Türkiye'den DSİP ve Yunanistan'dan SEK (Sosyalist İşçi Partisi), savaşa ve ırkçılığa karşı ortak bir açıklama yaptı.
Ege'nin iki yakasında mücadele yürüten devrimci sosyalistler, şunları söylüyor:
Ortadoğu’daki savaş politikalarının bedelinin göçmenlere ödetildiğine şahit oluyoruz. Türkiye ve Yunanistan hükümetleri büyük emperyalist bloklar arasındaki çelişkilerden yararlanarak kendilerine pay çıkarmaya çalışırken, göçmenleri ülkelerinde barındırmama ve savaşın dehşetinden kaçan insanları engelleme konusunda birbirleriyle yarışıyorlar.
İdlib’de, ordusu Rusya ordusu ve Esad rejimi ile karşı karşıya gelen Türkiye, bu gelişmeden hemen sonra göçmenlerin Avrupa’ya geçişini engellemeyeceğini duyurdu.
Bu haber üzerine, Türkiye’deki yoksulluk, sömürü ve ırkçılıktan bıkmış olan on binlerce göçmen, denizden ve karadan geçişler için Batı'ya doğru harekete geçti.
Binlerce göçmen Türkiye sınırlarında sıkışıp kalırken, Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı (FRONTEX) ile işbirliği içindeki Yunanistan kolluk kuvvetleri geçişleri engellemek için barbarca önlemler almaya başladı.
AKP hükümetinin sınır geçişleriyle ilgili kararının göçmenlerin haklarına yönelik en ufak bir iyi niyet taşımadığı çok açık. Bu haberin ardından, binlerce göçmen denizden, plastik botlarla ölüm yolculuğuna çıktı, binlercesi ise sınır kapılarında, berbat koşullarda bekliyor.
Türkiye hükümeti göçmenlerin neden buradan kurtulmak istediklerinin hesabını vermek yerine, Avrupa’ya geçen göçmen sayılarıyla övünüyor.
Yunanistan’ın polisleri ise sınırdaki göçmenlere gaz atıyor, saldırıyor. Bu esnada adalarda yaşayan ırkçılar, Yunan hükümetinin açıkça ırkçı politikalarından aldıkları cesaretle, göçmenlerin geçişini engellemeye çalışıyor. Topraklarında mülteciler için cezaevleri kurulmasını reddeden ve polisi kovalayan sıradan insanları selamlıyoruz. Midilli’de “Mülteci kadınların bizden hiçbir farkı yok” diyen kadınları selamlıyoruz.
Türkiyeli ve Yunanistanlı emekçilerin çıkarları, ABD veya Rusya emperyalizmiyle, Avrupa Birliği ile, Yunanistanlı veya Türkiyeli patronlarla değil; uluslararası işçilerin dayanışmasıyla, tüm göçmenlerle ve bu dönemde özellikle Suriyeli emekçilerle örtüşmektedir.
Yunanistan ve Türkiye hükümetlerini hem Doğu Akdeniz’de hem de Ortadoğu’da süren askeri gerilimlerden uzak durmaya, sıradan insanların hayatını tehlikeye atan maceralardan vazgeçmeye çağırıyoruz.
Esad rejimiyle Rusya’nın İdlib’deki bombardımanlarına karşı sesimizi yükselttiğimiz gibi, Türkiye’nin bölgedeki askeri operasyonlarına da karşı çıkıyoruz.
Göçmenleri denizde ve karada süründüren, hayatlarını hiçe sayan politikalara derhal son verilmelidir!
Suriye-Türkiye sınırının İdlib’den kaçan yüz binlerce kişiye açılmasını, Yunanistan ve Avrupa Birliği’nin göçmenleri engellemeye yönelik politikalarını değiştirmesini talep ediyoruz.
Savaştan kaçan göçmenler diledikleri takdirde Türkiye’de kalabilmeli, ancak bunu istemiyorlarsa başka bir ülkeye geçebilmeliler.
Hem Türkiye hem Yunanistan, ve de tüm diğer Avrupa ülkeleri, barındırdıkları göçmenlerin yaşam koşullarıyla ilgili iyileştirmeye gitmelidir.
Ege’nin iki yakasından sosyalistler olarak, yıllardır göçmenlerin hakları ve özgürlükleri için mücadele veriyor, ırkçılıkla boğuşuyoruz.
Her ülkeden emekçileri savaşa, emperyalizme ve ırkçılığa karşı barış talebini yükseltmeye, göçmenlerle dayanışmaya çağırıyoruz.
Türkiye’den DSİP ve Yunanistan’dan SEK, bu doğrultuda kardeşçe mücadele etmeye, 15-21 Mart haftasında ırkçılık karşıtı eylemleri örgütlemeye devam ediyor.
Göçmenler hoşgeldiniz!
Irkçılığa geçit yok!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Türkiye
Sosyalist İşçi Partisi (SEK), Yunanistan