Kayıp yakınlarından polis saldırısına ve İçişleri Bakanı Soylu’ya tepki

27.08.2018 - 17:59
Haberi paylaş

700. buluşmalarında saldırıya uğrayan ardından ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından “terör örgütü sözcüsü” olarak hedef gösterilen Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları İHD İstanbul Şubesi’nde bir açıklama yaptı.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetlerini öğrenmek için 1995’ten beri Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan ve bu haftaki 700. haftalarında polis saldırısına uğrayan Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde bir basın açıklaması yaptı. İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri tarafından okunan açıklamada Cumartesi Anneleri’nin mücadelerinin önemine dikkat çekilerek, “700 haftalık bu ısrarlı mücadele, çok yetersiz de olsa Dargeçit’te olduğu gibi kimi kayıpların bulunmasına, kimi failler hakkında dava açılmasına vesile olabildi” denirken devletin hakikatlerle yüzleşebilmesi ve cezasızlık politikasından vazgeçebilmesi için çok daha fazlasına ihtiyaç olduğu belirtildi.

Yoleri, “Cumartesi Anneleri’nin 700 haftadır sürdürdükleri eylemin barışçıl bir eylem olduğu, hiçbir siyasi aidiyet ve yönelim içermediği, gözaltında kaybedilenlerin bulunması ve adaletin sağlanması amacına odaklandığı ve bu talebin haklılığı, ülkeyi yönetenler tarafından gayet iyi bilinmektedir” diyerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya tepki gösterdi. Yoleri, şu ifadeleri kullandı:

“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı talihsiz açıklama, gerçekleri çarpıtmak, Cumartesi Anneleri’nin meşruiyetini karalamak ve devletin suçlarını örtmek amacını gütmektedir. Aynı zamanda sürmekte olan gözaltında kayıp davalarına siyasi bir müdahaledir. Kendisine ve kamuoyuna, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 5 Şubat 2011 tarihinde Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisinde davet ettiği Cumartesi anneleri ile yaptığı görüşmeyi ve gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo anneye verdiği söz üzerine kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunu hatırlatırız. Bu raporda 31 yıl boyunca Cemil Kırbayır için pencereden atladı kaçtı diyen devlet yetkililerinin yalan söylediği ve Cemil’in gözaltında iken öldürüldüğü ve kaybedildiği kabul edilmiş ve devlet 31 yıl sonra suçunu itiraf etmiştir.

Soylu’nun Hasan Ocak hakkında söyledikleri de gerçeklerin açık çarpıtılmasından ibaret olup, burada kısaca; soruşturma dosyasında mevcut adli tıp raporu, olay yeri inceleme raporu, kimlik araştırmasına ilişkin tutanaklar ile dosyadaki devlet tanığının son ifadesinde olayı hatırlamadığı yönündeki beyanını hatırlatırız.”

Açıklamada, Soylu’nun Cumartesi Anneleri’nin “anneliği istismar ettiği yönündeki suçlamaya da cevap verildi: “Cumartesi Anneleri, anneliği istismar etmemekte annelik hakkını kullanarak çocuklarının kemiklerine ulaşmak istemektedir. Bu talep hepimizin talebimizdir. Bitmeyen bu yas sürecinin tamamlanması ve adaletin sağlanması devletin görevidir”

Yoleri sözlerini, “Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle tamamladı.

Süleyman Soylu’dan Cumartesi Anneleri’ne hakaretler

Maside Ocak: “Süleyman Soylu suç işlemiştir”

Açıklamanın ardından kayıp yakınları söz aldılar. İlk sözü alan gözaltında öldürülen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak oldu. Soylu’nun söylediği sözlerin kayıp davalarının kapanmasına ilişkin bir müdahale olduğunun altını çizen Ocak, “Hasan gözaltında iken tanıkları vardı. Bunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Adli Tıp Raporu’nu hatırlatıyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği söze de değinen Ocak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berfo Ana’ya verdiği bir söz vardı. Cemil Kırbayır’ın bulunması için halen dosyaları canlandırmadılar. Biz devlet yetkililerinden yasaları işletmesini isterdik. Biz, Süleyman Soylu’nun bizi tehdit etmesi yerine, Soylu’nun dosyaların takibi için savcılara seslenmesini ve yasaları işletmesini söylemesini isterdik. Bize paçoz diyeceğine, savcılara, ‘bu dosyaları sonuçlandır’ demesini isterdik. Bizim bitmeyen yasımız var. Bize tehditler savurmasını anlayamadık. Süleyman Soylu yaptığı açıklama ile suç işlemiştir, yalan beyanda bulunarak suç işlemiştir, mahkemelere müdahale ederek suç işlemiştir. Bu suçu asla cezasız kalmayacaktır” şeklinde konuştu.

DSİP'ten açıklama: “Cumartesi Anneleri’nden elinizi çekin!”

Hanife Yıldız: “Biz sizden eşya istemiyoruz. Biz sizden canlarımızı istiyoruz”

Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır, Soylu’ya, “Senden davacıyız. Senin görevin bizi oradan uzaklaştırmak değil, oraya gelip bizi dinlemektir. Lütfen gel ve bizi dinle” diye seslenirken, Cumartesi Annesi Hanife Yıldız da hem Erdoğan’a hem Soylu’ya tepki göstererek, eni kimse kullanmıyor. Beni buraya benim yüreğim götürdü. Ben evladımı devlete götürdüm şimdi devletten alamıyorum. Biz sizden eşya istemiyoruz. Biz sizden canlarımızı istiyoruz” dedi.

Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren,Annelik istismar edilmiyor. Annelik aranıyor. Hasan Ocak’ı çukurdan çıkardı Emine Anne, hangi istismardan söz ediyorsunuz? Süleyman Soylu sen bunları bilmiyor musun?” şeklinde tepkisini dile getirirken Kenan Bilgin’in abisi İrfan Bilgin, “Galatasaray meydanı bizim vicdan adalet yaşam meydanımız. Bizim taleplerimiz var. Eğer karşılarsanız biz zaten oradan kendimiz kalkarız. Yoksa zorla bizi asla kaldıramazsınız” diye konuştu.

Açıklama 701. haftaya yapılan çağrı ile sona erdi.

Doğan Özkan: “Cumartesi Anneleri’nin mücadelesini engellemek mümkün değil”

700. haftada Cumartesi Anneleri'ne yasak

Maside Ocak: “700 hafta geçti, tükenmedi umudum”

Hükümete Kayıplar Sözleşmesi’ni imzalama çağrısı​

Bültene kayıt ol