Alman devrimi neden yenildi?

16.11.2015 - 08:15
Haberi paylaş

Milyonlarca insanın ölümüne yol açan 1. Dünya Savaşı, işçi sınıfının da yaşam koşullarını çekilmez hâle getirdi. İşçi sınıfı, emperyalist politikalar uğruna birbirine kırdırıldı.

İşçi sınıfının içinde ezici bir çoğunluğa sahip SPD (Alman Sosyal Demokrat Partisi) tüm bu emperyalist boğazlaşmalar esnasında sosyal şoven politikaların peşine takıldı. Emperyalizmin savaşını destekledi.

Ancak ölümler, açlık, yoksulluk ve işsizlikten oluşan korkunç manzaralar, savaşın gerçek yüzünü hızla ortaya çıkardı ve on binlerce işçinin harekete geçmesine yol açtı.

1917’nin Ekim ayında Rusya işçi sınıfının iktidarı ele geçirmesi ile birlikte, devrim Avrupa’ya yayıldı. Ocak 1918’de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nda işçiler arasındaki savaş karşıtı hareket yükselişe geçti. Viyana’da işçi konseyleri kuruldu. Kasım 1918’de Alman işçi sınıfı ve askerler ayaklanarak işçi konseylerini kurdular.  

Savaşa karşı kitle grevleri

Savaşa karşı mücadele, SPD içinde savaş karşıtı tutum alan Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in öncülüğünde başladı. Liebknecht birkaç bin işçinin önünde yaptığı savaş karşıtı konuşma nedeniyle tutuklandı. Duruşma gününde 55 bin işçi Liebknecht ile dayanışma grevi yaptı. Ocak ayında Rosa ve Liebknecht’in genel grev çağrısı başarıyla sonuçlandı. İlk gün Berlin’de 400 bin işçi grev yaptı. İkinci gün bu sayıya 100 bin kişi daha eklendi. Grev tüm Almanya’ya yayıldı. 1 milyon işçi grev yaptı. Berlin’de işçi konseyi kuruldu. SPD, işçi sınıfın kendiliğinden gelişen mücadelesini kontrol altına almak için işçi konseyi içinde yer aldı.

İşçi ve asker konseyleri

Kasım ayında Alman deniz kuvvetlerinin İngiliz donanmasına saldırı kararına karşı erlerin isyanı, devrimin başlangıcı oldu. 20 bin denizcinin kurduğu asker konseylerini, çoğunluğunu tersane işçilerinin oluşturduğu işçi konseyleri izledi. Kasım’da tüm Kiel şehrinin denetimi işçi ve asker konseylerinin elindeydi. İşçi konseyi, Bavyera Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti.

Sokaklar işçilerin

Eski düzenin kalıntıları süpürülmüş, sokaktaki hâkimiyeti işçiler ele almıştı. Dönemin tanıklıkları, devrimin sokaklardaki etkisini şöyle özetliyordu: “Şık giysileri içinde beyler ya da hâli vakti yerinde zarif giysili hanımlar, sokağa çıkma cesareti gösteremiyorlardı. Sanki yer yarılmış ve burjuvazi bir anda ortadan kaybolmuştu. Ortalıkta dolaşan yalnızca işçiler, yani ücretli kölelerdi. Ama bu kez, silahlanmış durumdaydılar.”

İşçi konseyi temsilcileri işyerlerinde seçiliyor ve işçiler tarafından her an geri çağrılabiliyorlardı.

Kapitalistlerin can simidi reformizm

Rusya’da başlayan devrim Avrupa’ya sıçramıştı. Çanlar egemen sınıflar için çalmaya başlamıştı. Sosyal demokrasi, egemen sınıfın imdadına yetişti.

SPD, 1 milyondan fazla üyesi, 4,5 milyon seçmeniyle bürokratik, dev bir yapıydı. Gençlik ve kadın örgütlenmeleri, kooperatifleri, kulüpleriyle işçi sınıfının bütün hücrelerine sızmıştı. Kapitalizmi yıkma fikrini çoktan terk eden bu hantal yapı, devrimi ezmek için harekete geçti. Liebknecht’in sosyalist cumhuriyeti ilan ettiği sırada, SPD önderi Cumhuriyeti ilan etti. Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in önderliğini yaptığı Spartakist hareket politik olarak etkili olsa bile konseyler içinde yaygın değildi. İşçi ve asker konseyleri ulusal kongresinde delegelerin çoğunluğu (288 delege) Sosyal Demokratları desteklerken,  Spartakistleri destekleyenlerin sayısı yalnızca 10’du.

Sosyal demokratlar parlamentoyla konsey iktidarını paylaşmayı önerdi. İşçi kitlelerinin çoğunluğu henüz parlamentodan ümitlerini kesmemişti. Konsey öneriyi kabul etti.

Devrimin boğulması

Sosyal demokrat liderler ve genelkurmay, devrimi ezmek için imparatorluk kalıntılarıyla birlikte hareket etti. Eski imparatorluk özel harekât askerlerinden oluşan “Freikorps” denilen silahlı birlik, şehirlerde ayaklanan işçi eylemlerini şiddetle ezmek için sosyal demokrat liderliğin yönetimine verilmişti.

Ocak 1919’da Ebert hükümeti bir provakasyon gerçekleştirdi. USDP’nin sol kanadından Berlin polis şefini görevden aldı. Kitleler bu olayı protesto ettiler. Protesto gösterisi erken bir ayaklanmaya dönüştü.  Rosa Luxemburg, erken bir ayaklanmanın iktidarı en fazla birkaç hafta elinde tutacağını düşünmesine rağmen, kitlelerle birlikte hareket etti.

Hareket, ayaklanmayı koordine edecek, yılların mücadele deneyimine sahip olan merkezi bir örgütlenmeden yoksundu. Üstelik işçi sınıfının büyük bir kesimi reformizmle bağlarını koparamamıştı.  Ayaklanma, Freikorps birliklerince bastırıldı. Rosa Luxemburg ve Karl Leibknecht katledildi.

Beş yıl süren Alman Devrimi sürecinde, çeşitli aralıklarla devrimci durumlar yaşandı. Ancak işçi kitlelerinin mücadelesine yön verecek ve şekillendirecek güçlü ve yaygın bir devrimci partinin olmaması, devrimin yenilgisini kaçınılmaz kıldı.

Almanya’da devrimin yenilgisi, tüm umutlarını Avrupa’da devrime bağlayan Rus Devrimi’nin izolasyonuna yol açtı. Rusya’da bürokrasi, devrimin tüm kazanımlarını gasbederek iktidarını kurdu. Stalinizmin zaferinin başlangıcı, daha büyük felaketlerin habercisiydi. Faşizmin iktidarı alarak, milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanacak yeni bir dünya savaşı, devrimin yenilgisinin en ağır faturası oldu.

Tek yol devrim

Alman devrimi derslerle dolu. Kuşkusuz bunların arasında reformizme karşı mücadele öncelikli yere sahip. Bugün kapitalizm çok daha yıkıcı boyutlarda. Üstelik kâr oranlarındaki düşme eğilimini erteleyici mekanizmalar, çok daha yıkıcı bunalımları hazırlıyor. Ukrayna ve Suriye’deki Rusya, Avrupa Birliği ve ABD arasındaki hegemonya mücadelesine yol açan emperyalizmin krizi, her an nükleer felakete yol açacak yeni bir savaşın çıkmasına neden olabilir. Dahası, kâr oranlarını artırma faaliyetinin ürünü küresel iklim değişikliği, insanlığın ve gezegenin geleceğini tehdit eden büyük bir belaya dönüşmüş durumda.

Açlıktan, savaştan ve yıkımdan oluşan bu sistemin iyileştirilebilir bir yanı yok. Hayatımızı cehenneme çeviren kapitalizm yıkılmalıdır. Rosa’nın dediği gibi, kaybedecek zamanımız yok. “Devrim çeşitli zaferlerden ve yenilgilerden geçerek kendi büyük hedeflerine doğru fırtınalar içinde yürüyecektir”.

Çağla Oflas

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol