“Dedemin ölüm haberini, bir an durakladıktan sonra, / babam vermişti telefonda. / Babamınkini dayım. / Bu kez de işte duraklayan annem: Atakan! / Hiç bitmez gibidir telefonda donakalınan o an! / Bir başka hışımla ağaçlar hışırdamaya başlar, / sabaha karşı uyanıldığında o telefonla, / Temmuzun orta yerinde bu ülkede bazen / işte böyle geliverir sonbahar birden adeta.”
“Telefon”, Roni Margulies
---
Roni Margulies 19 Temmuz 2023 tarihinde aramızdan çok erken ayrılınca, okurları ve yakınlarının kulaklarında en çok yankılanan dizesi bu oldu herhalde, “Temmuzun orta yerinde bu ülkede bazen / işte böyle geliverir sonbahar birden adeta”. Roni’nin en iyi yaptığı şeylerden biri buydu zira, şiirinde yaşamı yankılamak.
“Roni, 1955’te İstanbul’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Çok genç yaşında şiire gönül verdi. Öğrencilik yıllarında kafayı takıp Edip Cansever’in masasına oturacak kadar seviyordu şiiri.
18 yaşında üniversite okumak için İngiltere’ye gitti. İngiltere’deki Sosyalist İşçi Partisi (SWP) ile tanıştı ve örgütlendi. Sonraki yılları bir devrimci sosyalist olarak grevlerde, işçi eylemlerinde gazete satarak geçti. 1980’lerin başında 12 Eylül darbesine karşı Londra’da kampanya yürüttü. Aynı yıllarda Kurtuluş geleneğinden gelen Doğan Tarkan ile tanıştı. O zamandan itibaren hep yoldaş oldular. Roni, Doğan’ın Troçkist olmasında etkili oldu ve 1984’te beraber Türkiye’de kendini bugün DSİP’te ifade eden Sosyalist İşçi geleneğini kurdular.
1990’lı yıllarda Roni, hem SWP üyesi olarak İngiltere’de hem de DSİP üyesi olarak Türkiye’de mücadele verdi. Londra-İstanbul arasında mekik dokudu. 2000’lerin başında yine iki ülkedeki savaş karşıtı hareketin en önde gelen aktivistlerinden biri oldu. 2000’lerin ortasında İstanbul’a yerleşti ve sonrasında hep aşık olduğu bu şehirde yaşadı.
Roni, hayatı boyunca Uluslararası Sosyalizm Akımı'nın militanı oldu. Aşağıdan sosyalizmi savundu.
Fakat sadece bu değil. Kendisi bir şair, çevirmen, gazeteci, yazar ve editör olarak müthiş bir üretkenlik içindeki gerçek bir entelektüeldi.”
Roni’nin de yıllarca editörlüğünü yaptığı marksist.org web sitesinde yoldaşları onu böyle anıyor.
Evet, üretmekten asla vazgeçmeyen bir kalemdi Roni Margulies. Atilla Dirim’in onun ölümünün ardından yine aynı web sitesinde söylediği gibi: “Eserlerinde çok geniş bir konu yelpazesi içinde hareket eden Roni Margulies başta aşk olmak üzere insanlık hallerini, Türkiye ve dünya siyasetinin, toplumsal mücadelelerin yanı sıra “öteki” olmayı, “Yahudi” olmayı, ırkçılıkla mücadeleyi, sosyalizmi, devrimi ele aldı.”
Margulies’in Türkçe şiire katkısını anlamaya ne kadar yakın olduğumuz tartışılır. Alper Görmüş’ün Roni’nin de yazarlarından olduğu Serbestiyet’te yayımlanan anma yazısında kısmen yer verdiği “yaşlanma/yaşlılık” şiirleri hariç pek çok eserinin toplu basımı mevcut. Ve okuruyla yazarını bekliyor. Bunun yanı sıra 90’lu yıllarda imgeci şairlerle girdiği polemiklere, dağınık da olsa pek çoğu dijital alanda bulunan çeviri tartışmalarına bakmanın edebiyat ilgilileri kadar, coğrafyamızdaki tartışma kültürünü ve edebi üretimi anlamak isteyenler için de hayati olduğunu söyleyelim.
Açık Dergi’de onu 2007 yılında Türkiyeli Yahudilerin yaşamlarını anlattığı Bugün Pazar Yahudiler Azar kitabının yayımı vesilesiyle Açık Radyo stüdyolarını konuk olduğu bir radyo söyleşiyle anıyoruz.
Gülüşü kulaklarımızda, mücadele azmi hep aklımızda olacak.
İlksen Mavituna
(Açık Radyo)
*Roni Margulies’in Ornitoloji kitabındaki “Aynıymışız” şiirinden bir dize.