Kanlı Esad rejiminin yıkılışı ne anlama geliyor: Suriyeli bir sosyalistle röportaj

10.12.2024 - 11:08
Haberi paylaş

Suriyeli sosyalist Ghayath Naisse, İngiltere'de yayınlanan Socialist Worker gazetesine konuştu. Naisse’ye göre Beşar Esad’ın iktidardan düşmesi aşağıdan mücadelenin geri dönmesi için fırsatlar yaratıyor.

Suriye’de on yıllar süren kanlı ve baskıcı bir diktatörlüğün ardından Esad rejimi yıkıldı. Babasının 2000 yılındaki ölümünden bu yana ülkeyi yöneten Beşar Esad, pazar sabahı başkent Şam’dan kaçtı. Silahlı İslamcı grup Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) on gün önce Esad rejimine karşı ani bir saldırı başlattı. Kuzeydeki Halep şehrini ele geçirdikten sonra HTŞ güneydeki Şam’a doğru ilerledi. Bu saldırı uzun süredir devam eden iç savaşı yeniden alevlendirdi. Esad 2011’deki halk devrimini kanla bastırmış ve rakip emperyalist güçler ülkeye müdahale etmişlerdi.

Suriyeli sosyalist Ghayath Naisse, Esad’ın çöküşünün “Suriye tarihinin önemli anlarından biri” olduğunu söylüyor. “Pek çok fırsat ve pek çok tehlike var. Bunca zamanın ve bunca mücadelenin ardından rejimin yıkıldığını görmek büyük bir mutluluk.”

“Mutluluk, çünkü artık o otoriter, kanlı diktatörlük yani Esad rejimi yok. Ama bu mutluluğun yanında, bazı korkularımız var çünkü değişimin öznesi, bizim olmasını istediğimiz değil. HTŞ ve onun niteliği yüzünden çok fazla korku var.”

“Değişimin öznesi” yani Ebu Muhammed el-Cevlani’nin liderliğindeki HTŞ grubu Esad’ı Türkiye desteği ile devirdi. Esad, kitlesel halk eylemleri yoluyla devrilmedi. Türkiye yönetimi HTŞ’nin saldırısını, Esad rejimini zayıflatmak ve daha fazla bölgesel nüfuz elde etmek için destekledi. Bu hem ekonomik çıkarlar için hem de Kürt halkına müdahale için yapıldı.

Ama HTŞ, Esad rejimini şok edici bir güçle yıkabildi ve bu durum Esad yönetiminin içinin ne kadar boş olduğunu gözler önüne serdi. Ghayath bu olayların bağlamını ve Esad rejiminin neden bu kadar çabuk düştüğünü anlamanın çok önemli olduğunu söylüyor.

“İlk olarak yıllar süren iç savaşın ardından Suriye’deki herkes çok bitkin durumda, buna rejim de dahil. Durum çok çaresiz, ekonomi her yıl daha da kötüleşiyor ve rejim halkın en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyordu. Bu yüzden Esad’ın Suriye’de gerçek bir toplumsal tabanı yoktu.”

“İkincisi, Esad’ı destekleyen ana güçler olan Rusya ve İran zayıfladı. Çünkü Rusya Ukrayna’yı işgal etti ve Esad’a 2015’te rejimi kurtarmak için müdahale ettiği zamandaki gibi yardım edemedi. İran’ın durumu da pek iyi değil. Gazze ve Lübnan’daki savaş bölgedeki İran etkisini muazzam ölçüde zayıflattı. Bu yüzden bugün bölgesel güçlerin Esad rejiminin düşmesine izin verdiklerini görüyoruz, çünkü ona yardımcı olamıyorlar.”

İç savaşta aralarında Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve İran’ın da bulunduğu rakip emperyalist ve bölgesel güçler Suriye’ye müdahale etti. Daha önce Suriye’yi emperyalist rekabetin eritme kabı olarak tanımlayan Ghayath farklı güçler arasındaki gerilimlerin artacağını savunuyor. “Rejimin yıkılmasının jeopolitik düzeyde çok sayıda sonucu olacak. İsrail, Türkiye, ABD ve Rusya kendilerini de içeren bir geçiş programı isteyecek. Suriye halkının ihtiyacı bu değil. Pek çok kişi HTŞ’nin yapacaklarına ve onun imzalayacağı anlaşmalara karşı çıkacak.”

Bazıları HTŞ’nin 2011’deki Suriye Devrimi’nin mirasını devam ettirdiğini öne sürüyor. Yıllar süren sefalet ve diktatörlüğe olan öfke kabarıp kitlesel eylemlere dönüşmüş ve Mart 2011’e gelindiğinde devlet baskısına karşı devasa güçler mücadeleye atılmıştı. Ama Esad’ın buna olan tepkisi devrimi kanla boğmayı amaçlayan, acımasız, mezhepçi bir iç savaş başlatmak oldu. Bu savaşın amacı kitle mücadelesini imkânsız hale getirmekti. Rakip emperyalist güçler bunu müdahale için bir bahane olarak kullandılar. 

Ghayath HTŞ’nin halkın devrimini devam ettirmediğini söylüyor. “HTŞ’nin Suriye’de toplumsal bir tabanı yok. En umutsuz insanları kendi saflarına katıyor ama bir halk örgütlenmesi değil.” Ghayath Esad’ın devrilmesinin Suriye halkının aşağıdan mücadeleler örgütlemesi ihtimalini ortaya çıkardığını savunuyor. “HTŞ’ye karşı çıkıyoruz, ama buna rağmen, o toplumsal ve siyasal mücadelelerin kapısını açıyor ve konunun en önemli noktası bu.”

“Bugün Suriye’nin kaderinin tek hâkimi HTŞ değildir. Artık bu dönemde insanlar harekete geçebilir. Esad rejiminin yıkılışı Suriye halkının yeniden mücadele etmesinin ve başka bir otoriter rejimin yeniden üretilmesine karşı koyması için yeni ufuklar açtı.” Suriye’de umudu yaratan da “demokratik amaçlar ve halkın siyasal ve toplumsal ihtiyaçlarının kazanılması” için yürütülecek aşağıdan mücadeleler ihtimalidir.

(Socialist Worker)

Bültene kayıt ol