Baskılara rağmen işçiler mücadele etti

24.12.2018 - 13:12
Haberi paylaş

2018'de işçi sınıfı mücadeledeydi. Sosyalist İşçi, Türkiye'deki işçi mücadelelerini değerlendirdi. 

İşçiler 2018’de, otoriter yönetimin baskılarına, grev ve gösteri yasaklamalarına, tutuklamalara rağmen mücadele etti. Emek Çalışma Topluluğu verilerine göre 2017 yılında 77 bin işçi eyleme çıktı. Gazetemizin yıl boyunca yayınladığı irili ufaklı eylem haberlerine göre; 2018 yılında bu sayı yaklaşık 65 bin civarında. Ancak bu rakamlara 2017’ye oranla azalan, KHK kararıyla ihraç edilen kamu çalışanlarının eylemleri, Şubat ayında metal sektöründe 130 bin işçiyi ilgilendiren MESS sözleşmesi esnasında her bir vardiyada yapılan bir saatlik işe geç başlama eylemleri ve basın açıklamalarını, 4000 işçinin çalıştığı 14 şeker fabrikasının kapatılmasına karşı Şeker-İş sendikası tarafından düzenlenen bir milyonluk imza kampanyası ve mitingleri, sağlıkta şiddet yasasına ve yeni mezun hekimlerin güvenlik soruşturması nedeniyle SGK anlaşmalı hastanelerde çalışamayacağına ilişkin torba yasaya karşı eylemleri, DİSK, KESK ve Meslek Odalarının “Krizin faturasını ödemeyeceğiz” eylemlerine katılan işçi sayılarını da eklediğimizde geçen sene eylemlere katılan işçi sayısını aştığı görülecektir.

Metal işçileri yol gösterdi

Bu yıl metal işçileri işçi sınıfının öncüleri olduğunun bir kez daha altını çizdi. Yaklaşık 130 bin metal işçisini ilgilendiren MESS toplu sözleşme sürecinde, OHAL koşullarında grev yasaklarına rağmen MESS patronlarına boyun eğdirdi. MESS patronları yüzde 24,63 oranında iki yıllık sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldı.

2018 yılında işçi sınıfının ağırlıklı olarak gündeminde yer alan diğer bir mücadele de kamuda çalışan taşeron işçilerin kadro sorunuydu. Hükümetin kamuda çalışan bir milyon taşeron işçinin kadro düzenlenmesine ilişkin güvenlik soruşturmasına takılan, belediyelerde çalışan kapsam dışında kalan işçilerin eylemleri sınıf hareketinin gündeminde ağırlıklı yer aldı.

Bu yıl sendikalı oldukları için işten atılan işçilerin direnişlerin sayısında artış yaşandı. Yaklaşık bir yıldır sürmekte olan çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu Flormar işçilerinin direnişi, en fazla ses getiren direniş oldu. Cargil, TÜVTÜRK, Metro Market, Süperpak, Babacanlar Kargo işçilerinin eylemleri halen sürüyor.

Krizin faturasını ödemeyeceğiz

Yılın ikinci yarısından itibaren ekonomik krizin etkisiyle işverenlerin krizin faturasını işçilerden çıkarmaları nedeniyle işçi eylemleri artarak devam etti. Sendikaların yönlendirmesi dışında gelişen, kendiliğinden eylemler benzer taleplerle gerçekleşti: Çalışma koşullarının düzeltilmesi, iş cinayetlerinin önlenmesine ilişkin tedbirler alınması, ücretlerin ödenmesi ve işten atılmaların durdurulması. Özellikle inşaat sektöründeki durgunluk nedeniyle pek çok inşaatta ücretlerini alamayan işçiler çatıya çıktılar, iş bıraktılar. Üçüncü havalimanı inşaatında çalışan 36 bin işçi de benzer koşullarda çalışıyordu. 29 Ekim tarihine işin yetiştirilmesi için artan iş ritmi bardağı taşıran son damla oldu. Havalimanı işçilerinin kendiliğinden isyanı egemenlerin yüreğine korku saldı.

Birleşen işçiler yenilmezler

Kriz koşullarında 2018 yılında yüz güldüren bir diğer eylem de Adana’da Suriyeli ve Türkiyeli Saya işçilerinin yüzde 40 zam talebiyle birleşik mücadelesi oldu. Suriyeli ve Türkiyeli işçilerin birleşik mücadelesi ırkçılığın panzehrinin de sınıf mücadelesi olduğunu gösterdi.

“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” misali ekonomik kriz koşullarında 2018 yılının son aylarında yükselme eğilimi gösteren kendiliğinden eylemler, direnişler, iş bırakmalar 2019 yılında da artarak devam edecektir. Bu mücadelelerden hangisinin sınıfın genel mücadelesi haline dönüşeceği belirsiz olmakla birlikte, birbirinden kopuk, parçalı süren bu eylemlerin kalıcı bir zaferle sonuçlanması işçi sınıfının birleşik mücadelesiyle mümkün olabilecek. 

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol