Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Tayyip Erdoğan'ın Rojava'yı kırmızı çizgi ilan etmesi ve 28 Şubat 2015'te Dolmabahçe'de yapılan görüşmeyi doğru bulmadığını açıklamasının ardından, çözüm süreci Türkiye devleti tarafından sona erdirilmişti.
Davutoğlu, bunlar yokmuş gibi davranarak, sürecin Ceylanpınar'daki iki polis ölümü nedeniyle sonlandırıldığını iddia etti:
"Çözüm sürecini biz bitirmedik. Barikat kuranlar, çukur kazanlar, iç savaş çığırtkanlığı yapanlar bitirdi. Onlar şehirleri bu şekilde silahlandırma ya da kamu düzenini neredeyse tümüyle yok etme yönünde çabalara girmemiş olsalardı, spesifik olarak Ceylanpınar’da 2 polisimizi gece yarısı evinde şehit etmemiş olsalardı çözüm süreci bitmezdi. Operasyon başlatma gibi bir derdimiz yoktu. 6-7 Ekim olayları bir dönüm noktası oldu. Onların niyetlerinin iyi olmadığını, o olaylarda açık bir şekilde gördük. 2-3 günlük anarşi hali, özellikle Suriye sınırına yakın bölgelerdeki ilçelerimizi daha kalıcı bir şekilde kontrol edebilecekleri yönünde bir vehme götürdü onları. Suriye’de “kazanım” diye düşündükleri şeyleri, Türkiye’de destabilize etmek için kullanmaya kalktılar. Tabii daha sonra, Türkiye ile hesabı olan dış aktörlerin de devreye girmesiyle (onların kim olduğunu tahmin edersiniz), son aylarda Türkiye’de terörün artmasında kimlerle ilişkilerimizin bozulduğunu görürseniz, onları da çıkarabilirsiniz."
Silahlı militanların sınır dışına çekilmesi
Davutoğlu, PKK'nin silahlı grupları sınır dışına çekildiğinde ise "her şeyin konuşulabileceğini" söyledi:
"Halkın çözüm sürecinden beklediği şey, silahların tümüyle terk edilmesi. Böyle bir şey olursa, 2013 Mayıs’ına dönülürse, o zamanki gibi PKK tüm silahlı unsurları Türkiye dışına çıkarıp ülke içinde tek bir silahlı unsur kalmazsa, her şey konuşulabilir. PKK silahı bırakacak, bunun başka yolu yok. Silah bırakıldıktan sonra, niye konuşulmasın barışın şartları içinde? O zaman siyasetin kanalı açılır. Silah konuşmaya başlayınca siyaset hissizleşiyor."