Çözüm 'Millet Bahçeleri' değil sıfır fosil yakıt!

27.01.2021 - 14:06
Haberi paylaş

Bakan Kurum, 2021 İklim Uyum Zirvesi Bakanlar Diyaloğu bölümünde yapığı konuşmada, Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelede başarılı olduğunu ilan etti.

Kurum, "Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelede, üzerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmektedir." dedi.

Türkiye’nin sorumluluklarını yerine getirdiğini söyleyen Bakan, öte yandan tüm dünyada AKP hükümetleri dahil tüm iktidarların üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini çok iyi bildiği için, şu vurguyu yapmaktan da geri duramadı:

"İklim değişikliğine uyum sağlamak, en az sera gazı emisyon azaltım faaliyetleri kadar önemlidir. Bu kapsamda, İklim Değişikliği Strateji ve Eylem Planlarını, 2030 ve 2050 hedefleriyle güncelliyoruz. Katılımcı bir yaklaşımla taslak iklim değişikliği kanunu çalışmaları hazırlığındayız. Bu kanunda uyum konusunu detaylı bir şekilde düzenliyoruz."

İklim değişikliği, eğer bu hızıyla sürecekse, uyum sağlanabilecek ya da uyum sağlanarak geçiştirilebilecek bir kriz değil. Üstelik bakanın konuşması, iklim krizine karşı “Millet Bahçeleri” projesi, “Sıfır Atık projesi” gibi, sorunun özünden kaçan ve gezegenin ısınmasına karşı mücadelede hiçbir şekilde ciddiye alınamayacak önerilerle dolu.

İklim krizine karşı mücadelenin A planı da B planı da giriş kelimesi de bitiş kelimesi de fosil yakıtların kullanımının kısıtlanması ve giderek petrolün, kömürün, doğalgazın toprakta bırakılması olmak zorundadır. Oysa sadece kömür açısından bakıldığında dahi, Türkiye 2019 yılında, Çin’den sonra dünyada inşaat öncesi aşamada en fazla kömürlü termik santral projesi bulunan ikinci ülke konumuna gelerek Hindistan’ı bile geride bıraktı.  

Üstelik Türkiye’nin 2020 yılı iklim karnesi her açıdan vahim notlarla dolu. İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021’e göre, AB ülkeleri, iklim değişimiyle mücadelede kısmen başarılı bulunurken, Türkiye zayıf olarak gösterildi. Küresel ölçekte emisyonların yüzde 90'ını oluşturan ülkelerin değerlendirildiği endekste Türkiye bu yıl 42'inci sırada yer aldı. İklim Endeksi’ne göre, “Muazzam yenilenebilir enerji potansiyeli ve mevcut trendler sayesinde, hiçbir iklim politikası veya hedefi olmamasına rağmen, Türkiye bir önceki yıla göre sıralamasını biraz iyileştirdi ve altı sıra yükseldi” ifadelerine yer verildi.

Buradaki “hiçbir iklim politikası veya hedefi olmamasına rağmen” vurguları çok önemli. Bakan Kurum’un konuşmasında önlem paketi olarak ele alınan tedbirler de bu görüşü doğruluyor.

İklim krizine karşı acil tedbirler alınmalı. İklim krizine uyum sağlamak değil, hükümet, krizi durdurmak için harekete geçmeli. İktidar sözcülerinin, Türkiye Paris Anlaşması’na bile imza atmamışken, iklim kriziyle mücadelede başarılı olduğuna yönelik propagandasına bir son verilmeli. İktidar, hemen, “2030’a kadar iki kat artış öngören emisyon azaltım hedefini” terk etmeli. “İklim değişimine uyum sağlamak”, “sera gazı emisyonlarını azaltım faaliyeti” kadar önemli değildir. Hem de hiç değildir. Önemli olan tek şey sera gazı emisyonlarını radikal bir şekilde azaltmaktır. Bakan’ın önerisi, ölümle birlikte yaşamaya çalışmak gibi büyük bir mantık hatası barındırıyor. İklim krizi gezegeni, canlı yaşamını ve özellikle dünya nüfusunun en yoksul kesimlerini yıkıma uğratıyor.

İklim kriziyle mücadelenin başlıkları pazarlığa açık değildir!

Bültene kayıt ol