Adalet Zemini, Büyükada'da gözaltına alınan insan hakları savunucularının serbest bırakılması çağrısı yaptı:
"Barışçıl gösteri ve toplantı yapmak en temel insan haklarındandır. İnsan hakları evrensel bildirgesinde, Türkiye Cumhuriyetinin onayladığı ve içtihatları anayasanın 90.maddesi gereğince anayasa üstü nitelik kazanmış olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında bu hak koruma altındadır. Hukukun bu açık korumasına rağmen, Büyükada’da “insan hakları alanında” bir eğitim çalışması için toplantı yapan insan hakları savunucularına “ihbar” var gibi sıradan bir gerekçe ile keyfi gözaltı uygulanmıştır. On yıllardır insan hakları alanında çalışan ve bu alanda rüştünü kanıtlamış Uluslararası Af Örgütü, Kadın Koalisyonu, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Yurttaşlar Derneği, Eşit Haklar İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi kuruluşlarının temsilcileri eğitim çalışmasının 3. gününde apartopar gözaltına alınmış, ikişerli gruplar şeklinde karakollara dağıtılmış, dosyaya gizlilik kararı konmuş, zanlıların kendilerinden esirgenen bilgiler ve hatta belki dosyada bulunmayan iftira niteliğindeki hiçbir somut delili bulunmayan iddialar, tetikçi konumunu kendisine yakıştıranlarca çeşitli yöntemlerle yayılmaya çalışılmıştır.
Gözaltına alınanların uluslararası hukuka göre en temel hakkı olan suçlanma sebeplerinin kendilerine bildirilmesi, gözaltının yakınlarına iletilmesi gibi temel koruma mekanizmaları ise yerine getirilmemiştir. İnsan hakları savunucularına yönelik linç ve yıldırma göz altısı bununla da kalmamış, bazı medya organlarında “terör örgütü üyesi olmakla” suçlanmışlardır. Bu gün gözaltı süreleri bir hafta daha uzatılmıştır.
Toplantı yapmak, sosyal hayatın bir gereğidir. İnsanlar istedikleri konularda serbestçe toplantı yapabilirler. İnsan hakları dernekleri kendi alanlarında toplumun sorunlarını ve çözüm yollarını konuşur, kamuoyuna açıklamalar yaparak, daha yaşanabilir bir dünya için çabalarlar. Yapılan yanlışlar, haksızlıklar, zulümler, evrensel hukuka zıt uygulamalar, hiç kimse tarafından dile getirilmediğinde tüm sorunların yok olacağı mı zannedilmektedir. Bilakis bu sorunlar yok saymakla yok olmamakta, katmerlenerek büyümekte, toplumsal travma derinleşmektedir. Toplum hayatında önemli yeri olan insan hakları kuruluşlarının çalışmalarını engellemek bu travmaları derinleştirilmektedir.
Adalet zemini olarak, bu toplumda insanların onuru ile yaşamasının gayretinde olan gözaltındaki insan hakları savunucularının, arkadaşlarımızın, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi ve evrensel hukuk gereği acilen serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla arz ederiz.
Adalet Zemini
11 Temmuz 2017"