Sosyalist İşçi gazetesinin son sayısında, Can Irmak Özinanır, Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesini değerlendirdi:
ABD Başkanı Donald Trump, dünyanın sinir uçlarıyla oynayarak ABD hegemonyasını yeniden tesis etmeye çalışmaya devam ediyor. Trump’ın seçim vaatleri arasında da yer alan son çıkışı Kudüs konusunda oldu. Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu söyleyen Trump, ABD büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyacağını söyledi ve sürmekte olan Filistin sorununu derinleştiren bir adım attı.
Kudüs’ün önemi
Kudüs, 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan bu yana İsrail’in işgali altında. 1980 yılında şehri başkent ilan eden İsrail’in bu kararı dünyada hiçbir ülke tarafından tanınmıyor. Filistinliler, Doğu Kudüs’ün başkent olduğu bir devlet kurulmasını çözüm olarak görüyorlar. İsrail ise Kudüs’ü işgal ettiği günden bu yana düzenli olarak şehrin demografisi ile oynuyor. 1967’den bu yana kurulan 10 yerleşim yerine 200 binden fazla insan yerleştirdi. Şehrin toplam nüfusu 850 bin dolayında.
Dünyanın en kadim kentlerinden biri olan ve pek çok din için önemli olan sembolleri barındıran Kudüs tarih boyunca çekişme konusu olmuş bir kent. Hem Müslümanlar, hem Museviler, hem de Hristiyanlar için kutsal sayılan mekânlar Kudüs’te bulunuyor.
İslam peygamberi Muhammed’in göğe yükseldiğine inanılan Harem-üş-Şerif, Doğu Kudüs’te yer alıyor. Harem-üş-Şerif’de, Mescid-i Aksa ve Kubbet'üs Sahra bulunuyor. Museviler için en kutsal mekanlardan biriu olan Ağlama Duvarı ise Mescid-i Aksa’nın hemen altında yer alıyor. Hristiyan dininin peygamberi İsa’nın çarmıha gerildiği yer olduğuna inanılan Kutsal Kabir Kilisesi de Kudüs’te yer alıyor.
Trump’ın çıkışı, Müslümanlardan olduğu kadar Filistinli Hristiyanlardan da tepki topladı. Sokağa dökülen Hristiyanlar, Trump’ın resimlerini yaktılar. İslami Direniş Hareketi HAMAS ise Filistinlileri Cuma namazından sonra “Öfke Cuması” gösterileri yapmaya çağırdı.
Türkiye’nin tutumu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Trump’ın Kudüs tutumu konusunda “Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir” diyerek, bu konuda Türkiye’nin İsrail ile diplomatik ilişkileri durdurmaya kadar gidebileceklerini söyledi. Erdoğan’ın İsrail’e ilişkin ilk açıklaması değil. Uluslararası aktivistlerden oluşan içinde Türkiye’den çok sayıda kişinin bulunduğu Mavi Marmara gemisi boykotu delmek için Gazze’ye giderken İsrail askerleri tarafından saldırıya uğradığında Erdoğan buna sert tepki vermiş, 2009’da Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e “Siz çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz” tepkisi vermişti. Ancak Erdoğan’ın bu “antiemperyalist” çıkışı havada kaldı. 2015 yılında İsrail’le yapılan anlaşma sonucu İsrail askerlerine açılan tüm davaların geri çekilmesi, diplomatik ilişkilerin yeniden inşa edilmesi, Hamas liderlerinin sınırdışı edilmesi gibi pek çok konuda İsrail’in istekleri kabul edilirken, Mavi Marmara’da saldırıya uğrayanlara Erdoğan “giderken bana mı sordunuz?” diye cevap verdi.
Türkiye’nin “kırmızı çizgileri” dinle veya mazlumlar ile dayanışmakla değil, çıkarlar doğrultusunda şekilleniyor.
Filistin’e özgürlük!
İsrail Devleti, Filistin toprakları üzerinde kurulduktan sonra Arapları yıllardır baskı altında tutan, sistematik olarak bölgeyi Arapsızlaştırmaya dönük etnik bir politika izleyen korsan bir devlettir. Aynı zamanda Batı emperyalizminin özellikle de ABD’nin bölgedeki en sadık müttefikidir. Trump ve İsrail’in Filistin’den elini çekmesi devletler arasındaki çıkarlara dayalı ilişkilere değil dünyanın sokaklarında “Filistin’e özgürlük” diyen seslerin çoğalması ile mümkündür.
Can Irmak Özinanır