Müzakerelerin ikinci aşamasının başlaması gereken günlerde, yani tüm rehinelerin serbest bırakılması ve kalıcı bir ateşkes için görüşmeler yapılması beklenirken İsrail bu anlaşmadan vazgeçti ve sadece kendi çıkarlarına hizmet eden (ABD özel temsilcisi Steve Witkoff tarafından onaylı) yeni bir teklif dayatmaya çalıştı.
620 Filistinli rehinenin serbest bırakılmasını süresiz olarak erteleyen, kalıcı bir ateşkes için müzakere etmeye yanaşmayan Siyonist işgal devleti, bu yeni çerçeve ile kendisi hiçbir taahhütte bulunmadan tüm esirlerini geri almak istiyor.
Soykırımı yeniden alevlendirirken yeni koşullar öne süren terör gücü, Gazze’ye yardım girişini engelledi, sınırları kapattı, suyu ve elektriği keserek Gazze Şeridi’ne yönelik ablukasını yoğunlaştırdı ve tüm Gazze halkını açlığa mahkum etti.
Bununla da kalmayıp, kabinedeki bazı bakanlarının ağzından, savaşa geri dönülmesi taleplerini yükseltmeye başladı. Hemen ardından, Gazze’de tam kapsamlı bir etnik temizliğe hazırlandıklarını, bu amaçla yeni bir birim kurulduğunu da duyurdular.
Bu gelişmelerin tam ortasında, Donald Trump, Netanyahu’nun rehineleri teslim etmeyi reddetmesinin “uygun bir davranış” olduğunu dile getirdi ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da “acil durum yetkilerini” kullanıp kongreyi baypas ederek, İsrail’e yaklaşık 9 milyar dolarlık silah satışını onayladı – her biri yaklaşık bir tonluk, 35.000’den fazla bomba.
ABD Senatosu’nda Vermont eyaletini temsil eden bağımsız Senatör Bernie Sanders İsrail’e silah satışını durdurmayı amaçlayan bir tasarı sunmuş fakat geçtiğimiz günlerde bu tasarısı Senato’da oylandığında sadece 15 senatörden destek bulabilmişti.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün geçtiğimiz günlerde yayımlanan son raporu, “2020-24’te ABD, İsrail’in silah ithalatının en büyük payını (yüzde 66) sağladı” diyor; “ardından Almanya (yüzde 33) ve İtalya (yüzde 1,0) geldi.”
Artık Batı Şeria da hedefte
İsrail, Mart ortasında Gazze’deki katliamını yeniden başlatırken Batı Şeria’daki şiddetini de tırmandırdı, bölgedeki acımasız işgali ile 40.000’den fazla Filistinliyi yerinden etti. Birleşmiş Milletlerin açıklamalarına göre, İsrail’in ateşkesi bozup Gazze’yi bombalamaya başlamasından bu yana toplamda 142 binden fazla Filistinli yerinden edilmiş oldu.
Siyonist yerleşimciler Batı Şeria’da her gün terör estiriyor, evlere saldırıyor, yakıyor, buldozerler ile yıkıyor ve canlarının istediği evleri de Filistinlileri zorla oradan çıkararak işgal ediyorlar.
Terör devleti Gazze’deki kara operasyonunu yoğunlaştırır ve Batı Şeria’ya yönelik saldırılarını tırmandırırken bir yandan da Refah’ı izole etmek için Gazze’nin güneyinde yeni bir “güvenlik koridoru” oluşturmaya girişti.
Savunma Bakanı Israel Katz tarafından açıkça dile getirildiği üzere, İsrail’in amacı “bölgeyi ezmek ve temizlemek”.
Bu barbarlığa yeşil ışık yakansa soykırımın başlıca suç ortaklarından biri olan ABD.
Tam kapsamlı vahşet: İşgal, bombalama ve aç bırakma
Gazze’ye düzenlediği hava saldırılarıyla övünen terör devleti güçleri bir gecede yüzlerce Gazzeliyi öldürürken soykırıma ara vermeyeceklerini açıkça ortaya sermiş oldular. Beyaz Saray sözcüsü de İsrail’in bu saldırılar başlamadan önce Trump yönetimine danıştığını bildirdi.
Gazze’ye son yardım kamyonunun girişinden bu yana haftalar geçti. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, kuşatma altındaki Gazze’de yaşanmakta olanlar hakkında “sivillerin sonsuz bir ölüm döngüsüne” hapsedildiklerini söylüyordu. Çünkü İsrail, gıdadan tıbbi malzemeye ve yakıta kadar her şeyin girişini engelleyerek hayati sınır geçişlerini kapatmaya devam ederken, 2,3 milyonluk bir nüfusa 2 Mart’tan bu yana en acil ihtiyaçları dahi ulaştırılamadı.
Bombalardan kurtulabilenler de açlığa karşı hayatta kalma mücadelesi veriyor. Birleşmiş Milletlerin insani yardım grubu UNICEF’e göre Gazze’de bir milyon çocuk açlığa mahkum edilmiş durumda.
İşgal ordusu, 18 Mart’ta ateşkesi bozmasından bu yana aralıksız bombalamalarla bölgede 600 hedefi vurdu, Gazze’ye yönelik son hava saldırılarında yüzlerce Filistinliyi katletti ve içlerinde Gazze’nin kuzeyindeki Cebaliye’de bulunan UNRWA kliniğine düzenlenen saldırıda hedef alınmış sağlık gönüllüleri de mevcuttu. Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, bu saldırıda 9’u çocuk olmak üzere en az 19 kişi öldürüldü.
Bir diğer saldırı tufanı da yine okulları hedefi aldı. Yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı üç okulu gözüne kestiren terör devleti bu saldırıda 18’i çocuk olmak üzere onlarca Filistinliyi öldürdü ve yüzlercesini de yaraladı. Bundan sadece iki gün sonra Refah’ta yine onlarca sağlık görevlisi katledildi. Bundan bir gün sonra ise Gazze’de zorla yerinden edilmiş ailelerin sığındığı çadırlar hedef alındı ve bir kez daha onlarca kişi katledildi.
İsrail durmuyor, durmayacak. Bu soykırımı sonlandırmanın, onu durdurmanın tek yolu, “Hepimiz Filistinliyiz” diyen herkesin bir araya gelip sokakları hiç boş bırakmadan basınç uygulamaya, Siyonistlere yönelik kapsamlı boykot talebini yinelemeye ve bu mücadeleyi günden güne büyüterek sesini yükseltmeye devam etmesi.
Gazze’nin çocukları
Filistin Merkezî İstatistik Bürosu, İsrail’in kuşatma altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik soykırımının başlamasından bu yana on binlerce Filistinli çocuğun ebeveynlerini kaybettiğini söylüyor; “Bu çocuklar trajik koşullarda yaşıyor, birçoğu sosyal bakım ve psikolojik desteğin neredeyse tamamen yokluğunda yırtık çadırlara veya yıkılmış evlere sığınmak zorunda kalıyor.”
Aynı açıklamaya göre, Gazze’deki saldırılarda en az 17.954 çocuk öldürüldü. Bunlar arasında 274 yeni doğan bebek ve bir yaşın altındaki 876 bebek de var.
Birleşmiş Milletler de, 18 Mart’ta saldırıların yeniden başlamasından bu yana Gazze’de her gün en az 100 çocuğun öldürüldüğünü veya yaralandığını açıkladı.
Filistin Eğitim Bakanlığı’nın açıklamasında ise, çocukların en çok hedef alınanlar arasında olduğu, Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de 17.000’den fazla çocuğun öldürüldüğü bildirildi.
7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail ordusu tarafından esir alınan çocuk sayısı ise 1000’i geçti. Filistin ve İsrail insan hakları raporları, kadınlar ve 350’den fazla çocuk da dahil olmak üzere 9.500’den fazla Filistinlinin İsrail hapishanelerinde tutulduğunu söylüyor.
