İç siyasette yeni tartışma konuları baş gösterdi. Bunlar, Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’e “evine dön” çağrısı ile Muharrem İnce’nin “yeni hareket” başlatma kararı.
Her iki konunun CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 37. Parti Kurultayında İKİNCİ YÜZYILA ÇAĞRI BEYANNAMESİ açıklaması sırasında İttifak konusuna vurgu yapmasından kısa bir süre sonra gündeme gelmesi dikkat çekici.
CHP liderinin kurultay konuşmasında, son yerel seçimlerde olduğu gibi ittifak politikasında ısrarlı olduğunu vurgulaması, İktidar Bloku partilerinde endişeye yol açtı.
Cumhur İttifakı panikte
Türkiye’nin uzun süredir yüz yüze bulunduğu ekonomik sorunun/ krizin büyüklüğü ve siyasi krizin derinleşmesi, AKP ve MHP’de, yüzde 50+1 seçim sisteminden kaynaklanan baraj ve beka kaygısı paniği yaratmış görünüyor. Bugün Türkiye’de gerçeklerden kopmuş bir iktidar işbaşında.
Bunun en tipik göstergelerinden biri, 7 Ağustos 2020 Cuma günü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cuma namazı çıkışında Ayasofya camisi önünde bekleyen basın mensuplarına üç konuda yaptığı açıklama.
İlki ekonomi konusunda; “bazı sıkıntılar yok değil ama Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde, bunu görmeyenler var” demesi ve ekonomik durumu izah etmeye çalışırken iç ve dış düşmandan söz etmesi.
İkincisi, aynı konuşmada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptığı “eve dön” çağrısına ilişkin, “doğrusu benim yadırgadığım bir davet değil, temenni ederim ki birlik beraberliğin tesisine yönelik inşallah bir adım olabilir” sözleri.
Üçüncüsü ise Muharrem İnce’nin girişimi konusunda. Ali Babacan’ın parti kurmasını “ümmeti bölmek” olarak algılayan birinin, konu Muharrem İnce’nin CHP’den ayrılıp parti kurması olunca “en doğal hak olarak” tanımlaması: Bunların hepsi trajikomiklik.
Paniklemeleri boşuna değil. İktidarın aksi açıklamalarına rağmen Türkiye ekonomik olarak iflasın eşiğine doğru hızla ilerliyor, iktidar partilerinden seçmen kaçışı sürüyor ve siyasi kriz derinleşiyor. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, Cumhur İttifakına yenilgiyi tattıran, karşı itifakın genişlemesiydi. Bu ittifakın biraz daha büyümesinin, siyasi sonlarını getirecek bir gelişme olacağından eminler.
Yerel seçimlerde İYİ Parti ile CHP’nin oluşturduğu Millet İttifakı, özellikle resmen ittifak içinde olmayan HDP’nin de katkısıyla sınırlarının çok ötesine geçmişti. AKP içinden çıkan iki partiyle Cumhur İttifakı karşıtı yeni ve daha güçlü bir muhalefet ittifakı olasılığının belirmesi, seçimlerden muhalefetin güçlü çıkması olasılığını, Cumhur İttifakının seçimleri kaybetme olasılığını artırdı. Bu olasılığı bertaraf etmek için Cumhur İttifakı her şansını deniyor. Hükümetten olası ittifak partilerini etkisizleştirme veya seçim sistemini değiştirme hamleleri gelebilir. Sonbaharda açılacak Meclisin ilk gündemlerinden birisi seçim sistemi olabilir.
İYİ Parti ne yapıyor
İYİ Parti ile oynamaya çalışmaları bundandır. Hem muhalefet ittifakından kopmaya en yatkın parti olması, hem de İYİ Parti-MHP seçmeninin geçişken olması bu oyunu elverişli kılıyor. Bu süreçte İYİ Parti, muhalefet içinde pazarlık gücünü güçlendirmeye çalışırken, milliyetçi oyları da konsolide ediyor.
İYİ Parti sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’nun “eve dön” çağrısını reddederken “Toptan ret cephesi değiliz. Memleketin hayrına olan işleri destekleriz. Ne AK Parti’nin düşmanı ne sayın Erdoğan’ın hasmıyız.” “Elinde büyük bir siyasi kuvvet ve kudret varken ülkeyi bu duruma düşürmüş bir sistemin siyasi hesabına ortak olmayacağız. Cumhur ittifakının içine girmeyiz. Sadece, bu kötü sistemden, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş olursa bir katkı sağlarız” biçiminde açıklama yapması, milliyetçi zeminde siyaset yapan bu partiyi Cumhur İttifakı için önemli kılıyor.
İYİ Parti, iktidar partilerinden soğuyan seçmen için artık Gelecek Partisi ve DEVA Partisi seçeneklerinin varlığını hesaba katmak zorunda. HDP karşıtı politikalarda ısrar etmesi, Cumhur İttifakı karşıtı ittifakın işini zorlaştırıyor. Muhalefet partilerinin, topluma daha güvenli ve daha demokratik bir ortamda yaşama taahhüdünde bulunmalarını ve ortak bir hikâye oluşturmalarını engelliyor.
İnce’nin girişimi
İktidar partileri, CHP’de yaşanacak Cumhuriyetçiler, Kemalistler ayrışmasının muhalefet cephesini zayıflatacağı ve kendi beka sorunlarının savuşturulmasını kolaylaştıracağı varsayımıyla, Muharrem İnce’nin girişimine sempatiyle yaklaşıyorlar, medet umar haldeler. Bizzat Cumhur İttifakı’nın yaratmış olduğu siyasal ortam ve Türkiye’nin siyasal, ekonomik krizinin derinliği, böylesi bir ayrışmayı büyük ölçüde imkansız kılıyor. Mevcut seçim sistemi bunun önünde bir engel. Ayrıca böylesi bir ayrışma ve bölünme, bu seçim sistemiyle, seçimlerin nihai sonuçlarını çok fazla belirleyecek bir gelişme değildir. Başarısızlığa mahkumdur.
Kaldı ki, Muharrem İnce, daha çok net bir açıklama yapmış değil. Hafta ortasında yapacağı açıklama, girişim üzerine konuşmayı elverişli kılacaktır. Büyük olasılıkla Muharrem İnce, yeniden Cumhurbaşkanı adayı olmanın pazarlığını sürdürmekle kalacak.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı belirlemede peş peşe iki kez yaptığı yanlışı üçüncü kez yenilemesi, siyasi intiharı ve Cumhurbaşkanlığının, Cumhur İttifakına altın tepside sunulması olur.
Muhalefetin avantajı
Bütün bu süreçte üzerinde ciddiyetle durulması gerek en önemli konu şu: Muhalefetin lokomotifi CHP’nin, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra siyasal olarak daha güçlü ve etkin konuma ulaşmış olmasını ya da siyaseten ağırlığının artması durumunu, muhalefet cephesinin dikkate alması zorunlu. Buna karşı iktidar partisinden seçmenin her geçen gün biraz daha fazla soğuması ve MHP ile İyi Parti arasındaki seçmen kaymasının devam etmesi, çözülmenin sürdüğünü gösteriyor.
Aynı zamanda yeni kurulan iki partinin durmaya çalıştıkları (özellikle de DEVA Parti’sinin) programatik zemin, CHP’nin muhalefet cephesinde oynayabileceği rolü oynamasını veya başka bir ifadeyle iktidar bloku karşısında alternatif bir karşı ittifak oluşturmasını güçlendirici avantajlardır.
CHP, İYİ Parti’yi muhalefet zemininde tutacak basireti gösterirken, yeni ittifakın en hassas konusu Kürt meselesinin, muhalefetin politik zemininde gerektiği yere oturtulmasını kolaylaştıran bir politik tutumu cesaretle savunmalıdır. HDP’nin yeni dönem ittifakına ilişkin son genel kurulda geliştirdiği tutumun muhalefet partilerince özenle dikkate alınması ve buna paralel açılıma gidilmesi, yeni dönem ittifakını başarıya ulaştıracak koşul gibi gözüküyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ’nun İKİNCİ YÜZYILA ÇAĞRI BEYANNAMESİ’ne can verecek olan ittifakın yolu buradan geçiyor. CHP, elinin önceki seçimlere göre daha fazla güçlendiğini fark etmek, parlamento içi ve parlamento dışı ilişkilerde daha kapsayıcı yaklaşmak durumunda.
Hakan Tahmaz