Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ilk toplantısından sefalet ücretlerine devam ettirme baskısı çıktı.
Çalışma Bakanı Vedat Bilgin "Kamuoyunun beklentisi çok yüksek çıktı" dedi ve bunun 8 bin TL olduğunu söyledi.
Bakanlığın patronlar ve işçiler arasında yaptığı ankete göre beklenti, tam olarak 7 bin 845 lira. Bu anketin kimlerle nasıl yapıldığı belli değil fakat yüksek beklenti denilen bu rakam Kasım ayında 4 kişilik bir ailenin zorunlu gıda harcamalarına yani açlık sınırına denk geliyor.
Kira, faturalar, eğitim gibi masrafları karşılamak için bir hanede iki kişinin asgari ücretle çalışması da yetmiyor. Türk-İş araştırmasına göre yoksulluk sınırı olarak ifade edilen tüm zorunlu harcamalar bir işçi ailesi için Kasım'da 25.365 TL'ye çıktı.
Bakan Bilgin'i kamuoyu beklentisi dediği şey aslında patronların beklentilerinin bir miktar üstü. Medyaya sızan bilgilere göre Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ilk toplantısında masaya dört seçenek konuldu.
1- İlk senaryo halen 5 bin 500 olan asgari ücretin net 8 bin liraya çıkarılması. Bu durumda yüzde 45 artırılan net asgari ücret brüt 9 bin 412 lira oluyor.
2- İkinci senaryoda yüzde 50 artışla 8 bin 250 liraya yükseltilmesi var.
3- Bu senaryo ise asgari ücretin yüzde 55'lik artış ile 8 bin 500 lira seviyesine ulaşması.
4- Son senaryo ise net asgari ücretin yüzde 60 artışla 8 bin 750 liraya çıkarılması.
Artış oranları yüksek gibi gözükse de başlangıç noktası düşük olduğu için dört senaryoda geçim sıkıntılarını karşılayacak bir ücretin masaya konulmadığı anlaşılıyor.
'İşçi değil köle arıyorlar'
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 15 üyeden oluşuyor. 5 patron temsilcisi, 5 iktidar temsilcisine karşılık işçiler 5 üyelikle temsil ediliyor. Komisyonun antidemokratik yapısı sonucu her seferinde patronların istediği miktar, iktidar desteğiyle çıkıyor.
Buna karşılık işçi tarafının gücü, temsil ettiği milyonlarca işçinin üretimden gelen gücünden geliyor.
En fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu olarak masaya oturma yetkisini alan Türk-İş, sefaleti dayatan 4 senaryonun dışında bir seçenek için bastıracak mı?
Türk-İş'i temsilen pazarlık masasına oturan genel sekreter ve Türk Metal'in başkanı Pevrul Kavlak, komisyon sonrası bir açıklama yaparak şunları söyledi:
- “Asgari ücret 40 yıldır toplanıyor. Türk-İş’in imza atmama dışında bir eylem yapma şansı yok. Ben eğer üçlü mutabakat sağlanmazsa imza atmayacağız, niye atmadığımızı da anlatacağız. Bunu ilerisinde yapabilecek bir şey yok. 15 kişilik komisyonda 5 kişiyiz, oy çokluğuyla kararlar alınıyor.”
- “Önümüzde bir asgari ücret var, bir şekilde hallolacak. İmzalasak da imzalamasak da bitecek. Asgari ücret Türkiye gündeminden kalktıktan sonra vergiyle ilgili sorunları gündeme taşıyacağız.”
- “Biz çalışma hayatının bileşenleri olarak eğer bugün Türkiye ihracat rakamlarında bu rakamlara ulaştıysa bunda emekçinin büyük payı var. Asgari ücretle ilgili konuşmayan sadece biziz. Herkes kendini yerini bilecek. Eğer onlar ihracat şampiyonu oldularsa işletmelerde çalışan emekçiler sayesinde olmuştur. Asgari ücret 400-500 Dolar olursa ihracat yapamayız diyorsa kendine işçi değil köle arıyor demektir.”
Kavlak, üretimden gelen gücü kullanmayı aklından geçirmezken, antidemokratik komisyon yapısını zorlamak yerine kaderci bir şekilde kabul etmiş gözüküyor.
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, pazarlıklara alt sınırdan başlattıklarını ve açlık sınırı kırmızı çizgi yaptıklarını duyurmuştu. Ardından gelen büyük tepki sonrası mücadele etmekten bahsetse de pazarlık masasında tam tersi bir yol izledikleri görülüyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ikinci toplantısı 14 Aralık'ta gerçekleşecek.