkilileri tarafından birçok vaatte bulunulduğunu belirterek, her şeyden önce asıl sorumluların adalet karşısına çıkarılıp yargılanacağının belirtildiğini söyledi. “Gelip boy boy reklamlarını yaptılar”diyen Çolak, “Biz acımızı yaşarken siyaset yapmaya kalktılar. 1800’li yılların madenciliğinden bahsetmeye çalıştılar. Verdikleri sözlerin hiçbirinin arkasında bulunmadılar. Biz çok şey istemedik. Sadece gerçek suçluların yargılanmasını istedik. Bu da bizim en doğal hakkımızdı” dedi. Faciadan sadece tutuklu 8 kişinin sorumlu olmadığını kaydeden Çolak, devletin koruduğu suçlularında olduğunu söyledi.
Adalet bekliyorlar
Maden işçiliğinden emekli olduğunu ve madene yıllarını verdiğini söyleyen Çolak, emekli olduğu madende çocuğunun yanarak can verdiğini kaydetti. Hangi eve bakıldığında acı ve ızdırap olduğunu dile getiren Çolak, şöyle devam etti: “Devlet bizi unuttu. Sokağa çıkıp şunu yaptık, bunu yaptık diyerek insanların kafalarını bulandırmasınlar. Devlet bize verdiği hiçbir sözün arkasında durmadı. Biz devletten hiçbir şey beklemedik. Biz devletten adalet bekliyoruz. Devletin kendi koruduğu insanları da cezalandırmasını istiyoruz. Bu tutuklu yargılanan 8 kişiden en az 2 ya da 3 kişiyi birkaç yargılamadan sonra serbest bırakacaklar belli. Bir tanesi de şirketin sahibinin oğlu.”
Susmayacaklar
Faciada eşi Mustafa Kaya’yı yitiren 2 çocuk annesi Naciye Kaya, şunları ifade etti: “Eşim her zaman söylüyordu sıcaklığı. Her tarafı kabarık eve geliyordu. Yangın var diye sürekli dile getiriyordu. 301 kişiyi göz göre göre öldürdüler. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Ama maalesef hiç umudum yok. Daha önce ağabeyimde madende yaşamını yitirdi. Ama yetkililer için hiçbir ceza verilmedi.” Kaya, sonuna kadar eşlerinin ve çocuklarının hakkını sormaya devam edeceklerini söyledi. “Susmayacağız susma bitti artık” diyen Kaya, “Eşlerimiz, kardeşlerimiz sustukları için yaşamlarını yitirdi. Susmaydılar belki böyle olmayacaktı. Soma için her şeyi yaptıklarını söylüyorlar. Ne yaptılar. Patronlar ellerini kollarını sallayarak sokaklarda dolaşıyorlar” şeklinde konuştu.
Çoktan unutuldular
Faciada eşinin kaybeden Leyla Canbam, eşinin emek için zorunluluktan o madene gittiğini belirterek, hükümet tarafından verilen vaatlerin hiç birinin yerine getirilmediğini söyledi. “Hepimizi yaktılar” diyen Canbam, şöyle devam etti: “Ne maden yetkilileri, ne de yetkililerin hiçbiri gelip acımızı paylaşmadı. Onlar denizde keyif ederken, biz yazın evde oturup acımızı dindirmeye çalıştık. İşte bu insanın zoruna gidiyor. Cezaevlerine girseler ne olur ki. Arkaları güçlü. Faciadan sonra çıkıp kamuoyuna ‘taşeron yoktu’ diyorlar. Nasıl yok benim eşim taşeronda çalışıyordu. Ben kahroldum. Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar. Eşim öldü 2 gün ölüsünü alamadım ya. Ölüleri bile çıkarmıyorlardı. Gidip eşimin ölüsünü dahi görmeme izin vermiyorlardı. Israrlar sonucu gidip baktım eşimin ölüsü 32 numaraydı. Daha paleti bile başındaydı. Ölü kocamın üzerine siyaset yapmasınlar. Sahip çıksınlar. Ama çoktan unuttular bizi.”