Asimilasyona inat Lazca rock söyleyerek bir ilki gerçekleştiren, Fırtına Deresi'ne yapılmak istenen santrala karşı direniş örgütleyen, insan hakları ihlallerinin karşısında dimdik duran; kısacası, haksızlığın olduğu yerde haksızın karşısında duran Kazım Koyuncu, nükleer lobisinin cinayetine kurban gitmeseydi, 45. yaşını doldurduğu bugün de mücadelesini sürdürüyor olacaktı.
Kazım Koyuncu, 7 Kasım 1971'de Artvin'in Hopa ilçesinde doğdu. Laz bir ailenin çocuğuydu. Küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı. Önceleri mandolin çaldı, Almanya'da yaşayan amcasının getirdiği gitar hayatında bir dönüm noktası oldu.
Kazım, 1989'da üniversite eğitimi için İstanbul'a gitti ve İstanbul Üniversitesi'nde Kamu Yönetimi okumaya başladı. Bu esnada toplumsal olaylara olan ilgisi arttı. Bir süre sonra okulu bırakarak tümüyle müzikle uğraşmaya başladı. Bir yandan Türkçe müzik yaparken, 1993'te Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) adlı grubu kurarak dünyanın ilk Lazca rock grubunu kurmuş oldu.
Grup 1999'da dağıldıktan sonra, Kazım Koyuncu tek başına müziğe devam etti ve Salkım Söğüt adlı projelerin ikincisinde 3 şarkıyla yer aldı. 2001'de Viya adlı ilk solo albümünü çıkardı. Daha sonra Gülbeyaz adlı dizinin hem müziklerini yaptı hem de dizinin bazı bölümlerinde oyuncu olarak yer aldı. Bundan sonra yurt çapında tanınmaya başlandı. Daha sonra da Kemal Sahir Gürel ile birlikte Sultan Makamı adlı televizyon dizisinin müziklerini hazırladı.
Hey Gidi Karadeniz konserler dizisinin öncülüğünü yaptı. Nisan 2004'te ikinci solo albümü Hayde'yi çıkarttı. Aynı yıl kanser hastası olduğu ortaya çıktı. 1986'da patlayan Çernobil Nükleer Santrali'nden yayılan ölüm bulutları, pek çok Karadenizli gibi Kazım'ı da yakalamıştı. Dönemin hükümet yetkilileri, ölümcül radyasyon bulutlarını ciddiye almayarak, televizyonda radyasyonlu çay ile şov yaparak, erken teşhis ile hayatları kurtulabilecek pek çok insanın ölümüne neden olmuştu.
Kazım Koyuncu da nükleer lobisinin kurbanlarından biri oldu. Hastalığı boyunca kansere karşı savaşan Kazım, 2005'te hayata veda etti. Geride bıraktığı mücadele azmi, bugün nükleer karşıtlarının, HES direnişçilerinin yolunu aydınlatıyor.