Siyah hareketi için çok önemli olan 1968 yılı, şehirlerdeki isyanlardan olimpiyatlardaki yumruklu selamlamaya kadar her şeyiyle 50. yılında gazete manşetlerindeydi. Ama 2018 yılı aynı zamanda, ABD'nin Yeniden Yapılanma Dönemi'ndeki (1865-1877) siyah hareketinin yükselişinin de 150. yılı.
Bu yıl dönümünün gözardı edilmesi sürpriz değil. Yeniden Yapılanma Dönemi sınıflarda kısa bir günah çıkarmayla geçiştiriliyor ve tarih kitapları odak noktası olarak başkanla kongre arasında geçen savaşları alıyor. 1868 yılının önemi sadece Ulysses S. Grant’in başkanlığa seçilmesiymiş gibi anlatılıyor. Yüksek mevkilerdeki kişilerin bunu odak noktası olarak seçmeleri, o yılın son derece yıkıcı geçmesine sebep olan dip dalgasını gözden kaçırmalarına sebep oluyor.
1868’in önemi hakkında yazılar yazan sayılı tarihçilerden birini bu yılın başında kaybettik. Tarihçi, gazeteci ve Ebony dergisinin on yıllardır editörlüğünü yapan Lerone Bennett Jr. geçtiğimiz şubat ayında, 89 yaşında öldü. Yeniden Yapılanma Dönemi'n' anlattığı kitabı Siyah Gücü ABD, o zamanları anlatan birkaç güçlü ve merak uyandıran metinden biri.
Bennett 1868 yılını “Görkem Yılı” olarak adlandırıyor:
“Bu yıl, Kuzey’de askerleri kullanarak meclisi zorla dağıtmaktan ve liderleri tutuklamaktan bahsediliyor. Güneyde ise binlerce öfkeli siyah, tozlu yollarda toplanıp başkaldırıyor, ekmek ve balıkların¹ bölünmesini talep ediyorlar. Bu yıl 14. Anayasa Maddesi’nin yılı. Bu yılda erkekler bağımsızlığın ilanı için yürüyüşler yaptılar. Bu yıl neredeyse her şeyin yeni olduğu bir yıldı. Bu çok önemli gelişmeler yaşanırken, bir yandan da Güneyli siyahların, yerli beyazların ve Kuzey’den yeni gelenlerin olağanüstü hırslı sesleriyle sallanıyordu.”
Bu yılda birçoğu daha önceden esir alınmış siyah erkekler ve çoğunluğunun yetkileri Yeniden Yapılanma Dönemi'ne kadar ellerinden alınmış olan fakir beyazlar, Güney’in anayasasını yeniden yazmak için birleştiler.
İç Savaş’ı takip eden ilk yıllarda birçok siyah için, bu toprakların en basit kanunlarını değiştirmek bir yana dursun, özgürlük kölelikten daha farklı görünmüyordu. Başkan Lincoln’ün öldürülmesinden sonra yerine geçen Başkan Johnson, eski köle sahiplerini affetti. El koyulup azat edilenlere verilen toprakları eski sahiplerine iade etti ve Güney eyaletlerine birleşmeye yeniden katılmaları için çok hafif koşullar sundu.
Johnson’ın hareketleri, azat edilenleri korkutarak boyun eğdirmeye yönelik kampanya yapan beyaz plantasyon sahiplerine yeşil ışık yaktı. Güney eyaletlerinin yeni çıkardığı Siyah Kanunları, köleliği başka bir isimle dayatmaya yönelikti. Örneğin Mississippi’de azat edilenlerin yanlarında iş sözleşmelerini taşımaları gerekiyordu, yoksa hapse atılabilirlerdi. Kanun ayrıca siyahların toprak kiralamalarını da yasaklıyordu. Güney Karolina’da tarla emekçisi olmak istemeyen siyahların mahkemeden özel izin alması gerekiyordu.
Ama Güney’in bütününde, siyahlar eskiye dönüşü reddetti. Birlik (ABD İç Savaşı'nda kuzey - ç.n.) Birlikleri kurup birbirlerini beyazların saldırılarına karşı korudular. Boykot ve grevler düzenleyerek plantasyon sahiplerinin köleliğe varan koşullarda işçi çalıştırmayı dayatmasını önlediler. Oy hakkı, okul, adil ücret ve toprak için bütün Güney’de politik toplantılar düzenlediler. Yürüyüşler ve protesto gösterileri düzenlediler. Kongre'yi imza kampanyaları ve kararlarla doldurup taşırdılar. Çabaları başarıya ulaştı.
Kongre, 1866 yılında toplandığında, birçoğu eski Konfederasyoncu olan Johnson hükümeti delegasyonunun kürsüye çıkmasını reddetti. Bunun yerine, eyaletlerin yeni kanunlar çıkartmak için düzenledikleri toplantıları durdurup, siyah vatandaşların haklarına Siyah Kanunu gibi yasalarla saldırmayı yasaklayan 14. Anayasa Maddesi’ni benimsemelerini öneren yeni bir plan hazırladılar.
Yeni seçmen kayıtları tamamlandığında siyahlar Mississippi, Alabama, Florida, Louisiana ve Georgia eyaletlerinde çoğunluğu sağlamıştı. Güney Karolina’da ise neredeyse her beyaz seçmen başına iki siyah seçmen düşüyordu. Diğer bütün Güney eyaletlerinde ise büyükçe ve güçlü azınlıklardı.
1867 Kasım ayında Alabama’da başlayıp 1868 Haziran ayında Teksas’ta son bulan, büyük çoğunluğu önceden köle olarak çalıştırılanların inşa ettiği, ekonomik ve politik manzarayı radikal şekilde değiştirmeyi hedefleyen kurultaylar düzenlendi.
Bennett’ın dikkat çektiği üzere:
“Bu kurultaylarda insanların yerine konuşan orta sınıf avukatlar ve iş insanları yoktu. Burada Amerika’da ilk ve son kez, büyük çoğunluğu fakir insanlar, kendileri adına konuştu. Çoğu eyalet kurultayında bir kısmı avukat, tecrübeli, bazıları eski milletvekili erkek öne çıktıysa da, bütün toplantıların merkezinde halktan aldığı yetkiyle değil kendisi halk olduğu için sıradan olmayan yetkinlikte konuşmalar yapan sıradan insanlar vardı.”
Bu halk adına çalışan delegeler, Güney anayasalarının ekonomik ve sosyal adaleti gösterecek şekilde değiştirilmesi için savaştılar. Mississippi eyalet kurultayında, zor durumdaki azat edilmişlere vergi indirimi yapılması için bir kanun geçirildi ve toprakların eyalet kontrolüne geri verilmesi yönündeki bir kanun tasarısı reddedildi. Alabama’da Özgürlük Bildirgesi’nin yürürlülüğe girdiği 1 Ocak 1863’ten sonra çalıştırılan kölelerin, eski sahiplerinden aylık 10 dolar almaları yönünde bir yasa çıkarıldı.
Siyahların delegelerin çoğunluğunu oluşturduğu Güney Karolina’daki kurultayda, fakir beyaz ve siyahlara toprak almak için kullanılmak üzere Kongre’den 1 milyon dolar borç istenmesi kararı alındı. Kongre bu teklifi reddettikten sonra, yeni anayasa altında kurulan ilk eyalet meclisi, arazi kanununu değiştirerek fakir çiftçilere yardım eden ve vergi yükünü büyük plantasyon sahiplerine yükleyen bir kanun çıkarttı.
Bunlar, birçok Kuzey eyaletinde sadece ayrıcalıklı beyazlara verilen haklardı. Her kurultayda siyah erkeklere de oy hakkı tanındı. Güney Karolina’dan W. J. Whipper ve Virginia’dan Thomas Bayne gibi bazı delegeler ise bu ayrıcalığın kadınlara da verilmesi için çabaladılar. Birçok kurultayda kadınların toprak sahibi olma hakları genişletildi ve Güney Karolina’da boşanma hakkı tanındı.
Kuzey anayasalarının aksine Güney’in yeni yasaları siyahların medeni haklarını da koruyordu. Siyahlar artık resmi makamlarda çalışabiliyor, jüri görevinde bulunabiliyorlardı. Daha sonradan Jim Crow Güneyi'ni karakterize edecek türden ayrımcılık, çoğu eyaletteki anayasada özellikle yasaklanmıştı.
Yeniden Yapılanma Dönemi kurultayları, Güney’de vergilerle desteklenen ilk okulların açılmasını sağladı. Hatta bazı eyaletler siyah ve beyazların birlikte eğitim almasını zorunlu kıldı. Örneğin Louisiana Anayasası “6 ila 21 yaş arasındaki tüm çocukların” ücretsiz eğitim almasını sağladı ve “herhangi bir ırka özel bir eğitim kurumu olamayacağını” vurguladı.
Ama bugün hiçbir hiçbir kurumsal ders kitabında bu kazanımlar vurgulanmıyor. Glencoe’nin Amerikan Yolculuğu isimli ders kitabı, bu devrimci kurultayları tek bir cümleyle özetliyor: “1868 yılına gelindiğinde yedi güney eyaleti, Alabama, Arkansas, Florida, Georgia, Louisiana, Güney Karolina ve Kuzey Karolina, yeni hükümetler kurmuş ve yeniden Birlik'e dahil olmak için gerekenleri yapmışlardı.”
Bu cümle bile, diğer ders kitaplarının yanında kurultaylara daha fazla pay veriyor. Benim incelediğim metinler, siyahları bu cömert kanunların yararlanıcıları olarak gösteriyordu, kendi özgürlüklerini güvence altına almaya çalışan özneler olarak değil.
Bu dönüştürücü yılın tarihçesi, yeniden canlandırılmayı hak ediyor. 1968’de olduğu gibi, siyah özgürlüğü mücadelesi, insanlara kendilerine yönelik baskılara karşı savaşma ilhamı vermişti. 1868 ayrıca kamu çalışanlarının 8 saat çalışma hakkı için Kongre’ye baskı kurduğu yıldı. Siyah ve beyaz kadınların, beyaz erkek işçi hareketine alınması tartışmasını yürüten William Sylvis, ilk ulusal emek konfederasyonu olan Ulusal Emek Sendikası başkanı oldu bu yılda. Yine bu yıl, Augusta Lewis, ilk kadın sendikası olan Kadınların Matbaacılık Sendikası’nı New York’ta kurdu. Bu sendika kadınlara oy hakkı için mücadele edenlerle dava birliği yaptı. Amerikan Eşit Haklar Birlikteliği’nde kadın hakları savunucuları ve köleliğin kaldırılması için mücadele verenler, evrensel oy hakkı mücadelesinde birlikte tutum aldılar.
10 yıl öncesinde imkansız gibi görünen siyahların politik gücü ellerine alma fikri, 1868’de bir gerçeklik hâlini aldı. Güneyli siyahlar, bütün yoksulların ve işçi sınıfının çıkarlarını kısa süreli de olsa düşünen bir devrime öncülük ettiler. Bu başarının sonuçlarını kavramak oldukça güç. Bugünün son derece eşitsiz toplumunda, çoğunluğu milyonerlerden oluşan Kongre'nin tipik bir üyesi, sıradan bir Amerikan vatandaşından 12 kat daha zengin. Öğretmenler, hemşireler, garsonlar, ulaşım ve inşaat işçileri ve diğer işçiler, kanunları yeniden yazarsa toplum nasıl değişir? En büyük baskı altında olanların mücadelesinin diğer toplumsal mücadelelerin önünü açtığı bir dönemi anımsamak, bugünün sloganı olan "Siyahların Hayatı Önemli olduğunda bütün yaşamlar önemli olacak”a da güç veriyor.
1868 hatırlamamız ve dersler çıkarmamız gereken bir yıl.
Adam Sanchez
(www.zinnedproject.org'dan Marksist.org için Berkay Bağcı çevirdi)
Fotoğraf: Azat edilenler oy veriyor - New Orleans, 1867
1 İncil’de anlatılan bir mucize. İsa’nın beş somun ekmek ve iki balığı kutsayıp bölerek binlerce kişiyi doyurduğu iddia ediliyor. (Markos 6:38, İncil)