Aydın LGBTİ+ Dayanışması: 'Vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmak suç değil midir?'

13.07.2020 - 13:45
Haberi paylaş

Aydın LGBTİ+ Dayanışması, yasaklara rağmen basın açıklaması yaptı.

Aydın LGBTİ+ Dayanışması, dün (12.07) Aydın şehir merkezinde ayrımcılığa, ötekileştirmeye, kadın cinayetlerine, çocuk istismarlarına, LGBTİ+ fobilerine dur demek için bir araya geldi. Basın açıklamasına HDP Kadın Kolları, HDP'li milletvekilleri, Alevi Derneği, CHP Kadın Kolları, Aydın Kadın Dayanışması ve Renkli Güvercin LGBTİ+ Örgütü katıldı. İlk defa alana çıkan Aydın LGBTİ+ Dayanışması büyük ilgi gördü.

Basın açıklamasının tam metni şöyle:

Belki hiçbiriniz bizleri henüz tanımıyorsunuz! Burada ne için toplandığımız hakkında da bir  fikriniz olmayabilir.

Biz LGBTİ+ bireyler! 

Biz çocuk hakları savunucuları!

Biz kadınlar !

Yolumuzu yol, mücadelemizi mücadelesi benimsemiş tüm dostları MERHABA diyerek selamlıyoruz!

Bugün burada ayrımcılığa, ötekileştirmeye, kadın cinayetlerine, çocuk istismarlarına, LGBTİ+ fobilerine dur! demek için toplandık. Covid-19 pandemi sürecinde LGBTİ+ bireylerin hedef gösterilmesine sessiz kalmıyoruz. Salgında tüm ülke öncesine göre daha da zor bir döneme girdi. LGBT+ bireyler için yaşam her zaman zordu ancak bu süreçte çok daha da zorlaştı.

 28 nisan 2020 tarihinde diyanet işleri başkanlığının “Hastalıkları beraberinde getiriyor, nesli çürütüyor, Hiv virüsüne maruz kalıyor, Gelin bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim, eşcinseller lanetlenmiştir" gibi nefret söylemleri ve hedef göstermeleri ile başlayan bu sürecin  ardı arkası kesilmedi. Şimdi ise yetkili makamdaki kişiler tarafından da hedef gösteriliyoruz. Görevde olduğu süre boyunca çocuk tecavüzcülerine gözlerini kapatan Diyanet İşleri Başkanı, deprem, LGBTIQ+, kadın ve çocuk söylemlerini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesine rağmen ne yazık ki halen görevdedir. 

Biz LGBTİ+ bireyler hiçbir hedef gösterilmeyi ve hiçbir suçlamayı kabul etmiyoruz. Zaten yeterince bölündüğümüz bu zaman diliminde daha da fazla insanlara nefret aşılayarak ve bu nefreti körükleyerek bu ülkenin insanlarını daha da bölmeye çalışmak kabul edilemez bir tutumdur. 

18 yıl önce " Eşcinsellerin de kendi alanlarında kendi haklarının savunulması gerekmektedir" diyen kişilere şimdi tekrar bu sözlerini hatırlatıyoruz. 18 yıl önce bu sözleri söyleyenler LGBT+ oylarını istiyorlardı. Artık hedef göstermeyi ve nefret söylemlerini kesin. Türkiye de ki LGBTİ + nefret cinayetlerinde Hande Kader, Ahmet Yıldız, Gökçe Naz Saygı, Esra Ateş, Dora Özer ve daha nice gençlerimizi kaybettik. Bu nefret cinayetlerinin son bulması için sesimizi çıkartıyoruz. Artık biz LGBTİ+ ların sağlık haklarını, eğitim hakkını, çalışma hakkını yani kısaca insanca yaşama hakkımızı yasalarla düzenleyin.

Kaygı ve korku içindeyiz!

Bu ülkeyi yönetenlere soruyoruz, eşcinsel ve transeksüeller vatandaş değil midir?

Vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmak suç değil midir? 

LGBTİ+ bireyler iş bulmak için bir kuruma gittiği zaman sırf cinsiyet kimliğinden ve cinsel yöneliminden  dolayı işe alınmıyorlar. Bu yüzden diyoruz ki; insanları insan olduğu için kabul edin. Zorunlu seks işçiliği yapan trans LGBTİ+ bireyler için güvenli toplumsal yaşam talep ediyoruz. Çünkü zorunlu olarak seks isçiliği yapan LGBTİ+ arkadaşlarımızın can güvenliği yoktur. Ailesi  tarafından, toplum tarafından dışlanan, sokakta kalan, şiddete maruz kalmış LGBTİ + bireyler için sığınma evleri talep ediyoruz. Bizler de yaşayan insanlarız, bizler de sizin içinizden biriyiz, belki de aynı mekanda oturduğunuz, belki de yüz yüze gelip konuştuğunuz bir arkadaşınız.

Soruyoruz, can güvenliğimizi ve yaşam hakkımızı kim koruyacak?

Sırf eşcinseliz diye, sırf transseksüeliz diye canımıza kastediliyor, öldürülüyoruz. Adalet arıyoruz, bulamıyoruz.

Kaygı ve korku içindeyiz çünkü din aracılığıyla kışkırtılmış, sabrı taşan vatandaşlar daha kaç eşcinsel ve transseksüelin canına kastedecek bilmiyoruz. Çok şey değil sadece sırf cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerimizden dolayı öldürülmek istemiyoruz.

Homofobik ve transfobik nefreti körükleyerek öldürülmemizi daha ne zamana kadar seyredeceksiniz?

İlan ediyoruz!

Eşcinsel ve Transeksüel Cinayetleri Politik Cinayetlerdir – Katilleri Biliyoruz!

Ülkemizde sömürünün boyutları artarken, emekçi LGBT'ler olarak bundan payımızı fazlasıyla alıyoruz. Kriz bahanesi ile en ucuza çalıştırılanlar, işten ilk çıkarılanlar ve hatta iş dahi bulamayanlarız biz. Patronların hırsı ve onların siyasal iktidarı bizi her gün işten atılma tehdidi ile işsizlikle, güvencesizlikle, düşük ücretlerle ve gericilikle baskılamaya çalışıyor.

Her fırsatta gizlenmemizi, evlerimize hapsolmamızı, sesimizi kesmemizi isteyen örgütlü gericiliğin kışkırtması nedeniyle artık evlerimizde bile güvende değiliz.

Bu sömürü düzeninde, insanca yaşamak değil, sadece yaşamak dahi çok görülüyor bize.

Böyle bir ülkede yaşamak istemiyoruz. İstemiyoruz ve hiçbir yere de gitmiyoruz!

Bu ülke bizim. Bir araya gelecek ve bu ülkeyi hep birlikte değiştireceğiz, kararlıyız!

Bu ülkede barış içinde, eşit ve özgür, yeni bir yaşam istiyoruz!

 Her daim söylediğimiz gibi 

ALIŞIN! BURADAYIZ GİTMİYORUZ!

Bültene kayıt ol