“Irkçılık o kadar yaygın ki, görünmüyor”

10.04.2015 - 10:13
Ali Baydaş
Haberi paylaş

Tuhaf Bir Meyve

Güneyin ağaçları tuhaf bir meyve veriyor
Yapraklarında kan, köklerinde kan
Siyah  beden sallanıyor güney melteminde
Tuhaf meyve sarkıyor kavak ağaçlarından

Yiğit Güneyin pastoral manzarası
Pörtlemiş gözler, yamulmuş ağız,
Manolyanın tatlı, taze kokusu,
Ve aniden gelen yanık et kokusu!

Kargaların yiyeceği bir meyve var burada,
Yağmurun büzeceği, rüzgarın emeceği,,
Güneşin çürüteceği, ağacın düşüreceği,
İşte tuhaf ve acı bir mahsul

Geçtiğimiz 7 Nisan’da yüzüncü doğum günü anılan efsanevi caz ve blues şarkıcısı Billie Holiday’in yorumuyla tanınan, ilk ırkçılık karşıtı protest şarkılardan Strange Fruit’un sözlerini Abel Meeropol yazmıştı.

Meeropol New York, Bronx’da bir lise öğretmeni, şair ve aktivistti. 1930’ların sonlarında ABD’de devam eden ırkçılıktan rahatsızdı. Gördüğü bir linç fotoğrafı günlerce aklından çıkmamıştı. Sonunda Strange Fruit şiirini yazdı ve besteledi. Holiday söyleyince, şarkı milyonlara ulaştı.

Müzisyen Marcus Miller bu konuda şu yorumu yapıyor: “O yıllarda böyle bir şarkıyı yazmak da, söylemek de büyük cesaret gerektiriyordu. Bu şarkının Bronx’lu beyaz bir Yahudi tarafından yazıldığını öğrenince şaşırmıştım. Altmışlar henüz yaşanmamıştı. Böyle şeyler konuşulmazdı”.

Nitekim Meeropol 1940’da,  okullarda komünizmi araştıran bir komite tarafından ifadeye çağrıldı. Ona bu şarkıyı yazması için Amerikan Komünist Partisi’nin para verip, vermediğini sordular. Vermemişlerdi ama zamanının birçok New Yorklu öğretmeni gibi, Meeropol da komünistti.

Meeropol, Dewitt Clinton’daki öğretmenlik işini 1945’de bıraktı. Sonraları Komünist Partiden de ayrıldı. Şair ve müzisyen olarak Lewis Allan mahlasını kullanmaya başladı. Lewis ve Allan ölü doğan çocuklarının adlarıydı.

McCharty’ciliğin terör estirdiği dönemde, 1953’de Ethel ve Julius Rosenberg casusluk suçlamasıyla idam edildiler. Rosenberg’lerin 6 ve 10 yaşındaki oğulları Robert ve Michael kendilerine kimin bakacağını bilmiyordu. Akrabaları bile onlarla bağlantıda olmaktan korkuyordu. Abel ve eşi Anne Meeropol çocukları evlat edindiler. Abel 1986’da vefat etti. Oğulları halen üniversitelerde profesör olarak görev yapıyor.

Irkçılık bitmedi, gizlendi

O günden bugüne pek çok şey değişti. ABD’nin siyahi bir başkanı bile oldu. Yine de son zamanlarda Ferguson’da siyahlara yönelik polis cinayetleri gibi olaylar, ırkçılığın hala ne kadar canlı olduğunu gösteriyor. Yargısız infazlar olan linç partileri yok belki ama güvenilirliği tartışmalı davalarla mahkum edilen siyahlar hala idam edilebiliyor. Bir siyahi aktivist ve gazeteci olan Mumia Abu-Jamal cinayet suçlamasıyla 1982’den 2011’e kadar idam mahkumuydu. 2011’de mahkeme bu cezayı ömür boyu hapse çevirdi.

Bir Kızılderili aktivisti olan Leonard Peltier ise yine cinayet suçlamasıyla 1975’ten beri hapiste. Uluslararası Af Örgütü'ne göre, Peltier’in davası adil değildi. Şartlı tahliye duruşması 2024’de yapılacak.

Artık kölelik gibi aleni ırkçı uygulamalar olmasa da, ırklar arası refah ve fırsat eşitsizliği, Meksikalı göçmenlere uygulanan baskılar gibi sorunlar dolu dizgin devam ediyor.

Geçen sene Ferguson’daki ilk cinayetleri protesto edenlerin taşıdığı dövizlerden birinde şunlar yazılıydı: “Bu ülkede ırkçılık o kadar normal, yaygın ve kökleşmiş ki, görünmüyor”.

Türkiye’deki ırkçılık için de aynı tahlil geçerli. Ha bire “Türkiye’de ırkçılık yoktur” diye devletin avukatlığını üstlenenler, ırkçılığı bizzat sürdürüyor. İçine o kadar batmışlar ki, pisliği göremiyorlar, görmek istedikleri de kuşkulu.

Şimdilerde ABD’de Ermeni soykırımının tanınması için yapılacak eylemlere, oradaki Türkler tarafından karşı eylem düzenleneceğini, hükümetin bunlara desteğini filan anlatıyor kimi tv kanalları. Hiç şansları yok. Bir tarafta devletini temsil etme gayreti içindeki inkarcı iş güzarlar, öbür tarafta dedesini, ninesini, ülkesini kaybetmişlerin sahici acısı. Önce karşısındakinin acısına saygı duymayı öğrenmeden ne bu devletten ne de bu, portatif TC kişilerinden bir halt olmaz.

Strange Fruit videosu

Meeropol hakkında başvurulan kaynak: http://www.npr.org/2012/09/05/158933012/the-strange-story-of-the-man-behind-strange-fruit

Ali Baydaş

[email protected]

Bültene kayıt ol