Çete lideri Sedat Peker'in, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile irtibatını sağladığını söylediği iki "gazeteciyi" - Özışık kardeşleri - ifşa etmesiyle birlikte, bu krizin Erdoğan yönetimi için maliyeti daha da arttı.
Peker'in sosyal medya hesaplarından yayınladığı görüntülerde, son dönemde sık sık canlı yayınlara çıkarak iktidarı fanatikçe savunan, kendi sosyal medya kanallarında muhaliflere ağır hakaretlerde bulunan, Işıkçılar cemaatinin yayın organı olan Türkiye gazetesinin köşe yazarı kardeşi ile birlikte koyu milliyetçi-muhafazakâr nutuklarla farklı sesleri bastırmak isteyen Hadi Özışık (ve kardeşi Süleyman) feci şekilde yakalandı.
Sözde gazeteciler
Kafeler 1 yıldır kapalı ve çaresiz kalan işletmeciler intihar ediyor. Ama yasaklardan azade olduğu anlaşılan, İstanbul Ataşehir'de nargile servisi yapmaya devam eden lüks kafeden Peker'i arayan Hadi Özışık, Mehmet Ağar'a aptal derken, "bizim adam" dediği Soylu ile son görüşmelerini aktarıyor. 'Reis, dostum, kardeşim' diye hitap ettiği Peker'in haklı olduğunu belirten sözde gazeteci, kendisinin bilgi aktarımının üstü kapalı bir şekilde söylenmesinin sorun olmadığını da belirtiyor.
Peker'in Soylu'yu ilk kez hedef aldığı video sonrasında yapılan bu görüşmede, videonun yayınlanmadan önce Hadi Özışık'a gönderildiği ve onun yorumunun alındığı anlaşılıyor. İfşa edilen 2. Hadi Özışık-Peker görüşmesi ise 4. video yayınlandıktan sonra - yine Özışık'ın araması üzerine - gerçekleşiyor. Bu görüşmede Özışık, videoda isminin referans olarak geçirilmesi ve "dürüst gazeteci" olarak övülmesi karşısında paniğe kapılmış durumda ve Soylu ile görüşenin kardeşi Süleyman Özışık olduğunu belirterek isminin kaldırılmasını istiyor. Peker bunu yapmadı, sadece videonun açıklamasına, Özışık kardeşlerin karıştırılması konusunda düzeltme notu koydu.
Sayılı günler sonra, CHP milletvekili Özgür Özel Halk TV canlı yayınında Peker'in itiraflarında geçen, Soylu ile ilişkilerinde adeta bir kurye vazifesi gördüğü resmedilen kişilerin Özışık biraderler olduğunu ima etti.
Paniğe kapılan Hadi Özışık bir başka iktidar yanlısı gazeteciye yaptığı yalanlamada "Haber taşıyan şerefsizdir, haysiyetsizdir, namussuzdur, alçaktır" dedi. Gece yarısı ise Peker, Hadi Özışık ile yaptığı iki görüşmeyi de ifşa etti. Sabaha karşı bir açıklama yapan Hadi Özışık ise "inisiyatif kullandım" diyerek Soylu'dan özür diledi.
TV ekranlarında baş köşeye konulan, muhalifleri itibarsızlaştırmak için her türlü yalanı söyleyen, ortaya dökülen görüntülere bakılırsa AKP iktidarı tarafından el üstünde tutulan Özışık kardeşlerin hikâyesi, Türkiye'de oluşan baskı, sansür, dezenformasyonun hangi boyutlara ulaştığını, ekranlardan ahkâm kesenlerin gerçekte ne işlerle uğraştığını açığa çıkardı.
Soylu zor durumda
Peker'in iddiaları hakkında doğruysa "idam edin" diyen Bakan Soylu, birbirlerine dostum diye hitap ettiği ve uzun zamandır birlikte çalıştığını söylediği Özışık kardeşleri, mafya lideriyle birlikte kendisine komplo kurmakla suçladı. Ve haklarında "hakaret", "iftira" ve "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım"dan suç duyurusunda bulundu.
Soylu, daha önce de Peker hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan kendisini soruşturmasını istemişti.
Yargıdaki siyasallaşma ve iktidar tekeli ortadayken savcılar, üstlerindeki bir iktidar üyesini gerçekten soruşturabilir mi? Çoğu kişiye göre bu sorunun yanıtı hayır. Milyonlarca yurttaş bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bakıyor, tıpkı Süleyman Soylu gibi.
Çeteleri ve mafyayı "zehirli yılana" benzeten Erdoğan, onunla aynı çuvala girenlerin ihanet edeceğini söylemişti. Peker'i ihanetle suçlamasına rağmen kendi bakanını savunmaya devam eden Erdoğan şimdi ne yapacak?
Peker'e göre Süleyman Soylu ile ilişkisi 20 yıl önceye gidiyor. O zamanlar Doğru Yol Partisi Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı olan Soylu, kendisine danışman olarak Hadi Özışık'ı alıyor. O vakit Mehmet Ağar çeteleri gibi kendisini kongre salonlarına almayan çetelerin karşısında Soylu'nun korumalığının 6 ay boyunca kendi adamları tarafından yapıldığını Peker söylüyor ve Soylu ile arasında irtibat olarak bir akrabasının ismini de veriyor. Bu kişinin oğlunun nikâh şahitliğini ise Süleyman Soylu yapmış!
İtiraflardan çıkanlar sadece yakın geçmiş ile sınırlı değil. 2016 sonrası kurulan rejimin en önemli savunucularından birisini, bu rejimin güvenlik aygıtını yöneten kişiyi, kendi hakkında açılan soruşturmanın bilgisini sızdırmakla ve yönlendirmekle suçluyor.
Daha önce yazdığımız gibi: Soruşturmanın selameti açısından Süleyman Soylu derhal istifa etmelidir. Kendisi istifaya yabancı bir siyasetçi değil, 1 yıl önce salgının patlamasına yol açan skandal sokağa çıkma yasağı sonrası Soylu, vaka sayısının artışından sorumlu olmakla suçlanınca istifa etmişti. 1 milyon 300 binden fazla tweetin atılmasının ardından Soylu istifasını geri aldı. Peki, bugün ortada çok daha büyük bir skandal varken istifa etmek için neyi bekliyor?
Kriz Saray'a doğru gidiyor
İktidarın gözde propagandacısı Hadi Özışık, Peker ile görüşmesinde, 5 ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Soylu'nun kendisi hakkında "severiz" ifadeleri kullanmasını onaylıyor, gayet bir emin şekilde teyit ediyor
Soylu, önceki istifanın geri alınması gibi Erdoğan ve Bahçeli'den destek bekliyor. Sürpriz bir görüşme yapan Erdoğan ile Bahçeli'nin bu konuda ne konuştukları bilinmiyor.
Erdoğan sonrası AKP liderliğine oynayan ve faşist parti tarafından özellikle desteklenen Süleyman Soylu, koltuğunda kalabilecek mi? Buna Erdoğan ve Bahçeli'nin maliyet hesapları karar verecek. Öyle ya da böyle sosyalistler; çetesiz, mafyasız, yolsuzlukların soruşturulduğu, basın özgürlüğünün olduğu demokratikleşmeden yanadır.
► Peker’in itiraflarında adı geçen herkes soruşturulmalıdır.
► Soruşturmaların mümkün olabilmesi için Soylu derhal istifa etmelidir.
► Düşünce, ifade, örgütlenme ve gösteri özgürlüğü hemen şimdi!