25 Temmuz 1951: Nazım Hikmet'in Türkiye vatandaşlığından çıkartılmasına karar verildi

25.07.2017 - 08:50
Haberi paylaş

Nazım Hikmet, yıllarca hapislerde çürütüldükten sonra 1950 yılında serbest bırakıldığında sağlığı iyiden iyiye kötüleşmişti. Zaten mahpusluğunun son dönemini açlık grevleri yaparak geçirmişti. Serbest kaldıktan sonra dayısının kızı Münevver Berk ile evlendi. İpek Film Stüdyosu'nda çalışmaya başladı. Ancak kamuoyunun yoğun baskısı nedeniyle Nazım Hikmet'i serbest bırakan Demokrat Parti, ondan hâlâ korkuyordu.

Polis bir türlü peşini bırakmıyordu. Kapısının önünde daima bir cip bekliyor, gittiği her yerde gölgeler onu izliyordu. Bu arada kitaplarını bastırmaya çalışıyordu. "Kuvayı Milliye"nin yayın hakkını bir yayınevi satın almıştı, ancak kitap bir türlü yayınlanmıyordu. Piyeslerini oynatacak tiyatro ise hiç bulunmuyordu. Bu sırada Kadıköy Askerlik Şubesi'ne çağrıldı. Ona askerliğini yapmamış olduğu, hemen sevk edilmesi gerektiği bildirildi. Nazım Hikmet, Bahriye Mektebi'ni bitirdiğini, güverte subaylığı yaptığını, hastalanarak çürüğe çıkarıldığını söylemesi üzerine elinden bir dilekçe alınarak serbest bırakıldı.

Birkaç ay sonra tekrar şubeye çağrılarak kendisine Sivas'ın Zârâ ilçesine gitmeye hazırlanması söylendi. İsteği üzerine Haydarpaşa Hastanesi Sağlık Kurulu'na gönderildi. Kurula on ay önce Cerrahpaşa Hastanesi'nden aldığı, kalbinden, ciğerlerinden rahatsız olduğunu gösteren raporları sunduysa da askerliğini engelleyecek bir durumu olmadığı kararına varıldı.

Bu arada bir doktor kulağına bu işin sonunu iyi görmediğini fısıldadı. Şubeden hazırlıklarını yapmak için bir haftalık izin aldı. 17 Haziran 1951 sabahı, askerlik işini düzeltmek amacıyla Ankara'ya gideceğini söyleyerek evden ayrılan Nâzım Hikmet'in 20 Haziran 1951'de Romanya'ya vardığı Bükreş Radyosu'ndan öğrenildi.

Sonradan yazılanlara göre, akrabası olan Refik Erduran'ın kullandığı bir sürat motoruyla İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e açılmış, Bulgaristan sahillerine çıkmayı amaçlarken, yolda rastladığı bir Rumen şilebiyle Romanya'ya gitmişti. Oradan Moskova'ya geçmesi üzerine, Nâzım Hikmet, 25 Temmuz 1951'de, Demokrat Parti hükümeti tarafından Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye vatandaşlığından çıkarıldı.

Nazım Hikmet, aradan 58 yıl geçtikten sonra, yine bir Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye vatandaşı oldu. Bakanlar Kurulu'nun 5 Ocak 2009 tarihli ve Nazım Hikmet'in vatandaşlığının iadesini öngören kararı, Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Nazım Hikmet'e yeniden vatandaşlık verilmesini kararlaştıran AKP hükümeti, daha önce benzer bir talebi geri çevirmişti. 26 Nisan 2006 günü, TBMM İçişleri Komisyonu'nda Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ele alınırken, CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, Nazım Hikmet'e yeniden Türk vatandaşlığı verilmesi önerisinde bulunmuştu.

Tasarıya, "25 Temmuz 1951 tarihli ve 13401 sayılı Bakanlar Kurulu kararının yürürlükten kaldırılmasını" içeren bir fıkra eklenmesini teklif eden Ülkü'nün önerisine, AKP'liler "Bu konuyu hükümete bırakalım" diyerek karşı çıkmıştı. Dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun da, şahsın müracaatı halinde yeniden Türk vatandaşı olunabileceğini söylemesi, "Ölü insan nasıl başvursun?" itirazlarına neden olmuştu.

Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde de Nazım Hikmet'i vatandaşlığa geri almak için hazırlanan kararname, MHP'li faşistler içinde krize neden olmuştu. Dönemin Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin imzaladığı bu konudaki kararname, MHP'li bakanların önüne iki defa gitti. İlkinde sadece Başbakan Ecevit ve Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın imzaları vardı ve MHP'li bakanlar, kararnameyi geri gönderdi. İkincisinde ise imzalar arttı, fakat MHP'li bakanlar, yine "Hayır" diyerek kararnameyi imzalamadı.

Nâzım Hikmet'i vatandaşlıktan çıkaran Adnan Menderes hükümeti bu kararı, şairin Resmi Sicil Kaydı'nda yer alan "Mehmet Nazım Ran" adı üzerinden değil de takma adı olan "Nazım Hikmet Ran" adıyla alınmıştı. Nazım Hikmet'e, Mernis sisteminde de "20753206252" numaralı vatandaşlık numarası verildi. Böylece İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin gasp edilen 15. maddesi de iade edilmiş oldu.

Bültene kayıt ol