Yaklaşık 17 bin üyesi göz altına alındı, tutuklandı, birçok binası saldırıya uğradı, bombalandı. Sadece 2015 Haziran-Kasım seçimlerinde üyeleri yüzlerce kez saldırıya uğradı, linç girişimlerine maruz kaldılar, öldürüldüler, genel merkez binası yakıldı, genel başkanları, milletvekilleri tutuklandı, onlarca belediye başkanı hapse atılıp yerlerine kayyum atandı. Şimdi 687 yöneticisi hakkında siyaset yasağı isteniyor. Kapatılması için mahkemeler dört koldan çalışıyor.
Başka bir siyasi partinin böyle bir baskıyı atlatması mümkün değilken, HDP, hem de devletin birçok sözcüsü kendisini terörle ilişkilendirmeye çalışan ithamlarda bulunmasına rağmen, Newroz kutlamalarında 20 şehirde yüzbinlerce insanı alanlarda toplamayı başardı.
Newroz’un ilk mesajını, alanlara toplanan Kürt halkı verdi.
Tıpkı yöneticilerin dışlayan, hakaret eden üslubundan korkmadan greve çıkıp eylemler yapan doktorlar ve sağlık çalışanları gibi, “Korkmuyoruz, bir yere de gitmiyoruz” diyen on binlerce insan siyasi temsilcilerinin arkasında olduğunu gösterdi.
Siyaset yasağı mı?
Halkın Emek Partisi (HEP), ÖZDEP, Demokrasi Partisi (DEP), Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), Demokratik Halk Partisi (DEHAP), Demokratik Toplum Partisi (DTP) ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP). Bu, HDP’den önce kurulan ve sonra devlet tarafından kapatılan Kürt partilerinin listesi. Toplama çıkartması olan herkes devlet açısından Kürt partilerinin kapatılmasının hiçbir faydası olmadığını görebilir. Kapatılan her partiden sonra Kürtler yeni bir parti kurup daha çok oy alıp, daha da yığınsallaşıp mecliste çok daha güçlü bir şekilde temsil ediliyorlar.
Bunun çok açık bir nedeni var, bu nedeni görmek isteyenler, 2022 Newroz kutlamalarına bakabilirler. Kurulan ve kapatılan demokratik partilerin arkasında, iddia edildiği gibi şu ya da bu örgüt değil, Kürt halkının ezici çoğunluğunun bilinçli iradesi var. Partiler yasasına ve anayasaya göre kurulmuş olan partileri kapatılıp tüm yöneticileri tutuklanıyor ama Kürt halkı yeni bir partiyi yine yasal mevzuata göre çoktan kurmuş oluyor.
Çünkü, bu halk net bir tercih yapıyor. Anayasal haklarının güvence altına alınmasını, anadilini konuşmasının önünde hiçbir engel kalmamasını, demokratikleşmeyi ve yoksulluktan kurtulmayı istiyor. Karşısında ise tepki gösterdiği bu uygulamaların sorumlusu olarak gördüğü partiler varken, elbette, yoktan var ettiği kendi partilerini destekliyor.
Seçim ittifakı meselesi
İktidar seçim yasasını değiştirecek ama yapması gereken seçimlerin matematiğiyle oynamak değil. Yapması gereken, bu halkın yerine kendisine oy verecek bir halk bulmak!
İktidar seçim oyunları peşindeyken, demokrasiden, halkların eşit koşullarda kardeşliğinden yana olanlar da ağır baskı koşulları altında milim geri atmayan HDP’yle seçim ittifakı tartışmalarına girmemeliler.
Sandıkta HDP’ye oy vereceklerini, sokakta da dayanışma için mücadele edeceklerini ilan etmeliler.
Aslolan Newroz’da en temel hakları için sokaklara çıkan yüzbinlerce yoksulla son üç ayda ekonomik krize ve yoksulluğa karşı hakları için sokağa çıkan işçilerin arasında güçlü bir ittifak örmek.
Şenol Karakaş
(Sosyalist İşçi)
Taner Akçam, yeni kitabında Ermenilerin dininin zorla değiştirilmesi ve asimilasyon süreçlerini inceliyor. Kitapta Talat Paşa’nın ihtida edenlerin tehcirden muaf tutulması emrini daha sonra nasıl geri çektiği de anlatılıyor.