(Röportaj) Adalet Yürüyüşü’ne katılanlar ne istiyor?

02.07.2017 - 15:09
Haberi paylaş

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a başlattığı yürüyüşe katılan toplumun farklı kesimlerinden çok sayıda kişi, haksızlıkların son bulmasını ve adaletin tesis edilmesini istiyor.

Marksist.org, yürüyüşün 17. gününde mikrofonlarını katılımcılara uzattı. Herkesin ortak derdi, özellikle OHAL döneminde yoğunlaşan haksız tutuklamalar, hapis cezaları ve işten atmalardı. Bunun yanı sıra herkes, yürüyüş bitse de adalet mücadelesinin Maltepe’yle sonlanmayacağını ve sonlanmaması gerektiğini dile getirdi.

Adalet Yürüyüşçüleri, yürüyüşün talepleri, kendi katılım amaçları ve Maltepe’deki mitingden sonra ne olması gerektiği konusunda sorularımızı yanıtladılar.

Genç bir aktivist: “Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı bu yürüyüş, Türkiye’nin son on beş yılda geldiği noktada adaletin tesis edilememesi, haksızlığın artık milletvekillerine kadar ulaşması nedeniyle devam ediyor. Diğer yandan Semih ve Nuriye var, kimse hakkını arayamıyor, özgürlükler kısıtlanıyor. Yürüyüşümüz gittikçe daha da büyüyor. En son Maltepe’de sonlanacak. Ancak bundan sonra ne olur, biz de bilmiyoruz. Günün koşulları neyi gerektirir, yolda neyle karşılaşırız, belli değil.”

Seyfi Turan (Kültür Sanat Sen Antalya bölge şube başkanı): “Biz KESK olarak adaletin herkes için olması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün göğsümüzde isimlerini taşıdığımız Semih ve Nuriye arkadaşlarımız dahil, cezaevinde olan milletvekilleri dahil. Emeğimiz için adalet, özgürlüğümüz için adalet, işimiz için adalet, KHK’larla sürgün edilen, ihraç edilen, işlerinden atılan, açığa alınan arkadaşlarımız için adalet istiyoruz. Bu geç kalınmış bir eylem biçimiydi. Bundan sonra da devam etmesi ve adaletin tesis edilmesi için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğine inanıyoruz ve bu konuda desteğimizi sunacağız. Maltepe’den sonra Edirne’ye devam etmeli. Adalet sadece birileri üzerinden değil, toplumun her kesiminden her insan için gerekli. Mağdur olan insanlar var, içeride milletvekilleri var, eş başkanlar var, belediye başkanları var, gazeteciler var, yazarlar var, sendikacı arkadaşlarımız var. Bunlar için de adalet olmalı.”

Deniz İlayda Akgün (Öğrenci): “Adı üzerinde, adalet yürüyüşü. Adaletin tekrar insanları ve toplumu bir araya getirmesi için yürüyoruz. Maltepe’den sonra ise ikinci bir Gezi olacağı konusunda umutluyum.”

Emekli bir memur: “Amaç her geçen gün yok edilen hukukun ve adaletin (yani devletin çökertilmesi demek bu) tekrar hayata geçirilmesi. Bununla bize adaleti hemen verecekler mi, sanmıyorum. Bunun devamı mutlaka olacak, orada bırakılmayacak. Bu ülke, bu ülkeyi çökertenlere bırakılmayacak. Ne olacak? Millet, Gezi olaylarındaki gibi ayağa kalkmayı öğrendi bugün. Bugün öğretim görevlilerimiz hapiste, basın hapiste, bütün küçük yetkili memurlarımız hapiste, hiçbir soruşturmaya tabi tutulmadan. O kişi kendi bileğinin gücüyle ekmeğini kazanmış; kolundan tutulmuş dışarıya atılmış ‘senin işin bitti’ diye. Kim tarafından? Oy verdiği insan tarafından. Bunlara son vermek için buradayız. Adaleti ayağa düşürdüler, onun için yollarda adalet arıyoruz. Maltepe’den sonra nereye kadar bilmiyorum ama gitmeli, devam edilmeli. İki tane öğretmenimiz işinden atılmış, hapse atılmış, terörist ilan edilmiş, şu an açlık grevleri devam ediyor. Bu insanlar bunların hakkını elbette arayacak, yalnızca o ikisi arayamaz.”

Işık Şerifsoy: “Yürüyüşün amacı keşke herkesçe net anlaşılabilse: Herkes için eşit, herkes için hakça sonuçlar istiyoruz her alanda. Burada sen ben o, Tayyip, Kılıçdaroğlu veya bir başkası değil konu, halk için buradayız hepimiz. Hatta bugün çok güzel bir şey yaşadık, bir ailenin evinde misafir olduk, bize sadece evlerini değil gönüllerini açtılar. Halk olduğumuzu, hepimizin eşit olduğunu hissettik, amacına ulaştı bizim için burada olmak. Onlar yürüyüşte değillerdi, onlarla birlikte buraya geldik. Yürüyüşün amacı tekrar bir olabilmek aslında. Maltepe’den sonra ne olacak, açıkçası bilmiyorum ama çok endişe duyuyorum. Çünkü biz birazcık çabuk heyecana gelen bir milletiz. Evet yürüyoruz, yürüyeceğiz, Maltepe’ye de gideceğiz. Ama oraya vardıktan sonra Kılıçdaroğlu’nun arkasında kaç kişi duracağız ve ona nasıl destek vereceğiz, bilmiyorum. Çok ümidim yok kimsenin kalacağından. Ama ümit ederim bütün bu çaba, bu sefer hiç olmazsa daha iyi bir sonuç için bir ışık yakar. Aslında Maltepe’den sonrası önemli, onu da hep birlikte göreceğiz.”

Pınar Rüzgar (Üniversite mezunu işsiz): ”Yürüyüşün toplumsal bir amacı var bence her şeyden önce. Şu anda güçler ayrılığı ilkesi tamamen yerle bir edilmiş durumda. Biz yürürken haykırdığımız sloganlarda da ‘Hak, hukuk ve adalet’ diyoruz, bunlar herkes için eşit olsun istiyoruz. Bence bu yürüyüşün atıfta bulunduğu en önemli noktalar, akademisyenlerin tutukluluğuna, KHK’larla hukuksuz bir şekilde işten alınmalara, cezaevindeki gazetecilere değinmesi. Yargının hiçbir özerkliğinin kalmadığını düşünüyorum. Dolayısıyla haklı bir adalet uygulanmıyor. Artık Türkiye’de belirli şeyler tamamen ayrıştırılmış durumda. Halklar zaten ayrıştırılmıştı. Halihazırda baktığımız zaman da hiç kimse kendini bu ülkede kendini özgür hissetmiyor. Yarınlarımız için kaygı duyuyoruz. Ben bunları düşünerek bu yürüyüşe katıldım. Umudumuzu hep içimizde yeşertmeliyiz. Ama maalesef şu anki gidişata baktığımızda, tüm umutları söndüren gelişmeler oluyor. Ben CHP’li değilim ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bu yürüyüşü çok değerli buluyorum, çok onurlu bir mücadele. Hem kendisi hem partisi hem de Türkiye’de yaşayan bütün halklar için bence çok güzel gelişmelere sebep olacak. İnsanlara baktığınız zaman dayanışma, sevgi, saygı görüyorsunuz. Bu, Türkiye’de çok fazla tekrarlanan bir durum değil. Onun için ben umutluyum, daha da umutlu olmak istiyorum. Ülkemde her şeyin adil olmasını istiyorum.”

Seyithaydar Han (Trafik görevlisi): “Şu anki Türkiye’nin şartlarına baktığımız zaman, adaletin olmadığını ve bunun artık gırtlağa kadar dayandığını, bunun için de sokaklara çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Bakıyorsunuz adam hırsızlık yapıyor, cinayet işliyor, tecavüz ediyor, ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyorlar, affediliyor. Ama ardı kesilmiyor. Diğer yandan aç adam gidip bir ekmek, baklava alıyor, onun için senelerce yatıyor. Artık öyle bir düzen gelmiş ki, Ak Parti’de yakınların olmadığı zaman hiçbir şekilde içeriden çıkma gibi bir şansın yok. Adalet gelene kadar, sonuna kadar genel başkanımızın arkasındayız.”

Devrim Mol (BES Antalya şube başkanı): “Adalet herkes için, hepimize lazım. Lazım olduğunu da bu süreçte zaten gördük. Yürüyüş Maltepe’den sonra Edirne’ye kadar devam etmeli. Gazeteciler var, bir sürü emekçi arkadaşımız var, milletvekilleri var hâlâ içeride. Hepsi için adalet yürüyüşü, taleplerimizle sonuna kadar devam etmeli.”

Belgin Davaç (CHP üyesi): “Tüm kalbimle katılıyorum bu yürüyüşe. Adaletin olmadığına inanıyoruz,  bunun için geldik. Ülkemin daha güzel günlere gelmesi için ne kadar yürümemiz gerekiyorsa o kadar, sonuna kadar gitmeli. Bu mücadeleye devam etmeliyiz. Bu konvoy herhalde şu an 15-20 bin kişi. Çok duygulandık gelirken. Bugün bizler de birer parçası olduk, kendi adıma çok mutluyum. Keşke elimizden çok daha fazla bir şeyler gelse. İnşallah bu eylem ses getirir.”

CHP üyesi bir emekli: “Malkara’dan geliyorum, ilk günden beri yürüyüşteyim. Sıcak oldu, soğuk oldu etkilenmedik. Adalet olmadığı için yürüyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi, önceden mağdur olarak geldiler ama onlar da kendi diktatörlüğünü oluşturdular. Bırakın CHP’lileri, AK Partililer de bu işe razı olmuyor. Ben CHP’liyim, yürüyüşün yaklaşık %60’ı CHP’li bence ama diğer partilerden de katılanlar var. İstanbul’a yaklaştıkça katılım çoğalıyor. Sağdan soldan tacizler de geliyor ama hakaret de etseler alkışlayarak geçiyoruz. Bu yürüyüşü huzur içerisinde, kimseye zarar vermeden yapıyoruz. Bu yürüyüş sadece bir milletvekilinin tutuklanmasıyla ilgili değil, o bardağı taşıran son damla oldu. Maltepe’de bir manifesto yayımlanacak. Sayın genel başkanımız bunu yapınca solcuların, sosyal demokratların, adalet arayan herkesin ortak bir platformda toplanacağına inanıyorum. Tek slogan atıyoruz, taleplerimiz hak, hukuk ve adalet. Keyfi olarak tutuklamalar yapılıyor, yargı işlemiyor. Bir tane hacı yürüyordu, harbiyeyi bitireli üç gün olan çocuğunu ‘darbecisin’ diye içeri atmışlar. Adalet CHP’ye değil hepimize lazım. Savcılar, hakimler, niye bu kadar yıllar bu okulları okuyorlar? İnsanları adil yargılamayı öğrenmek için okuyorlar. Bu olmadığı için de yürüyoruz.”

Bültene kayıt ol