Ankara’da TBMM’nin açıldığı gün gerçekleşen bombalı saldırı çok katmanlı mesajları olan bir eylemdi. Ama neresinden bakılırsa bakılsın, bu eylem, esas olarak baskı ortamının ve milliyetçiliğin güçlenmesine yaramıştır.
Bu türden eylemlerin asli özelliği, çalışan insanların, emekçilerin, sorunların çözümünde kendi eylemlerinin bir anlamı olduğu yönündeki görüşlerinin silikleşmesine yol açmalarıdır. İşçilerin haklarını kazanmak için sahip olduğu kolektif eylem yeteneği, bireysel bombalı eylemler gibi girişimlerle kesin bir tezat oluşturur. Herhangi bir eylemin anlamlı olup olmadığını gösteren öğe bu eylemin işçi sınıfının ve tüm ezilenlerin mücadelelerinin birleşmesine, kendine güven duymasına ne kadar yardımcı olduğudur.
Ankara’nın göbeğinde polis karakoluna yapılan bombalı saldırı ve saldıranın kendisini patlatması işçilerin kafasında korku, şüphe, kargaşa yaratmaktan ve kitle eylemleri fikrinin gerilemesinden başka hiçbir işlev görmez.
Üstelik bu türden eylemlerin başka mesajları da vardır. Bir canlı bomba eylemiyle bölgesel ve iç siyasete dair bir dizi mesaj aktarılmış olur. Milyonlarca insan bu türden mesajları okuma uzmanı olmadığı için de bu mesajlaşma bombalı saldırı gerçekleştiren güçlerle saldırıya maruz kalan güçlerin küresel saflaşma içinde tuttukları konuma göre anlamlandırılabilir. Buna da biz sıradan insanların aklının ermesi her zaman mümkün değildir.
Bu nedenle, sıklıkla, verdiği karmaşık mesajlar, yarattığı yıkım, dehşet ve ölüm ortamında kaybolup giden, sadece şifre çözücülerin kavrayabildiği mesajlar olarak anlaşılabilir olan kaotik eylemlerdir bu türden saldırılar.
Ardından legal faaliyet, yasal alanda çalışan Kürt partileri tehdit edilmeye başlandı.
Hemen sonra her zamanki gibi HDP üyelerine yönelik gözaltılar yapıldı.
Güç gösterisini böylesi eylemlerle yapmak isteyenler daima devletin güç gösterisi yapmasıyla sonuçlanan bir eyleme imza atmış olurlar.
Barışa acil ihtiyaç duyanlar, barışı inşa edecek olanın milyonların barış talebini haykırması olduğunu bilerek harekete geçmeliler.
Türkiye’nin sınırötesi operasyonlarına son vermesini sağlayacak olan da komşularıyla diyalog esaslı demokratik ilişkiler kurmasına yardımcı olacak olan da içeride Kürt sorununda çözüm ve diyalog esaslı adımları atmaya zorlayacak olan da barış mücadelesinin milyonların talepleriyle örtüştüren kitlesel, demokratik, kazanmayı hedefleyen kampanyalar ve mücadeleler olacaktır.
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.