6-7 Eylül ırkçı bir linçti, bir daha asla

06.09.2021 - 10:50
Haberi paylaş

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) 6-7 Eylül 1955'teki ırkçı saldırıların yıldönümünde, Ankara Altındağ'daki ırkçı linç girişimini de ele alan bir açıklama yayınladı.

DSİP'in açıklaması şöyle:

Bundan 66 yıl önce, 6-7 Eylül 1955 tarihinde, devlet görevlisi olduğu bilinen kişiler, Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba attı. Ardından gazeteler nefret yayınları yaptı, önceden hazırlanmış saldırganlar İstanbul, İzmir ve başka şehirlerde, başta Rumlar olmak üzere Müslüman olmayan vatandaşlara saldırdı.

Şiddet ve yağma esnasında 15 kişi öldürüldü, 300 kişi yaralandı, çok sayıda kadın tecavüze uğradı. Rumlara, Ermenilere, Yahudilere ait 5 binden fazla ev, binden fazla iş yeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul tahrip edildi.

6-7 Eylül Pogromu'ndan, şiddet ve yağmasından sonra binlerce Rum, Ermeni ve Yahudi İstanbul'u terk etti. Böylece İttihat ve Terakki döneminde başlatılan ve tek millet, tek devlet, tek bayrak sloganıyla ifade edilen etnik homojenleştirme politikaları doğrultusunda bir adım daha atılmış oldu.

Altındağ‘da şiddet ve yağma yapıldı

Benzer bir şiddet ve yağma olayını geçen ay Ankara Altındağ’da yaşadık. Adli bir olayı bahane eden bir grup ırkçı ve faşist; göçmenlerin evlerine, dükkanlarına saldırdı. 

Bir gece boyunca göçmenlere yönelik linç yaşandı. Göçmen düşmanı faşist çeteler; insanları dövdü, işyerlerini yaktı, arabaları kundakladı, evleri yağmaladı, eşyaları çaldı. 

Linçe ve yağmaya katılan faşistler, tıpkı 6-7 Eylül pogromunda olduğu gibi, Altındağ’da da başkalarının malına ve hayatına çökme alışkanlığını sergilediler. 

Operasyonlarda faşist çeteler kullanılıyor

6-7 Eylül 1955’teki şiddet ve yağmanın bir devlet operasyonu olduğu, 40 yıl sonra operasyonu yönetenler tarafından açıklandı. 6-7 Eylül pogromunda güvenlik görevlileri saldırganlara en ufak bir müdahalede bulunmamıştı.

Altındağ linçinde de saldırganlar güvenlik görevlileri tarafından engellenmedi. Gözaltına alınanların tamamı serbest bırakıldı. Hatta saldırganlara ödül verircesine, hükümet Altındağ’daki göçmenleri Ankara dışına sürmenin hazırlıklarına başladı.

Altındağ’da Suriyeli göçmenlere yönelik saldırıda ırkçılığı besleyen yayınların, programların, muhalefet partilerinin açıklamalarının da önemli bir rolü var.

Altındağ linçinden muhalefet partileri de sorumludur

Özellikle son bir ayda göçmenlere yönelik saldırganlık, yalan fırtınası, uydurma haberler arka arkaya binlerce insan tarafından paylaşıldı. Bazı ırkçı “kanaat önderleri” ve bazı ırkçı ve faşist “profesörler” insanların gözünün içine baka baka yalan söyleyerek göçmenlere karşı bir sosyal medya nefreti örgütledi. Bütün bunlar linç koşullarını hazır hale getirdi. 

Geçmişte işlenen suçlarla hesaplaşmadığımız takdirde, bunların kendilerini tekrar edeceği açıktır. Altındağ linçini gerçekleştirenlerle 6-7 Eylül pogromunu yapanlar aynı zihniyetten kişilerdir.

Geçmişle hesaplaşmanın, bir daha asla benzer acıları yaşamamanın yolu, bugünkü nefret dolu girişimlere, göçmen düşmanlığına, ırkçılığa karşı mücadele etmektir. 

6-7 Eylül'ü hatırlamaya ve kaybettiklerimizi anmaya, Türkiye'de yaşayan azınlıklara, göçmenlere yönelik ırkçılığa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Biliyoruz ki bir ırkçı için Türk ve Müslüman olmayan Türkiyeli de yaşadıkları ülkeden açlık, ölüm veya işkenceden kaçarak Türkiye’ye sığınan göçmen de “ötekidir.”

Gelin herkesin eşit, özgür ve barış içinde yaşaması için ırkçılığı ve milliyetçiliği yenelim.

DSİP GYK

6 Eylül 2021

Bültene kayıt ol