Starmer ve Reeves’in asıl hatası, hükümeti finansal piyasaları yatıştırmaya zorlamaktı. En geç 2028-2029’a kadar vergi ve harcamaları dengeleyeceklerini ve bunun için de belli kurallara uyacaklarını taahhüt ettiler. Bu taahhüt onları, kendi belirledikleri hedefe ne kadar yaklaştıklarını ya da hedeften ne kadar uzaklaştıklarını düzenli olarak raporlayan Bütçe Sorumluluk Ofisi’ne (OBR) bağımlı hale getirdi.
Kasım ayı başında Hazine Bakanlığı OBR’nin tahminlerinin çok kötü olduğunu ve bu yüzden Reeves’in gelir vergisi oranını artırmayacağı yönündeki seçim vaadini bozmak zorunda kalacağını açıklamaya başladı. Reeves, 4 Kasım’da özel olarak planlanmış bir konuşmasında bu düşüncesini net bir şekilde belli etti.
Kısa süre sonra, 13 Kasım’da Financial Times, Reeves’in bunu yapmaktan vazgeçtiğini sızdırdı. İngiliz devlet tahvilleri piyasası kısa süreliğine çöktü. Bunun nedeninin ise OBR’nin son dakika yayınladığı raporda kamu maliyesinin Reeves’in ifade ettiğinden daha iyi durumda olduğunu belirtmesi olarak açıklandı.
Ancak bütçenin açıklanmasından sonra OBR, Reeves’e, Ekim ayı sonunda 4,2 milyar sterlinlik bir fazla ile hedefine ulaşacağını söylediğini açıkladı. OBR’nin verimlilik artışı tahminini düşürdüğü doğruydu, ancak bu düşüş, artan ücretler ve fiyatlar sayesinde daha yüksek vergi gelirleriyle fazlasıyla telafi edildi.
Peki Reeves bütçe öncesinde gereksiz bir karamsar tablo mu çizdi? Savunması, o dönem verimlilik rakamlarının kötü olduğu şeklinde; ancak bu, daha yüksek vergi gelirlerini neden unuttuğunu açıklamıyor. Yine de Reeves’in içine düştüğü bu karışıklık, sadece onun ciddi anlamda siyasî beceriksizliğinden kaynaklanmıyor. Bu, Reeves ve Starmer’ın içinde bulunduğu çıkmazı da yansıtıyor.
Gördüğümüz gibi, onların önceliği finansal piyasaları yatıştırmak. Reeves, ki muhtemelen de haklı olarak, piyasaların 4,2 milyar sterlinlik fazlalığı çok dar bir güvenlik marjı olarak göreceğini söylüyor. Bu durumda da, ya harcamaları kısmak ya da vergileri artırmak zorundaydı.
Ancak İşçi Partisi’nin arka sıralarından yükselen yarı isyan durumu göz önüne alındığında, harcamaları çok sert bir şekilde kısmak tehlikeliydi. Nitekim Reeves, engelli yardımları ve kış yakıt ödemelerinin sürdürülmesi ve iki çocuk yardım sınırının kaldırılması için 10 milyar sterlinlik ek kaynak bulmak zorundaydı. Bu önlemlerin tümü, bu zayıf hükümete muhalif vekiller tarafından sert bir şekilde dayatıldı.
Tam da bu yüzden vergilerin artırılması kaçınılmazdı. Hükümetin büyük şirketlerin gözüne girmek için gösterdiği çabalar nedeniyle, bankalara ya da zenginlere dokunmak söz konusu bile olamazdı. Öyle ki, JPMorgan patronu Jamie Dimon, bütçe açıklanana kadar bekledikten sonra bankacılık devi olarak Canary Wharf’ta yeni bir kule inşa etme planını açıkladı.
İşçi Partisi’nin gelir vergisi oranını artırmama seçim vaadini bozma önerisi bu noktada ortaya çıktı. Ancak Starmer’ın ofisinin potansiyel rakiplerini korkutmak için yaptığı başarısız girişimden sonra, Starmer ve Reeves cesaretlerini kaybettiler ve muhaliflerin öfkesi karşısında geri adım attılar. Bunun yerine yaptıkları şey daha da kötüydü.
Rishi Sunak, 2021’de enflasyona paralel olarak gelir vergisi eşiklerini yükseltmeyi durdurdu. Reeves, bu dondurmayı 2031’e kadar sürdürüyor. Ücretler arttıkça daha fazla insan gelir vergisi ödemek zorunda kalacak, hatta daha yüksek vergi dilimine geçecek. Resolution Foundation, bu durumun yoksul kesimi temel gelir vergisi oranındaki 1 penilik artıştan daha kötü etkileyeceğini tahmin ediyor.
Ama önemli değil, piyasalar mutlu. Financial Times’ın dediği gibi, “Yatırımcılar olumlu yönleri vurguluyor: Vergiler oldukça keskin bir şekilde artıyor: Bu, hükümete kredi veren yatırımcıların görmek istediği türden bir dürüstlük. Ve Maliye Bakanı, gelecekte karşılarına çıkabilecek kötü sürprizlere karşı gardını aldı”. Bütçeden bu yana devlet tahvili fiyatları sabit kaldı.
Yorumcular, bütçedeki en büyük sıkıntıların -örneğin eşik dondurma- bir sonraki seçimlere kadar ertelendiğini belirtiyorlar, ki bu da on yılın sonuna doğru demek. Starmer ve Reeves, kurnaz bir hamle ile bu tuzaktan bir şekilde kurtulmayı umuyorlar. Ancak, muhtemelen çok geçmeden kendi kendilerine zarar verecekler.
