Suriyeli sosyalist Ghayath Naisse: 'Mezhepçiliğe karşı ve kadın hakları için mücadele edeceğiz'

28.12.2024 - 10:28
Haberi paylaş

Suriye’deki Devrimci Sol Akım’dan Ghayath Naisse, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nin (DSİP) düzenlediği toplantıda Esad rejiminin düşüşünü ve Suriyeli sosyalistlerin mücadele programını anlattı. Toplantıda Naisse’nin yanı sıra Suriyeli mülteci Kashan Kalkour ve DSİP üyesi Meltem Oral da konuşmacıydı. 

Ghayath Naisse’nin toplantıdaki konuşması şöyleydi:

Öncelikle herkese merhaba, selamlar yoldaşlara. Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’ndeki yoldaşları selamlıyorum. 2011’de başlayan Suriye Devrimi’nden sonra bu partiyle iyi ilişkilerimiz oldu. DSİP devrimin başladığı günden bugüne kadar, Suriye’den gelen göçmenlere, yoldaşlarımıza destek oldu, yardımcı oldu. Genel olarak uluslararası dayanışmada başarılı oldular, biz de devrimciler olarak bunu unutmayacağız. Şahsım ve Devrimci Sol Akım adına herkese teşekkür ederim. 

Büyük bir değişim

Bugünkü konuşmamız çok önemli. Suriye’de çok büyük bir değişim oldu, dünyada da aynı şekilde yankıları oldu. Bu büyük olay, Suriye’deki diktatörlük rejiminin düşmesi ve Suriye Devrimi’nin kazanmasıdır. Bu hafta içinde Suriye halkının önüne büyük fırsatlar çıktı ve halkın önündeki engelleri kaldıracak önemli olaylar gerçekleşti. Suriye’deki diktatörlük rejiminin düşmesinden bahsetmeyeceğim ve nasıl bir rejim olduğunu anlatmayacağım, zaten herkes onun nasıl bir rejim olduğunu çok iyi biliyor. Daha önemli olanı, bundan sonra ne yapacağımızı konuşmak istiyorum.

Rejim neden hızlı düştü?

Garip olan olay, bu rejimin 12 gün içerisinde, bu kadar güçlü olmasına rağmen ve bu kadar silahlı güçlerinin olmasına rağmen çok kısa bir sürede düşmesidir. 12 yıl boyunca Suriye halkına türlü işkenceler yapan bu rejimin bu kadar hızlıca düşmesinin sebeplerini konuşmak gerek. Bunun hem iç hem de dış sebepleri var. Öncelikle 2011’de başlayan devrim, rejimin temellerinin sarsılmasına neden oldu. İlk sebep budur. İkinci sebep ise rejimin hakim olduğu bölgelerde halkın yüzde 95’ini yoksulluğa ve açlığa mahkûm etmesiydi. Rejimin en büyük destekçisi olan ordu, generaller, subaylar ve askerler bile son dönemde bu yoksulluğa maruz kaldı. Ordudaki görevlerini yaparken de yoksulluk çektiler, askerler ve subaylar da halkın tamamı gibi yoksulluktan payını aldı. Suriye’nin güneyinde rejimin hakim olduğu bölgelerde bile, eylemler başladı. Lazkiye’de ve sahil kısmında bile eylemler yapıldı. Kimsenin rejim için canını feda etmek istemediği bir duruma ulaştık. Ona destek olmayı reddettiler.

Dış etkenler

Şimdi de dış etkenlerden bahsedelim. Rejime destek veren dostları, onun iktidarda kalmasını sağlayan dış etkenler yavaş yavaş ortadan kalktı. Gazze’de başlayıp Lübnan’a yayılan İsrail saldırganlığı Hizbullah’ın güçlerinin önemli bir bölümünü yok etti, bu da Hizbullah’ın Suriye’deki güçlerinin ve kadrolarının zayıf ve güçsüz kalmasına neden oldu. Aynı zamanda İran da büyük çapta zayıfladı. Lübnan ve Filistin’e desteği ve buralardaki savaştan etkilenmesi, hem de kendisinin savaşa müdahil olması bu duruma yol açtı. Bu nedenlerin etkisiyle Suriye rejimine desteği kesti. Rusya’nın Ukrayna’daki savaşa yoğunlaşması, kendi derdine düşmesi, onun da desteği kesmesinde etkili oldu. 

Esad askeri çözümde ısrar etti

Suriye rejimi bunların hepsini göz ardı etti ve bir barış sürecine başlamayı reddetti. En baştan beri yaptığı gibi askeri çözüm yaklaşımını sürdürdü. Son bir iki yıl içinde de Erdoğan’ın ve Türkiye’nin ona sunduğu bütün teklifleri reddetti. Bu da büyük etkenlerden birisiydi. Bütün bu olayların sonucu olarak HTŞ bir harekât başlattı ve bu harekât başarıyla sonuçlandı. Dikkat ettiyseniz rejim askerleri çok büyük bir direniş sergilemedi. HTŞ’nin Halep’e girmesi iki gün bile sürmedi ve yukarıda tüm bu etkenler, bu savaşın hızlıca bitmesini sağladı. Olaylar şu şekilde gerçekleşti; muhalif güçler şehirlere yaklaştığında rejim güçleri üniformalarını çıkarıp görev yerlerini terk ederek kaçtılar ve halk sokaklara indi. Daha sonra da muhalif güçler, savaş veya çatışma olmadan o şehirleri ele geçirdiler. Halep’te, Humus’ta, Hama’da ve Şam’da olaylar bu şekilde gerçekleşti, muhalif güçler bu şehirlere çatışmasız bir şekilde girdiler. 

Arap Baharı’nı unutmayalım

Özetleyelim; devrimin başarılı olmasının ve bu rejimin 12 günde gitmesinin nedeni ana sebebi 2011’de başlayan devrim, ondan sonra rejimin zayıflaması, insanların devrimi sürdürmeye yeniden devam etmesi ve sokaklara inmesi, en sonunda ise HTŞ’nin ve muhalif güçlerin “püf” dediğinde rejimin çökmesi ve şehirlere girebilmesi. HTŞ’nin Şam’ı ele geçirmesinden sonra İsrail, Golan Tepeleri’nin aşağısındaki Şeyh Dağı’nı ele geçirmeye başladı ve rejimden kalan bütün silahları, füzeleri, cephaneleri bombalamaya başladı. Bu da önemli konulardan biri. 

Bu Suriye tarihinin en önemli olayıdır

Suriye tarihinde bir geçiş dönemini yaşıyoruz. Suriye tarihindeki en önemli olay budur; belki de Suriye Fransız işgalinden kurtulmasından bile daha önemli bir olayı yaşıyor. Halk yarım asırdır Suriye’de varlığını sürdüren cani ve diktatör rejimin yıkılmasının mutluluğunu yaşıyor. Nesiller boyunca Suriyeliler bu anları bekledi, onun için şimdi gördüğümüz gibi Suriye halkı sevinç içinde ve sokaklarda eğlenmeye başladı. Hayatlarında ilk defa özgürce her şeyi konuşabilecek, kendilerine yeni siyasi partiler kurabilecek, siyasete atılacak hale geldiler. Şahsen bugünün gelebileceğini hayatta tahmin etmezdim. 1970’lerden beri canını feda eden Suriyeli kadınlara ve erkeklere, bütün Suriye halkına selam olsun diyorum. Yarım asırdır bu rejime tek başlarına direnen canını feda eden bütün o insanlara selam olsun. Son on yıl içinde canını feda eden yoldaşlarımızı da unutmamak lazım. 

Yeniden inşa ve komiteler

Biraz gündemden bahsetmek istiyorum, Suriye halkı şimdi sokaklarda Suriye’nin yeniden inşası için çabalıyorlar. Yeni komiteler kuruldu, halk kendi mahallelerini temizliyor. Ülkeyi yeniden inşa etmek, yeni partiler ve örgütler kurmak istiyorlar. En önemlisi de bütün insanlar ve gençler en önemlisi de el ele verip kalkınmayı hedefliyor. Herkes sokaklarda. Partimiz ve yoldaşlarımız hızlı bir şekilde gelişmeye başladı, şimdi bir büyüme aşamasındayız. Özetle şimdi partimizin ana hedefleri, kazanılan bu özgürlüklerin korunmasını sağlamak. Yani, parti kurma özgürlüğü, baro kurma özgürlüğü, sendikal özgürlükler, siyasi hayata atılma özgürlüğü… Bütün Suriye’de özgürlükleri kazanıp onları korumak için harekete geçmemiz gerekiyor. 

Halkların eşit koşullarda birliği

Şovenist ve ırkçı akımlara karşı, Kürt halkının özgürlüğünü ve kendi geleceğini tayin hakkını tanıyıp onlarla birlikte bir savunma hattı oluşturmalıyız. Kurulacak olan geçici hükümetin Suriye halklarının tamamını temsil etmesini istiyoruz. Bazı şartlarımız var; ilk şartımız güvenlik güçlerinin ve ordunun yeniden yapılandırılması. İkincisi Suriyelilerin güvenliklerinin ve özgürlüklerinin garanti altına alınması. Geçici hükümetin bir kurucu meclis oluşturması gerekiyor. Yeni bir anayasanın Suriye halklarının özgürlüklerini ve demokrasiye geçişini koruması ve eski diktatörlük rejiminin geri dönmemesini temin etmesi gerekmektedir. En önemli taleplerden biri de Suriye’deki bütün dış güçlerin Suriye topraklarından çıkmasıdır.

Bildiğiniz gibi şu anda Suriye’de en büyük nüfuzu olan ülke Türkiye. Şu anda Türkiye’deki demokratik ve sol kurumlara çok büyük bir görev düşüyor, onların çok önemli bir rolü var. Biz de devrimci ve sol akımlar olarak yıllar boyunca burada çok büyük engellemelerle, yasaklamalarla karşı karşıya kaldık ama artık bu çalışmaları yürütecek, sosyalist bir faaliyet yürütecek imkanlar var ve artık bunun için yola çıkabiliriz. Tüm yoldaşlara teşekkürler.

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol