Suriye'de dengelemeciliğin sonu mu?

05.06.2022 - 09:35
Haberi paylaş

Milli Güvenlik Kurulu'nun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rojava Kürt bölgesine yapılacak yeni harekatı duyurdu. Suriye'de hakim olan ABD ve Rusya, Ankara'nın müdahalesine karşı çıkıyor. 

Türkiye, komşusu Suriye'de en fazla yabancı asker bulunduran ülke ve ülkenin beşte birlik bölümünü kendisine bağlı yerel silahlı güçlerle kontrol ediyor.

Ankara'nın 2016'dan bu yana yaptığı dış müdahaleler ve askeri varlığı, ayaklanma ve iç savaş sonrası Suriye'de hakim olan iki emperyalist devletin onayıyla süre geldi. 

Suriye'de vekalet savaşı yürüten ABD ve Rusya arasındaki çelişkilerden faydalan iktidar, her iki güçle yakın ilişkiler kurarken, bölgesel çıkarları için ataklar yapabildi.

Son olarak Rojava Kürt bölgesinde, savaş sırasında defalarca el değiştiren iki şehre, Tel Rıfat ve Münbiç'e harekat düzenleyeceğini duyuran Erdoğan yönetimi iki emperyalist merkezin itirazıyla karşı karşıya.

ABD, geniş harekata karşı olduğunu duyurdu. PYD/YPG kontrolündeki  iki şehre yapılacak mühadaleye karşı çıkan ABD Dışişleri Bakanı Blinken, "Bu, karşı olacağımız bir şeydir. Endişemiz, yeni herhangi bir askeri operasyonun bölgedeki istikrarı zayıflatması, kötü niyetli aktörlere istikrarsızlıktan yararlanma fırsatı yaratmasıdır" diye konuştu. ABD, Suriye'deki müttefiki Kürt silahlı güçlerinin yanında yer aldı. 

Rusya'da Ankara'nın yeni müdahale girişimine karşı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, "Ankara'nın Suriye'deki mevcut zor durumu tehlikeli bir şekilde daha da kötüleştirecek eylemlerden kaçınmasını umduklarını" söyledi ve şöyle devam etti:

"Suriye Arap Cumhuriyeti'nin meşru hükümetinin rızası olmadan atılacak bu tür bir adım, Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün doğrudan ihlali olacaktır ve Suriye'deki tansiyonun daha da artmasına yol açacaktır." 

Moskova'ya Türkiye'nin sınır güvenliği endişeleri Suriye askerlerinin yerleşmesiyle çözülebilir. Bu açıklamanın ardından Moskova'nın Suriye sınırına askeri sevkiyat yaptığı iddia edildi.

Esad rejimi ise Türkiye'yi işgalci olarak niteleyerek Tel Rıfat ve Münbiç'e müdahaleye karşı çıkıyor. Ülkenin büyük kısmında hakimiyetini kuran Şam yönetimi, İdlib'de doğrudan savaştığı Türkiye'yi en önemli düşman olarak görüyor. Nitekim Milli Güvenlik Kurulu toplantısı ve Erdoğan'ın AKP grubunda yaptığı konuşmanın ardından Suriye ordusunun bölgeye ağır silah ve tank yığdığı haberleri geldi.

Bu kez ABD ve Rusya'nın onayını alamayan, Esad rejimi ve Kürtler ile kavgalı olan, Türkiye'nin yanında kim var? Suriye Milli Ordusu (SMO) adlı yerel unsurlardan oluşan ve sayıları en fazla 110 bin kişiye ulaşan silahlı güçler.  Gerek NATO destekli YPG, gerekse Rusya destekli Suriye ordusunun gücü karşısında SMO son derece zayıf kalırken, Ankara'nın askeri desteği olmadan ayakta kalabilmesi imkansız.

İktidar blokunun proaktif dış politikası Akdeniz ve Ortadoğu'da ilerleyemez bir haldeyken, NATO'da kriz ve Suriye'de askeri hareketlilikle yeniden etkin hale gelme çabası Rusya'yı da karşısına alma sonucunu yarattı.

Suriye'ye yeni müdahale, dış politik engellerin yanısıra içeride bir heyecan ve toplumsal destek açığa çıkartabilmiş değil. Hayat pahalılığı, işsizlik ve açlıkla boğuşan milyonlarca kişi için iktidar blokunun Suriye politikası savunulabilecek bir şey değil.

Bültene kayıt ol