Ozan Tekin

Ozan Tekin son yazıları

Ozan Tekin tüm yazıları

18.05.2016 - 08:49

Yerli ve milli koalisyonu dağıtılacak

Epeyce bir süredir söylüyoruz: Tayyip Erdoğan “550 yerli ve milli milletvekili istiyorum” dediğinden beri, Türkiye’de devletin politikası olarak yeni bir eksen şekilleniyor.

Laiklik-dindarlık kutuplaşması ikinci plana atıldı. Şimdi tüm sorunlar, yerli ve milli olanlar ile olmayanlar üzerinden tarif ediliyor.

AKP bu analizi teyit ediyor. Darbecilerle itiş kakış sürecine denk düşen “millî irade” ifadesi artık yetmiyor, Tayyip Erdoğan geçenlerde “Türk siyasi tarihinde yerli ve milli irade” başlıklı bir konferansta konuşmuş. Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken “Kan dökmek diktatörlerin, zalimlerin, katillerin bazen de meczupların işidir” dedikten hemen sonra, kendisine “katil” dedikleri için “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan yargılananları beraat ettirecek şu ifadeleri kullanmış:

“Kan dökülmesi gereken durumlar elbette olabilir. İşte gerektiğinde kanını döken askerimiz, polisimiz, köy korucumuz var. Vatan savunması söz konusu olunca bu milletin her ferdi kan dökmekten tereddüt etmez.”

Yerli ve milli ekseni tam da bunu içeriyor: “Vatan” için kan dökmek.

35 yılda 40 bin kişinin yaşamını yitirdiği savaşı 8 ayda 6 bin kişinin öleceği doğrultuda hararetlendirmek, Ege Denizi’nde ölen binlerce mülteci, İzmir’de 24 Nisan anmasının Valilik tarafından “milliyetçi hassasiyetler” diye övülen faşist saldırı ihtimali nedeniyle yasaklanması, “Ergenekon yok” söylemiyle darbeciler ve kontrgerillanın tecrübeli unsurlarının sokağa salınması, muhtemelen bunların örgütlediği Can Dündar’a silahlı saldırı…

Bu, ana hedef olarak önüne Rojava’da Kürtlerin herhangi bir kazanım elde etmesini engellemeyi koyan, bu doğrultuda AKP’yi bir savaş hükümeti hâline getiren, dolayısıyla katı bir Türk milliyetçiliği çizgisine ters düşen her sesi susturmayı hedefleyen bir eksen.

Öyle ki, Türkiye tarihinde Kürtlere karşı savaşın en sert sürdürüldüğü, Batı’da ise en büyük kitlesel katliamların yaşandığı dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu bile kabul edemiyor.

Barış isteyen akademisyenlerin tutuksuz yargılanması gerektiğini söylediği ve PKK’nin Mayıs 2013 koşullarına dönmesi durumunda çözüm sürecinin yeniden başlayabileceğini ima ettiği için başbakanı koltuğundan ediyor.

Bu eksenin ana sözcüsü, görünen yüzü Recep Tayyip Erdoğan. Arkasında ise devletin, bürokrasinin ve egemen sınıfın tüm kanatları var.

Ve bu eksen, son 10 yılda elde ettiğimiz tüm kazanımları geri almayı, Türk milliyetçiliğinin ve “devletin bekası”nın duvarlarında açtığımız her deliği onarmayı hedefliyor.

Ama bunu yapmaları öyle kolay olmayacak.

Birincisi, AKP’nin kendi içindeki krizi. Davutoğlu’nun gönderilmesi de yerli ve milli ekseninin oturtulmasındaki zorluktan kaynaklanıyor.

Çünkü AKP, 2007-2011 arasında, en popüler olduğu yıllarda vadettiği şeylerin hepsinin tam tersini savunuyor ve bunu tabanına kabul ettirmesi uzun vadede o kadar kolay değil.

Kürt sorununda çözüm umudundan savaş çığlıklarına dönüş, askeri vesayete karşı –sözde- duruştan “kumpas” palavralarına çark, Ortadoğu’da İsrail, Esad ve Sisi’ye “kafa tutan” sözde “dünya lideri”nden şimdi hepsiyle uzlaşan-uzlaşma arayan dış politikaya geçiş. Eski ortak Gülen cemaatini dünyadaki bütün kötülüklerin sorumlusu ilan etme, 2010 referandumuna ilişkin “demokrasi diyerek hata yapmışız” söylemiyle gelen “Hayır” tutumu, polis şiddetinin ve işkencenin bittiği iddiasından her demokratik gösteri hakkını vahşice bastırmaya dönüş, “1 Mayıs’ta Taksim serbest” günlerinden emekçilere yasaklar…

Savaş ortamı, bu siyasi dönüşlerin hepsinin üstünü örten bir işlev görüyor olabilir. Ama bunun sonsuza kadar sürmesi beklenemez. 7 Haziran’da milyonlarca seçmeninin AKP’yi boykot ettiğini veya HDP’ye kaydığını hatırlamakta fayda var.

İkincisi, Türkiye’yi şekillendiren toplumsal dinamikler. Hrant Dink’in arkasından “Hepimiz Ermeni’yiz” diyerek yürüyen yüz binler, çözüm sürecine verilen olağanüstü destek, 2015 yılında iki kez HDP’ye oy veren milyonlar…

Bu kitlelere yaslanarak verilecek mücadeleler, işçi sınıfı ve tüm ezilenler lehine olan siyasi gelişmeleri tersine döndürmek isteyen “yerli ve milli” koalisyonunu dağıtacak.

Ozan Tekin

[email protected]


Bültene kayıt ol