Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe ve Antikapitalistler platformları, Holokost üzerine bir basın bildirisi yayımladı:
Holokost’un 73’üncü yıldönümünde, Nazilerin insanlığa karşı işlediği suçlarını bir kez daha hatırlıyor, hayatını kaybeden milyonlarca insanı anıyor ve bir kez daha “Bir daha asla!” diyoruz. Bu kanlı Nazi rejimi sırasında Avrupalı Yahudilerin üçte ikisi öldürüldü. Bir milyonun üzerinde Yahudi çocuk, yaklaşık iki milyon Yahudi kadın ve üç milyon Yahudi erkek hayatını kaybetti. Almanya ve Nazilerin işgal ettiği sınırlar içindeki 40 binin üzerindeki ölüm tesisi, Yahudi ve diğer kurbanları toplamak, zulmetmek ve öldürmek için kullanıldı.
Almanya’da iktidarı ele geçiren Naziler, insanlık tarihinin en büyük suçlarından biri olan Holokost’a giden süreci aşamalı olarak gerçekleştirdi: Yahudiler üzerinde sistematik bir devlet terörü uygulayan Naziler, başta ekonomi olmak üzere, kötü giden her şeyin, kendilerince zararlı her fikrin kaynağını Yahudiler olarak gösterdi. Sistematik olarak sözlü ve yazılı saldırılarda bulundular. Dükkânlarını boykot ettiler. Mallarını ve mülklerini gasp ettiler. Yasal ve idari yollarla tecrit edip, yoksullaştırmak amacıyla ırkçı yasalar yürürlüğe koydular. Mülksüzleştirdiler, sürdüler, gettolaştırdılar. Milyonlarca Yahudi’yi sanayileşmenin tüm olanaklarından yararlanarak inşa ettikleri ölüm kamplarında, krematoryumlarda yok ettiler.
Yahudilerle birlikte, Romanlar, sosyalistler, sosyal demokratlar, sendikacılar, eşcinseller, sakatlar ve daha birçok başka gruba dâhil on milyondan fazla insan ölüm kamplarında, gaz odalarında hayatını kaybetti.
Nazilerin gerçekleştirdiği ve insanlık tarihinin en büyük suçlarından biri olan Holokost’un suç ortakları da vardı. Sömürgelerden daha fazla pay kapmak ve kâr oranlarını artırmak için Nazileri destekleyen ve iktidara gelmesini sağlayan Alman büyük sermayesinin şirketleri de soykırım suçlarına iştirak etti. Bugün dünyaca ünlü birçok Alman firması Nazilerle iş birliği yaparak, tutsakları köle emeğiyle çalıştırarak, insanlığa karşı işlenmiş bu suçlar sayesinde kârlarını artırdı.
Geçen yüzyıl boyunca soykırımlara, katliamlara kaynaklık eden ırkçı ve milliyetçi fikirler günümüzde de yaygın.
ABD’de siyahlar yıllardır polisin ayrımcı saldırılarına maruz kalırken, Başkan Trump’ın seçilmesiyle birlikte artan ırkçılık, afro-Amerikalı vatandaşların yanı sıra mülteciler, göçmenler, Müslümanlar ve Yahudileri de hedef alıyor.
Keza Avrupa’da da durum pek farklı değil. Almanya’da ırkçı ve özellikle göçmenler ile mültecilere karşı nefret dolu bir parti, II. Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez parlamentoya girdi. Avusturya’da ırkçı partiler hükümette yer alıyor. Fransa ve Hollanda gibi batı Avrupa ülkelerinde her geçen gün ırkçı, mülteci
ve göçmen düşmanı, İslamofobik ve Antisemit saldırılar artıyor.
Bugüne kadar milyonlarca insanın ölümüne yol açmasına rağmen günümüzde Türkiye’de de Antisemit fikirler hâlâ yaygın. Ne zaman Türkiye ile İsrail devleti arasında bir sorun yaşansa, Yahudi yurttaşlara yönelik tehditler ve aşağılayıcı ifadeler artıyor. Ölüm kampı Treblinka’ya gönderme yapan akademisyenler,
“Hitleriniz bol olsun” diyen siyasiler, Yahudi kimliğini aşağılayıcı bir terim olarak kullanan bürokratlar, Yahudi toplumunu hedef gösteren ‘sivil toplum kuruluşları’, sinagoglar önünde Antisemit gösteriler düzenleyen faşist çeteler saldırılarını açıkça yürütüyor. Bütün bu ırkçı saldırılar karşısında ise kamu
görevlileri duruma müdahale etmeden, izliyor.
73’üncü yıldönümünde Nazi rejiminin insanlık suçlarının tüm kurbanlarını saygıyla anarken, Yahudi yurttaşlarımıza yönelik ırkçı nefret propagandasını, Antisemit saldırıları, milliyetçiliği ve faşizmi lanetliyoruz.
Yaşanan acıların bir daha tekrarlanmaması için, Yahudi vatandaşlarımızla dayanışmamızı; Antisemitizme ve ırkçılığın her türüne karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bir daha asla!
DurDe Platformu ve Antikapitalistler Platformu