Roni Margulies

Roni Margulies son yazıları

Roni Margulies tüm yazıları

26.01.2019 - 10:48

“Hakim unsur” ve diğerleri

“Kamuoyunun farklı kimliklere ve özelde de Yahudiliğe bakış açısını değerlendirmek için yapılan araştırma Türkiye’de farklı olana hoşgörüsüzlüğü gözler önüne serdi... 18 Mayıs-18 Haziran arasında Türkiye genelinde 1108 kişi ile yapılan anketin sonuçlarına göre yüzde 57 ateistlerle, yüzde 42 Yahudilerle, yüzde 35 Hıristiyanlarla komşu olmak istemiyor. Rum, Ermeni ve Yahudilerin Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmadıkları düşünülüyor...”

Çoktan unutmuştum. On yıl önce yapılan bu anketi, marksist.org sitesinde Şafak Ayhan’ın yazısı hatırlattı bana. Anket sonuçları 30 Eylül 2009 tarihli Radikal gazetesinde “Farklılıklar zenginliğimiz değil korkumuz olmuş” manşetiyle verilmişti.

Anketin yapılmasından bu yana durum değişmiş midir?

Ayhan değişmemiş olduğunu düşünüyor. Bence de değişmemiştir.

Suriyeli göçmenlerin maruz kaldığı saldırıları düşünürsek, saldırmayanlar arasında bile Suriyelilere karşı ne kadar yoğun bir ırkçılık olduğunu hesaba katarsak, durumun daha da kötüleşmiş olduğu söylenebilir. Suriyeliler “ırkçılığa maruz olanlar” kategorisinde bir numaraya yükselince, diğerlerine karşı ırkçılık azalmıyor; sadece kategorinin kapsamı genişliyor.

Niye böyle? Yahudilerle, Hıristiyanlarla ve Suriyelilerle (üstelik Müslüman olmalarına rağmen) komşu olmayı istememek, “Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmadıklarını” düşünmek nereden kaynaklanıyor?

Bir kesim, sorunun AKP hükümetinden kaynaklandığını düşünüyor.

Tümüyle haksız değiller. “Afedersiniz Ermeni” söylemi, Suriyelileri bir an önce “geri gönderme” hedefi, kuşkusuz, hem gayrımüslimlerin hem Suriyelilerin istenmeyen unsurlar olarak algılanmasını besliyor.

Ama mesele bundan ibaret değil. Çok daha köklü. Cumhuriyet’in kuruluşuyla yaşıt bir mesele.

CHP genel sekreteri Recep Peker 1931’de şöyle der: “Bugünkü Türk milleti siyasî ve içtimaî camiası içinde kendilerine Kürtlük, Çerkeslik ve hatta Lazlık ve Pomaklık gibi fikirler telkin edilmiş olan vatandaşlarımızı kendimizden sayarız... Bu yanlış telakkileri samimiyetle düzeltmek vazifedir.”

Yani Kürtler kendilerini yanlışlıkla Kürt zannediyor ve Türklerin vazifesi bu yanlışı düzeltmek!

İçişleri Bakanı Şükrü Kaya 1934’te yabancı soyadlarını yasaklayan Soyadı Kanunu mecliste tartışılırken şöyle der: “Yabancı isimlere gelince, bir memleketin en büyük vazifesi, sınırları içinde oturanların hepsini kendi camiasına ilhak etmektir... Niçin hâlâ Kürt Memet, Çerkes Hasan, Laz Ali diyelim. Bir defa bu, hâkim unsurun kendi zaafını gösteren bir şeydir”.

Cumhuriyet Türk, Müslüman, Sünni nüfusun cumhuriyeti olarak kurulmuştur. Hakim unsurun kim olduğu bellidir.

Böyle olunca, ne Hrant’ın katilleri ortaya çıkarılır, ne de Suriyeliler rahat bırakılır.

Roni Margulies 

[email protected]

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol