Cop27'nin ilk gününde neler oldu?

08.11.2022 - 12:29

Mısır’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP27 devam ediyor.

İşte ilk günün kısa bir özeti:

- BM genel sekreteri António Guterres “iklim cehennemine giden yolda” olduğumuzu ilan etti ve insanlığın önünde iki seçenek kaldığını belirtti: “Ya dayanışma ya da toplu intihar”.

Guterres, konuşmasında şöyle diyordu; “Hayatımızın mücadelesindeyiz. Ve kaybediyoruz. Sera gazı emisyonları artmaya devam ediyor. Küresel sıcaklıklar yükselmeye devam ediyor. Ve gezegenimiz hızla iklim kaosunu geri döndürülemez hale getirecek dönüm noktalarına yaklaşıyor. Ayağımız gaz pedalındayken iklim cehennemine doğru hızlandığımız bir otoyoldayız.”

- Barbados başbakanı Mia Mottley, Küresel Güney’in iklim kriziyle mücadele etmek için teknolojiye daha fazla erişime ihtiyacı olduğunu dile getirdi.

Yenilenebilir enerji dönüşümü için gereken şeyin Küresel Güney’de zaten bulunduğu, ancak bu teknolojilerin Küresel Kuzey ülkelerine gönderildiğini vurgulayan Mottley, “Sonra da bize ihracat yapmak isteyenlerin insafına kalıyoruz,” dedi.

- Pakistan temsilcisi Nabeel Munir iklim adaleti talebini öne çıkardı, “Kayıp ve zarar hayırseverlik değil, iklim adaletidir.”

​- ​Emmanuel Macron, iklim çöküşünden daha az etkilenen daha zengin ülkelerin ödeme yapması gerektiğini kabul etti ve Ukrayna savaşının Fransa'nın iklim hedeflerindeki ilerlemesini durdurmayacağına dair pek de inandırıcı olmayan birtakım sözler verdi.

- İklim krizinin çözümüne yönelik adımları gündemden uzaklaştırmaya çalışan Rishi Sunak iklim müzakerelerinde, Macron ve İtalya Cumhurbaşkanı Giorgia Meloni ile gerçekleştirdiği ikili görüşmelerinde kendi gündemlerini öne çıkardı ve göçle mücadele edecekleri yönünde bambaşka bir gündem dayatmış oldu. Göçmen karşıtı tutumunu medya ile yaptığı görüşmelere de taşıdı.

Delegelere yaptığı konuşmasındaysa, "Putin'in Ukrayna'daki tiksindirici savaşı ve dünya genelinde artan enerji fiyatları, iklim değişikliği konusunda yavaşlamak için bir neden değildir" diyerek nispeten ılımlı bir yol izledi, fakat iklim krizini son derece sığ bir tutumla ele aldığı da gözlerden kaçmadı.

- Bu yılki görüşmelerin en büyük fay hattı, emisyonların büyük payını oluşturan zengin, sanayileşmiş Küresel Kuzey ülkelerinin, iklim afetlerinin yükünü taşıyanlar için ne yapacakları sorusu.

İklim değişikliğinin dünyanın en savunmasız toplumlarına verdiği geri dönüşü olmayan zararı kimin ödeyeceği konusundaki tartışmalara “Pakistan'da olan Pakistan'da kalmayacak” sloganının yazılı olduğu bir tabela damgasını vurdu.

Konuşmasını o tabelanın önünde gerçekleştiren Guterres, bu yaz yaşanan ölümcül sellerin gelecek felaketlerin ilk habercisi olduğunu söyledi, "Uluslararası toplumun şu anda Pakistan'ı desteklemek gibi bir görevi bulunuyor" dedi; “Kayıp ve hasar konusunda herhangi bir şüpheniz varsa, Pakistan'a gidip görün.”

- Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan delege listesinde 110 temsilci yer alıyor olmasına rağmen bunların sadece yedisinin kadın olduğu görülüyordu.

- COP27’nin kömür, petrol ve gaz kullanımına son verecek bir gündemi bulunmuyor.

 



Bültene kayıt ol