Bob Oxle, Macaristan'da Viktor Orban hükümetine karşı gerçekleşen protestoların işçi sınıfı arasında yaygınlaşma potansiyelini ve gösterilerin sebeplerini yazdı.
Budapeşte’de sağcı Macar hükümetinin acımasız yeni iş yasasına karşı öfkeli protestolar yaşanıyor. İnsanlar, Çarşamba’dan itibaren arka arkaya üç gece sokağa çıktılar ve bu Pazar için daha geniş katılımlı bir protesto planlandı.
Sayıları çok dikkat çekici değil, en fazla birkaç bin insan eylemlere dâhil oldu. Ancak öfkeleri, militanlıkları ve hükümet için tehlike arz etmeleri ülkedeki çok daha geniş bir huzursuzluğu gözler önüne seriyor.
Viktor Orban’ın sağcı Fidesz Parti’si 2010 yılında seçildiğinden bu yana çok daha geniş gösteriler olmuştu. Bu gösterilerin tamamı, büyük oranda törensiydi ve barışçıl geçmişti.
Bu haftaki eylemler ise trafiği engellemeye çalışıyordu. Protestocular Danube’deki parlamentonun her iki yanında yer alan ana köprüleri ve neredeyse Oxford Meydanı’na denk bir alan olan Oktogon’u işgal ettiler. Biber gazı ve gaz spreyleriyle donanmış polislere karşı fişekler ve sis bombalarıyla direndiler. Polis, saatler boyunca şehir merkezi ve bazı ana turistik bölgede kontrolü fiilen kaybetti.
Bunlar, son zamanlarda eşi benzeri görülmemiş gelişmeler.
Protestocuların bazı taktikleri Fransa’daki Sarı Yelekliler hareketinden ve Londra’daki Yokoluş Ayaklanması’nın doğrudan eylemlerinden ilham ve cesaret aldı.
Protesto çağrısı yapan en önemli örgütlerden biri Öğrenci Sendikası Hallgatoi Szakszervezet’ti. Bu örgüt çok daha eşitlikçi bir toplumu destekleyen ve kapitalizmin çeşitli veçhelerine muhalefet eden solculardan oluşuyor. Bir diğer örgüt, Macar Momentum’u ise itibar kazanmak için elinden geleni yapıyor. Bu örgüt de toplumsal olarak liberal (LGBT+ haklarını desteklemek gibi işler yapan) gençlerden oluşuyor ancak ekonomik olarak da liberaller, Avrupa Birliği’ni (AB) ve küreselleşmiş kapitalizmi savunuyorlar.
Faşist Jobbik Partisi şu ana kadar çok az katılım gösterdi ama genç üyelerini eylemlerde yer alma yönünde seferber etmeye çalışarak tehdit oluşturuyor.
Gösterilerin tetikleyicisi acımasız iş yasası
Bu gösterilerin tetikleyicisi patronların işçilere yılda 400 saat fazladan mesai yaptırmasına izin veren yeni iş yasası. Bu yasa aynı zamanda patronlara fazladan mesai payını ödemekten kaçınmak için daha az yoğun zamanlarda işçinin çalışma saatini azaltma hakkı veriyor.
Orban, daha esnek, düşük ücretli bir ekonomi yaratarak Macaristan’ı dış ve iç yatırım için daha çekici hâle getirmek istiyor.
Ancak en önemli sebep Alman çokuluslu şirketlerin Macaristan operasyonlarında emek arzının yetersizliğinden şikayet ediyor olması. Bu eksikliğin en önemli sebeplerinden biri, ironik olarak, Orban hükümetinin Macaristan’a AB dışından göçü saf dışı bırakmaya çalışması.
Kimse durumun nasıl gelişeceğini bilmiyor ancak hükümet endişelenmeli.
Fidesz en son genel seçimde kudurmuşçasına ırkçı, antisemitist bir kampanya yürüterek parlamentodaki çoğunluğunu arttırdı. Nüfusun yüzde 40’ından fazlasını asıl tehdidin ülkeyi göçmenlerle doldurmaya çalışan karanlık finasörlerden geldiğine başarılı bir şekilde ikna etti.
Bunu yaparak halkın düşük ücretler, güvencesiz işler, azalan sağlık ve eğitim hizmetleri için mevcut hükümeti suçlamasını engelliyorlar. Ancak Fidesz destekçileri, yabancı çokuluslu şirketlerin çıkarına, kendi ücret ve koşullarını doğrudan olumsuz etkileyen acımasız iş yasalarından yana değiller. Orban’ı seçim zaferinden sonra bu politikayı uygulamaya cesaretlendiren ancak kibir olabilir.
Bu sebeple protestoların çok daha geniş kitlelere, radikal öğrencilerin ötesinde Macaristan işçi sınıfının geniş kesimlerine ulaşması için bir potansiyel var. Bu gerçekleşeydi, Orban’ın başı gerçekten büyük belada olurdu.
Bob Oxle
(Socialist Worker'daki İngilizce orijinalinden çeviren Can Irmak Özinanır)