Hakan Tahmaz

Hakan Tahmaz son yazıları

Hakan Tahmaz tüm yazıları

04.06.2023 - 13:13

Demirtaş ve Kürt siyaseti

Krizin aşılabilmesi için, bu aşamada, Demirtaş’ın “aktif politikayı bırakıyorum” açıklamasının en kısa zamanda geri alınması, HDP’nin değerlendirme ve tartışmanın doğru zeminde sonuçlandırılması gerekir. Demirtaş’sız Kürt siyaseti, Kürt siyasetsiz Demirtaş olamaz.

Muhalefet bu seçimlerde de hedefine ulaşamadı, başarısız oldu. Şimdi başarısızlığın sırrı çözümlenmeye çalışılıyor. Muhalefet partilerinin her biri örgütsel yapısına ve siyaset anlayışına uygun bir planlamayla yola koyuldu. Muhalefet partilerinde depremler yaşanmaya başlandı.

HDP, milletvekili seçimlerinin sonuçlandığı akşam yaptığı ilk açıklamasında “Seçim sürecini örerken düştüğümüz eksiklikler ve yetersizliklerle ilgili kapsamlı bir çalışma yapacağımızı, halkımızla beraber tartışmalar yürüteceğimizi ve gerekli adımları atacağımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz” cümlesiyle özetlenecek değerlendirmede bulundu. Ve parti içi tartışma sürecini cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan sonraya bıraktığını duyurdu.

İkinci tur seçimler sonuçlanana kadar ortalık kaynayıp durdu, tepkiler ve eleştiriler yumağı sürekli büyüdü.

Tartışmalar parti içinde ve harekette nasıl bir çerçevede sürecek, bilecek konumda değilim, bir bilgiye de sahip değilim. Tartışma ve eleştirileri, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda aday çıkarmamak, Kemal Kılıçdaroğlu’nu koşulsuz desteklemek ve bu konuda son ana kadar ikircikli siyaset izlemek; milletvekili adaylarının belirlenmesi yöntemi ve parti bileşeni sol grupların temsili politikası; Emek ve Özgürlük İttifakı ile başta TİP olmak üzere tavizkar ilişkiler; yönetim, örgüt zaafları, yanlışları olmak üzere beş başlık altında toparlamak mümkündür.

Gazeteci İrfan Aktar, Artı Gerçek’te dün yayınlanan röportajda aynı soruları Demirtaş’a yönetmiş. Tartışma ve eleştirilerin odağını, demokratik Kürt siyasal hareketini karakterize eden üçüncü yol ve temel referans ve paradigmadan uzaklaşıldığı iddiaları oluşturuyor.

Başka bir ifadeyle, Demirtaş’ın da bastırmasıyla HDP’nin, 2015 seçimleri sonrası adım adım geliştirdiği, ilk defa 2019 seçimlerinde açık uygulanan, bu seçimlerde ise merkezi bir konuma yükseltilen CHP eksenli siyasal hat belirleme yaklaşımıdır.

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP’nin eski Eş Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş, 31 Mayıs 2023 Çarşamba günü Artı Gerçek’te yayınlanan “HDP açısından TBMM seçimi: Neden böyle oldu?” başlıklı yazısıyla parti içi tartışmayı kamuoyu önüne taşıdı.

Yazının yayınlanmasından birkaç saat sonra sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Perşembe günü yine Artı Gerçek’te yayınlanan röportajından kısa bir cümle alıntılayarak “aktif politikayı bu aşamada bırakıyorum” duyurusu yaptı.

Demirtaş yazısında Kürt seçmenin tartıştığı ve eleştirdiği yukardaki konularla ilgili örgütsel, yönetsel eleştirileri dile getirdi. Eleştirilerinde mutlaka haklı olduğu yönler vardır. Bir anlamda ilk taşı atan oldu. Söyleşisinde ise esas olarak parti politikalarını savunuyor.

Eleştirilerini bu şekilde krize dönüştüren bir tarzda yapmakla, hem kendisine, sevenlerine ve parti yönetimine haksızlık yapmış oldu, hem de kırgınlıkla ve kızgınlıkla tartışmayı sınırlamış, yönünü ve eksenini değiştirmiş oldu.

Selahattin Demirtaş, HDP politikalarının belirlenmesinde her koşulda ve her aşamada etkin ve sorumlu olan bir kişidir. Bu on yıldır böyle. Başarısızlıkla sonuçlanan seçimlerin sorumlularından birisidir. Demirtaş’ın; birinci turda cumhurbaşkanı aday çıkarılmamasına, milletvekili adaylarının belirleniş sürecine ve yöntemine; ittifak politikasına ve TİP krizine dair, Kürt seçmenin eleştirilerini karşılayacak sözü olmalıdır.

Mesela 28 Mayıs Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turundan sonra 28 Mayıs gece yarısı yaptığı paylaşımda yer alan “Devleti ele geçirmiş olan devasa bir operasyon gücüne karşı ilkeli, ahlaklı bir seçim çalışmasıyla bu oy oranına ulaşmak bile mucize sayılır” cümlesindeki “ilkeli ve ahlaklı çalışma” tanımlaması da izaha muhtaç.

Selahattin Demirtaş ile diğer parti yöneticileri arasında çeşitli görüş farklılıkları, gerilim ve çatışma olduğu uzun süredir biliniyor.

Bunların tam olarak ne olduğuna, bırakalım Kürt seçmeni, parti örgütlerinin, parti yöneticilerinin birçoğunun da vakıf olduğu söylenemez. Yazısında ifade ettiği gibi bunlar kapalı devre süren bir şey.

Bugün Selahattin Demirtaş ile parti yönetimi arasındaki kapalı devre ilişkiden üreyen bir kriz var. Son iki yıldır ikili arasında tolere edilebilir olmaktan çıkan çelişki ve çatışmalar yaşanıyor. Yanlış ve yakış olmayan ‘rüçhan hakkı’ tartışmasına ise artık son verme zamanı geldi geçiyor.

Bugün Selahattin Demirtaş ile parti yönetimi arasındaki kapalı devre ilişkiden üreyen bir kriz var. Son iki yıldır ikili arasında tolere edilebilir olmaktan çıkan çelişki ve çatışmalar yaşanıyor. Yanlış ve yakış olmayan ‘rüçhan hakkı’ tartışmasına ise artık son verme zamanı geldi geçiyor.

Bu krizin, seçim sürecinin tartışılmasının ve değerlendirilmesinin önüne geçeceği ya da gölgesi altına kalacağı kesin. Bu nedenle zamansız bir çıkış oldu.

HDP’nin ve Kürt hareketinin ihtiyacı olan, 2013-2015 çözüm sürecinde başlayan, politik, örgütsel süreç değerlendirmesi ve yeni bir paradigma belirlemesiyle, örgütsel ve politik yeniden yapılanmaya gidilmesidir.

Türkiye son on yıldır çok yönlü ve çok boyutlu değişti. Yeni bir rejim kuruldu. Kürt toplumu, sokağı ve dinamikleri buna paralel değişim yaşadı. Kürtlerin mücadelesinin de bu değişime uygun yeni bir yol izlediği görülmekte.

Bir zamanların seçimlerde mührü basacağı oy yerini iple belirleyen seçmen değişti. ‘Bağrınıza taş basın’ veya ‘Hatırım için oy verin’ gibi çağrılar Kürt seçmende artık eskisi gibi yankı bulmuyor.

14 Mayıs seçimlerinde Selahattin Demirtaş oldukça etkin rol üstlendi. HDP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını dillendirmeden o “Yürü Bay Kemal” paylaşımı yaptı. HDP’nin YSP logosuyla seçimlere katılma kararını kamuoyuna, partisinden önce ilk Demirtaş duyurdu. Bunlar gibi çok örnek var.

Eşi Başak Demirtaş, hemen bütün büyük seçim mitinglerinde konuştu, eşinin sözlü ve görsel mesajlarını paylaştı. Bu sonuncu Kürt siyaseti geleneğinde ilk kez oldu. Bunu çok sayıda kişi coşkuyla karşıladığı gibi, çok sayıda kişi de eleştirdi. Demirtaş’ın kendini parti yönetiminin üstüne konumlandırdığı algısı oluşmuş durumda. Bu ciddi rahatsızlıklara yol açtığı görülüyor.

Krizin aşılabilmesi için, bu aşamada, Demirtaş’ın “aktif politikayı bırakıyorum” açıklamasının en kısa zamanda geri alınması, HDP’nin değerlendirme ve tartışmanın doğru zeminde sonuçlandırılması gerekir. Demirtaş’sız Kürt siyaseti, Kürt siyasetsiz Demirtaş olamaz.

Hakan Tahmaz


Bültene kayıt ol