Avrupa’da yazın başından bu yana devam etmekte olan orman yangınları atmosfere rekor düzeyde karbon saldı.
Batı Avrupa'yı vuran sıcak hava dalgası batı Fransa ve İber Yarımadası'nda söndürülemeyen orman yangınlarına yol açmaya devam ediyor. Güneybatı Fransa’da 7.000 hektarlık bir alana yayılan son yangının söndürülebilmesi için Avusturya, Almanya, Yunanistan, Polonya ve Romanya’nın da devreye girmesi gerekti.
Geçtiğimiz ay, Temmuz sıcak dalgası nedeniyle benzer bir durumda olan İspanya’yı, Ağustos sıcak dalgası tarafından yutulan Fransa takip etti ve Temmuz-Ağustos aylarında yangınların sebep olduğu emisyonlarda yeni rekorlar kırıldı.
Avrupa Birliği'nin Copernicus Atmosfer İzleme Sistemi (CAMS) tarafından paylaşılan veri setlerine göre, son iki ayın emisyonları 2013’ten bu yana gerçekleşen en yoğun karbon salımı değerine ulaşmış görünüyor.
CAMS verileri, emisyonların Temmuz-Ağustos yangınlarının merkez üssü olan Portekiz, Fransa ve İspanya’da yoğunlaştığını da gösterdi.
Yangınların ağır bilançosu
Bu yıl tarihe geçecek bir ısınma yaşandı.
Kuraklık, seller, orman yangınları derken, iklim afetleri üst üste eklendi, karşı karşıya olduğumuz yıkım günden güne büyüdü ve giderek daha büyük bir nüfus dilimini içine almaya devam ediyor.
Avrupa'daki orman yangınları Belçika'nın beşte biri kadar bir araziyi yakıp geçti.
Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi’nden (Effis) elde edilen veriler, Ocak-Ağustos ortası arasındaki ilk 6 aylık bilançonun ne kadar ağır olduğunu gösteriyor: Kıta genelinde 659.541 hektar (1,6 milyon dönüm) arazi kül oldu ve bu, kayıtların tutulmaya başladığı 2006'dan bu yana görülen en yüksek değer.
Effis verileri, 2022’de Avrupa'da şimdiye kadar şahit olunan yangın sayısının, önceki ortalamanın 4 katı olduğunu gösteriyor: Bu yılın sonuna kadar – sadece orman yangınları nedeniyle - 1 milyon hektardan fazla arazi kaybedilebilir.
İspanya 244.924 hektar kaybederek ilk altı aylık dönemde yangınlardan en çok etkilenen ülke olurken, onu Romanya (150.528) ve Portekiz (77.292) izledi. Fransa'daki yangınlar 60.000 hektarlık bir araziyi kavurdu. Sadece Fransa yangınları, ve yalnızca Haziran ile 11 Ağustos arasında yaşananlar, atmosfere 790.000 otomobilin yıllık emisyonuna eşdeğer 1 milyon ton karbon saldı.
En yoğun emisyon değerleri, Portekiz'in Castelo Branco bölgesindeki Serra da Estrela'da asgari 3.600 hektarlık araziye yayılmış olan yangın ile Fransa'da Bordeaux yakınlarındaki yangından geldi.
Haziran ve Temmuz’da 1,8C’lik ısınma değerine ulaşıldı
İklim çöküşüne evrilen küresel ısınmanın peş peşe getirdiği sıcak hava dalgaları alevlere dönüşüp ormanları da ele geçirdikçe, atmosferdeki karbon fazlasını emebilecek ağaçların sayısını azaltıyor, hem ekosistemleri yıkıma uğratıyor hem de bölgesel kuraklık ve çölleşme riskini artırıyor.
Haziran 2022, dünya genelindeki tüm kara bölgelerine rekor düzeyde sıcaklıklar getirdi. Sıcak hava dalgaları kuzey yarımkürede, özellikle de kıta Avrupası, Birleşik Krallık, Çin ve ABD'nin bazı kısımlarında etkili oldu.
Bilimsel raporların defaatle vurguladığı üzere, hiç kimse küresel ortalamada yaşamıyor. Örneğin, karasal bölgelerdeki sıcaklık artışları öyle bir seviyeye ulaştı ki Haziran 2022’nin sıcak hava dalgaları, kayıtların başladığı 1850'lerden bu yana görülen en yüksek sıcaklık değerlerini gösteriyordu: Haziran ayı, sanayi öncesi sıcaklıklara kıyasla 1,8C daha sıcaktı ve toprak sıcaklıkları 1980'lerin başından bu yana 1,5C'den fazla arttı.
Bu trend Temmuz’da da devam etti; İngiltere, tarihinin en yüksek sıcaklık değerlerini gördü, sıcaklık ortalaması 1,6C’lik bir artışla 40,3C'ye ulaştı. Avrupa'nın büyük bölümünde 40C ile 43C arasında yeni rekorlar kırıldı. Çin ise Temmuz ayında, özellikle de Şanghay'da 40C üzerindeki sıcaklıklara maruz kaldı ve "kırmızı alarm" verildi.
1873'ten bu yana yalnızca 17 kez kırmızı alarm verildi. Bunlardan üçü bu yaz gerçekleşti.
ABD de Temmuz sıcak dalgalarından kurtulamadı; 16 eyalette 38C’nin üzerine yükselen sıcaklıklar 60 milyonluk bir nüfusu kapsayan devasa bir bölgede etkisini artırdı, yaşamı felce uğrattı.
Bu yıl neler oldu da bu kadar ısındık?
Küresel yüzey sıcaklığı kayıtlarını rapor eden altı farklı araştırma grubunun kayıtları – NASA, NOAA, Met Office/UEA; Berkeley ve Copernicus - yüzey sıcaklığının, 1970’ten bu yana, her on yılda 0,2C’lik ısınma artışıyla toplam 0,9C’lik bir ısınmaya ulaştığını ortaya koydu.
Arktik deniz buzu 2022'nin ilk yarısında tarihsel 1979-2010 aralığının en düşük seviyesine geriledi, Mart başı ve Haziran ortasında günlük yeni rekorlar kırdı. Antarktika deniz buzu da yılın ilk üç ayında rekor bir erime yaşamıştı ki Temmuz ayında yeni bir rekor daha kırıldı.
Fosil yakıt emisyonlarının sebep olduğu küresel sıcaklık artışı uzun vadeli bir ısınmaya yol açıyorken, herhangi bir yılda gerçekleşen sıcaklığın başlıca belirleyicisi El Nino ve El Nina olayları olarak bilinen atmosferik fenomenler oluyor.
Bu ikisi tropikal Pasifik'te okyanus ve atmosfer arasında sıcaklık dalgalanmaları yaratıyor ve sonuç olarak bazı yıllar daha sıcak oluyor. Fakat 2022’nin ilk yarısında yaşanan bu benzersiz ısınmada La Nina’nın oynadığı rolün çok düşük olduğu anlaşıldı. Yani bu muazzam sıcaklık artışı, El Nino ve La Nina koşullarının nötr sayılabileceği bir seviyede yaşandı.
Isınıyoruz, daha da ısınacağız, çünkü fosil yakıt yatırımları bitmek bilmiyor ve bunun bir sonucu olarak da emisyonlar artmaya devam ediyor.
Isınmayı durduramıyoruz çünkü kapitalistler küresel ölçekli bir yenilenebilir enerji dönüşümü başlatmak yerine orada burada savaş çıkarmayı, savaş makinelerine yatırım yapmayı, şirketleri kalkındıracak politikalarını sürdürmeyi, emperyalist güç savaşlarında boy göstermeyi tercih ediyor.
Ozon kirliliği de alarm verdi
Orman yangınları, canlılar için toksik olan birçok sera gazının yanı sıra aerosoller, kurum ve katran da salınmasına sebep olur.
Temmuz ayının ortalarında Copernicus Atmosfer İzleme Servisi (CAMS) tahminleri, Batı Avrupa'da yaşanan yakıcı sıcak hava dalgası sırasında Avrupa'nın birçok yerinde çok yüksek seviyelerde ozon kirliliği tespit edileceğini bildiriyordu.
Ozon, ağırlıklı olarak stratosfer ve troposferde biriken reaktif bir gaz. Örneğin, stratosferdeki ozon tabakasının, yerküre yaşamını güneşin ultraviyole radyasyonundan koruduğunu biliyoruz. Bununla birlikte, daha düşük irtifalarda, atmosferik bileşimin düzenlenmesinde etkili bir sera gazı olarak da birikiyor ve hava kirliliğinin önemli bileşenlerinden birine dönüşüyor.
Avrupa’daki orman yangınları sürerken gün ortasında zirve yapan yüzey ozonunun günlük maksimum değerleri Portekiz, İspanya ve İtalya'da alarm verilmesi gereken seviyelere erişti.
Sıcak hava dalgaları ozon yoğunluğunda artış yaşanmasına sebep oluyor, çünkü rüzgar hızının düşmesi ve basıncın artmasıyla birlikte ozon öncül kirleticileri denilen NOx ve VOC'ler bu bölgelerde birikmeye başlıyor.
İklim ve Temiz Hava Koalisyonu, ozon kirliliğinin yılda yaklaşık bir milyon ek ölüme neden olduğunu tahmin etti. Çok yüksek seviyeli ozon kirliliği bilhassa solunum yolları hastalıkları ve kardiyovasküler hastalıkların artmasıyla sonuçlanabiliyor ki bu da öncelikle boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı ve astım krizi olaylarının artması anlamına geliyor.
Tuna Emren