Kriz kontrol altına alındı mı?

13.10.2018 - 11:54
Haberi paylaş

Temel gıda ve tüm ürünlerde fiyatların yüzde 24.5 artığının açıklanmasından hemen sonra yapılan Ak Parti kampında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye tarihinin en büyük ekonomik saldırılarına maruz kalmasına rağmen iki ayı bulmadan durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık" dedi.

Hükümetin IMF yerine tercihi McKinsey adlı şirketle olan anlaşma Erdoğan tarafından iptal edilirken, 15 yılın  en yüksek enflasyon rakamını açıklayan TÜİK başkan yardımcısı da görevden alındı

Küresel koşullar

Amerikan Merkez Bankası ve Trump yönetimi, küresel piyasalardan doların çekilmesine, faizlerin yükseltilmesine, güçlü dolar politikasına devam edeceklerini söylüyor.

“Kurdaki dalgalanmaların kontrol altına alındığı” açıklamasından iki gün sonra ABD faizlerindeki yükselişin dolara olan rağbeti artırmasıyla oluşan küresel dalga sonucu TL yine değer kaybediyordu.

Türkiye şirketlerin 120 milyar dolarlık kısa vadeli borcunu ödemek için yeni borçlar bulamıyor. 457 milyar dolarlık toplam dış borç, TL'nin düşüşü ile katlanıyor.

Krizi yaratan küresel ekonomik koşullar devam ederken, Erdoğan kabinesinin küresel finans şirketlerinin ve Türkiye hakim sınıflarının istekleri doğrultusunda ilan ettiği olağanüstü ekonomik kararlar yabancı sermayeyi ikna edebilmiş değil.

Patronlar için seferberlik

- Rekor faiz artırımları: Erdoğan yüksek faize karşı olduğunu söylese de Merkez Bankası bu sene üç kez ard arda faiz artırımlarına gitti. Türkiye dünyada en yüksek faiz veren ülkelerden biri olurken yabancı sermayenin kaçışı devam ediyor.

- Ekonomik saldırı programı: Üç yıl boyunca uygulanacağı söylenen ekonomik program, her istikrar programında olduğu gibi şirketleri ve bankaları kurtarmayı, onların borçlarını emekçilere ödetmeyi esas alıyor. Patronlardan tam destek alan bu kararlar, IMF programlarında yer alan şeyler. Fakat bu da kredi musluklarını açmış ve TL'ye değer kazandırmış değil.

- Enflasyonla topyekun mücadele programı: Yüksek fiyatların indirilmesi ve dondurulması yönünde hiçbir karar ve yaptırım ilan edilmezken, üç ay yüzde 10 market indirimleriyle alışveriş teşvik ediliyor. Hükümetin ve patronların enflasyonla mücadeleden anladıkları, maliyetlerin düşürülmesi ve verimliliğin artırılması. İşten çıkarmak, iş saatlerini uzatmak; daha çok işi daha az işçiye düşük ücretle yaptırmak. Stokçuluk ve vurgunculukla mücadele, bireysel ihbar çağrılarıyla sürdürülürken alım gücü yüzde 30 azalan milyonlarca insanın gelirini artırmak yönünde hiçbir adım yok.

- Bankaların ve şirketlerin kurtarılması: Dışardan kaynak bulamayan hükümetin bankaları kurtarmak için bir süper banka kuracağı; batık kredilerin buraya aktarılarak bilançoların temizleneceği ve Cumhurbaşkanı'nın yönetiminde olan bu bankanın istediği şirkete kredi vereceği söyleniyor. Öte yandan İşsizlik Fonu'ndan kamu bankalarına 11 milyar liranın aktarıldığı ortaya çıktı. Kıdem tazminatı fonu gibi bir çok girişimle işçilerin parası, bankalar ve sigorta şirketleri için sermaye yapılmak isteniyor.

Bankaları ve şirketleri kurtarmak için seferberlik var. Krizin ağır sonuçlarını yaşayan emekçi sınıfların yaşam koşullarını iyileştirme yönünde hiçbir niyet ve adım yok.

- Siyasi kriz: Krizi derinleştiren, Türkiye'yi yönetenlerin AB ve ABD ile kavgaları. Trump'la kavgalı olanlar barışıyor. Avrupa Birliği ile normalleşme yönünde hızlı adımlar atılırken, ABD ile kavganın akıbeti Pastör Brunson'un bırakılması kadar Rusya'dan S-400 alımı, İran'la ticari ilişkiler ve Suriye savaşıyla da belirlenecek.

Belirsizlik ortamında net olan bir şey varsa hükümet ve etrafında laik-dindar demeden kenetlenen patronların faturayı emekçilere ödetme iradesi.

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol