Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) bir açıklama yaparak Afrin'e yönelik savaşın derhal sonlandırılmasını istedi.
Türkiye ve Ortadoğu halklarının barışa olan hasreti bir kez daha bombardımanların enkazına gömülmek isteniyor. Yüzbinlerce insanın yaşadığı bir kent olan Afrin, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait uçakların ve tankların müdahalesi sonucu savaş altında. Binali Yıldırım “harekatın adı Zeytin Dalı Harekatıdır. Barış, huzur, esenlik getirmeyi hedefleyen bir harekattır” dedi.
Oysa bölgenin tarihi F-16’larla, leopard zırhlı tanklarla, askeri birliklerle barışın, huzurun, esenliğin değil ancak daha fazla ölümün, çatışmanın, yoksulluğun, yoksunluğun gelişinin tarihidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Afrin operasyonunu Menbiç takip edecek” diyerek toplumu uzun süreli bir savaşa hazırlamaya çalışıyor, Binali Yıldırım tankların “halkı zulümden kurtaracağını” söylüyor, televizyonlar bizi askeri harekatın “Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak için” yapıldığına ikna etmeye çalışıyor.
Oysa hakikat, “yerli milli koalisyonun” içeride ve dışarıda giderek derinleşen istikrarsızlıkla savaş ve çatışma yöntemini tercih ederek baş etmeye çalışmasıdır. Ancak Türkiye’deki siyasi iktidarın ve “yerli milli” ittifaklarının, devlet bekasını koruma gerekçesiyle dizdiği taşlar barışın değil daha fazla istikrarsızlığın ve kendileri için beka krizinin yolunu döşüyor.
Afrin’e yönelik savaş, devlet bekasının Türkiye’nin en önemli sorunu olduğunu düşünen tüm kesimleri AKP ve MHP’nin baş aktör olduğu yerli-milli koalisyon etrafında birleştirdi.
Oysa bugün geçim sıkıntısından bir işçinin kendini yaktığı koşullarda, Türkiye’deki yoksulların en büyük sorunu yaşanabilir bir hayat sorunudur. Baskının değil huzurun hakim olduğu, savaşın değil barışın sesinin yükseldiği, işçilerin açlık sınırının altında ücretlerle geçinmek zorunda kalmadığı bir hayat istiyoruz.
Afrin’e yönelik savaş derhal sonlandırılmalıdır. “Bugün Afrin yarın Menbiç” şeklindeki savaşı uzatmayı hedefleyen açıklamalar son bulmalıdır. Çok değil, birkaç sene önce tüm toplumun umutla karşıladığı, nefesini tutarak beklediği barış ve çözüm siyaseti hayata geçirilmelidir. ABD ve Rusya gibi emperyalist güçlerin yanı sıra tüm bölgesel güçler de Suriye’deki askeri varlıklarını sonlandırmalıdır.