Devrimci Sosyalist İşçi Partisi tarafından bu yıl online olarak düzenlenen Sosyalist Tartışma toplantıları Cuma günkü ilk oturumla başladı.
Küresel Barış Forumu, Uluslararası Sosyalist Akım'ın Türkiye, Yunanistan ve Suriye örgütlerinden katılımcılarla yapıldı.
Toplantıda ilk olarak konuşan DSİP’ten Yıldız Önen, Suriye’de savaşının devam etmek olduğunu, Doğu Akdeniz’de ise gerilimlerin sürdüğünü söyleyerek sözlerine başladı ve bunun yarattığı göçmen krizinden bahsetti. Silahlanmaya ayrılan paranın Soğuk Savaş’tan beri en yüksek seviyelere çıktığını dile getiren Önen, 2019 yılında bu işe harcanan 2 trilyon dolarlık bütçeyle 100 milyon yoğun bakım yatağı üretilebileceğini hatırlattı.
Barış hareketini inşa etme çağrısı
Emperyalizmin krizinin yarattığı bu ortamda, bölgesel güçlerin çekişmelere müdahil olduklarını söyleyen Yıldız Önen, Türkiye’nin de Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de militarist politikalarını sürdürdüğünü aktardı. Doğu Akdeniz’deki gaz arama çalışmalarının sonucunun hiçbirinin halka ve işçilere yaramayacağını ifade eden Önen, bu paylaşım kavgasına ve iklim krizinin yarattığı duruma karşı aşağıdan ve uluslararası bir barış mücadelesinin acil bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
Türkiye’de Kürt sorununda yürütülen çözümsüzlük politikalarını eleştiren Yıldız Önen, hem ekonomik hem diğer krizlerin çözülmesi için bu konuda adım atması gerektiğini belirtti. Önen, “Bize düşen görev, tüm ülkelerdeki işçilerin ve yoksulların ortak çıkarları çerçevesinde, ırkçılık, yoksulluk ve savaş getiren bu sisteme karşı mücadele etmek” dedi ve 2000’lerin başındaki gibi küresel bir barış hareketi çağrısı yaptı.
Enternasyonalizmin önemi
Suriye’de mücadele eden Devrimci Sol Akım’ın üyesi Ghayath Naisse, sözlerine, Covid-19 salgınının kapitalizmin 2008-2009 krizinden beri devam eden çelişkilerini ortaya çıkardığını ve kapitalist sistemin ömrünü doldurmuş olduğunun görüldüğünü söyleyerek başladı. Buna son yıllarda popülist ve faşist partilerin yükselişinin eşlik ettiğini hatırlatan Naisse, bu durumun bölgedeki yansımasının Suriye devriminin yenilgisi olduğunu ifade etti. Yine de halk kitlelerinin direnişinin ABD’deki Black Lives Matter hareketinde, Tunus’ta, Cezayir’de, Lübnan’da, Irak’ta ve daha birçok yerde kırılamadığını belirten Suriyeli sosyalist, bunun çok önemli olduğunu dile getirdi.
Kapitalizmin ekonomik, politik ve sosyal krizine aynı zamanda Ermenistan-Azerbaycan arasında olup bitenlerde görüldüğü gibi savaş tehdidinin eşlik ettiğini hatırlatan Naisse, radikal solun umudu temsil eden tüm sistem karşıtı mücadelelerde yer alarak, bir devrimci parti inşa etme görevini unutmaması gerektiğini hatırlattı. Enternasyonal dayanışmanın bu dönemde çok önem kazandığını ve Dağlık Karabağ sorununda Türkiye ile Rusya’daki devrimci sosyalistlerin yaptığı ortak açıklama gibi örneklerin barış için umut verici olduğunu belirten Ghayath Naisse, kendilerinin de Suriye’deki çok zor koşullarda başka sol yapılarla ittifak kurma ve örgütlenme girişimlerine devam ettiklerini söyledi ve sözlerini “Yaşasın devrim! Yaşasın enternasyonal sosyalizm” diyerek bitirdi.
Ege’nin iki yakasındaki işçiler birleşmelidir
Toplantıda son olarak Yunanistan’daki Sosyalist İşçi Partisi’nden (SEK) Petros Constantinou konuştu. Bu ülkedeki nazi örgütü Altın Şafak’a karşı yürütülen antifaşist kampanya KEERFA’nın önde gelen aktivistlerinden biri olan Constantinou, İzmir depremi gibi olaylarda sıradan insanların dayanışma hissinin baskın olduğunu, ancak hükümetlerin bunun tam tersi davrandığını aktardı. Bu rekabete karşı bizim tutumumuzun ne olması gerektiğini tartışan Petros Constantinou, iki tarafın sermaye sınıflarının bölgedeki kontrolü için gerilen kapitalist hükümetlere karşı, Yunanistan’dan SEK ve Türkiye’den DSİP’in yaptıkları ortak açıklamanın çok önemli olduğunun altını çizdi.
Yunanistan devletinin bölgedeki deniz sınırları üzerinde hakimiyet kurmak için Yunan egemen sınıfı lehine yürüttüğü politikaları ve başka devletlerle kurduğu ittifakları eleştiren SEK aktivisti, “Biz üstümüze düşen görevle, Yunan kapitalizminin tüm saldırgan politikalarına karşı çıkıyoruz. Bırakın doğal gaz denizin dibinde kalsın diyoruz” dedi.
Ege’nin iki yakasındaki işçileri birleştirme ve silahlanmaya karşı çıkma çağrısı yaptıklarını dile getiren Constantinou, barış için böylesi bir çağrıyı bölge halklarına yapmamız gerektiğini söyleyerek, işçiler için kan, kapitalistler için ise kâr anlamına gelen savaşlara karşı çıkmak için kendi hükümetlerimize karşı mücadele etmenin önemini vurguladı. Uluslararası Sosyalist Akım’ın bölge örgütlerinin yaptığı çağrının bu anlamda tarihi bir önemde olduğunu ifade eden Petros Constantinou, ırkçılığa ve göçmenlerin önüne çekilen engellere karşı barış için ve ırkçılığa karşı birleşmenin öneminden bahsetti.
Toplantının tamamını izlemek için:
Sosyalist Tartışma toplantıları bugün üç oturumla devam edecek:
28 Kasım, Cumartesi
14.00 Antisemitizm: Sağcı bir ideoloji
Roni Margulies (Şair, yazar), Tuna Emren (Bilim yazarı)
16.00 Otoriter rejimler, faşizm ve demokrasi
Canan Şahin (DSİP), Kemal Can (Gazeteci, yazar)
18.00 Ekonomi-salgın- iklim: Üç kriz bir çözüm
Joseph Choonara (SWP-İngiltere), Dila Ak (DSİP)
İzlemek için: https://www.facebook.com/devrimcisosyalistiscipartisi
https://www.youtube.com/user/marksistorg