Türkiye, Yunanistan, Danimarka, Almanya ve tüm Avrupa hükümetleri Suriyeli mültecilere karşı işbirliği yapıyor. Geçtiğimiz hafta sonu birçok yerde yapılan eylemlerde olduğu gibi, Suriyeli mültecilerle dayanışmak isteyenler de her yerde kitlesel hareketler inşa etmeli.

Suriyeli aktivistlerin sosyal medyada paylaştığı bilgilere göre, Halep'in kuzeyinde, binlerce aile soğuk hava koşullarında Türkiye'ye geçmek için bekliyor. Avrupa liderleriyle anlaşan AKP ise Suriye sınırını kapatmış durumda. Yalnızca insan kaçakçılarına rüşvet ödeyen çok küçük bir azınlık sınırdan geçebiliyor.

Sınırdan geçen Suriyelileri ise Türkiye'de yoksulluk ve ırkçılık bekliyor. Mülteciler birkaç aile birleşerek ancak ev kiralayabiliyor, büyük bir kısmı ise kamplarda ya da sokaklarda yaşamak zorunda. Bir Suriyeli aktivistin deyimiyle, "Türkiye'de hayatta kalabilmek için 24 saat çalışmak gerekiyor".

Irkçı duvarlar, ırkçı uygulamalar...

Öte yandan, AKP'nin Yeni Türkiye'sindeki bu korkunç koşullardan kaçmak isteyen Suriyeliler için de Avrupa hükümetleri sınırları kapatıyor, hatta sınırlara ırkçı duvarlar inşa ediliyor. 2015 yılında Ege Denizi'nde 700'den fazla Suriyeli yaşamını yitirdi. 2016'nın ilk ayı bitmeden bu sayıya en az 60 kişi daha eklendi.

Galler’de Nazi Almanya’sında Yahudilere uygulanan ‘Davut Yıldızı’ takma zorunluluğunu hatırlatan kırmızı bileklik takma zorunluğu getirildiği ortaya çıktı. Mülteciler kırmızı bilekliği taktıklarında dışlayıcı hakaretlere maruz kaldıklarını belirtti. İngiltere İçişleri Bakanlığı'nın getirdiği zorunluluk, kamuoyundan gelen tepkilerin ardından iptal edildi.

Alenen hırsızlık

Danimarka'daki sığınmacıların ziynet eşyası ve parasına el koymayı öngören yasa tasarısı, Avrupa Parlamentosu'nda görüşüldü. Danimarka Entegrasyon ve Göç Bakanı Stojberg "El konulan eşyalar, masrafların karşılanması için daha sonra açık artırma ile satılacak" dedi. Uygulama Nazi Almanyası'nın uygulamalarına benzetiliyor.

Bakanlık gelen tepkiler üzerine el konulacak malzemelerin çeşidini ve değer sınırını düşürse de uygulamayı hayata geçirmekte kararlı.

Benzer bir uygulama İsviçre ve Alman eyaletlerinden Bavyera ve Baden-Württemberg'te de halihazırda yapılıyor. Mülteciler kayıt ve kabul işlemleri yapılan dairelerde aranarak, üzerlerinde bulunan belge, değerli eşya ve paralarının olup olmadığı kontrol ediliyor. Şayet mültecilerin ceza ödeme, ya da herhangi başka bir ödeme zorunluluğu ihtimali bulunuyorsa, 750 Avrodan fazla paralarına ve değerli eşyalarına el konulabiliyor.

Faşistler eylemlere hazırlanıyor

2014 yılı sonunda Almanya'nın birçok kentinde pazartesi günleri eylem yapmaya başlayan PEGİDA, anti-faşistlerin ısrarlı mücadelesi sonucu sokakta durdurulmuştu. Ancak Avrupa hükümetlerinin bu ırkçı-mülteci karşıtı uygulamaları, aşırı sağ/faşist örgütlerin harekete geçmesine zemin sunuyor.

PEGİDA, Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da benzer grupların temsilcileriyle bir araya gelerek ortak hareket bildirgesine imza attı.

Prag yakınlarındaki Roztoky kasabasında imzalanan “Prag Deklarasyonu”na göre 6 Şubat tarihinde Almanya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Finlandiya, Polonya, Slovakya ve İsviçre gibi 14 ülkedeki göçmen karşıtı ırkçı grupların hepsi binlerce kişiyle birlikte sokaklara çıkacak.

Mültecilerle dayanışmaya!

Geçtiğimiz hafta sonu, Türkiye ve Yunanistan'da, İstanbul ile Dedeağaç kentlerinde ve İpsala sınırının iki tarafında mültecilerle dayanışma eylemleri yapıldı. Aynı gün Calais, İtalya ve bazı diğer yerlerde de benzer gösteriler düzenlendi.

Mültecilere yönelik ırkçılığa, sınırların kapatılmasına karşı ölümleri durdurmak için her yerde kitlesel dayanışma hareketlerinin inşa edilmesinin önemi gitgide artıyor.

(Video) İpsala sınırında AKP ve Syriza'ya uyarı

Sınırın iki tarafında eylem: “Mültecilik insan hakkıdır”

Antikapitalistler İstanbul'da haykırdı: “Sınırlar açılsın, göçmenlere özgürlük!”

İlginizi çekebilecek diğer yazılar