17 Ocak 1987: “Yaşayan fosil” Coelacanth ilk defa doğal ortamında görüntülendi

17.01.2017 - 16:59
Haberi paylaş

"Yaşayan fosil" olarak adlandırılan bir balık olan Coelacanth'ın soyunun bundan 80 milyon yıl önce, dinozorların dünyaya egemen oldukları dönemde soyunun tükendiği sanılıyordu. 1938 yılında Güney Afrikalı balıkçıların ağlarına takılan bir Coelacanth, bilim çevrelerinde büyük tartışmalara neden oldu. 17 Ocak 1987'de Olaf Reinicke tarafından ilk defa doğal ortamında görüntülendi.

Coelacanth'ın keşfiyle birlikte bilim ve inanç çevrelerinde yoğun tartışmalar yaşandı. Bu balığın evrimleşmediği, hep aynı kaldığı, bundan ötürü evrimin bir aldatmaca olduğu iddiaları yaygın bir şekilde ortaya atıldı. Oysa yapılan bilimsel çalışmalar bunun aksini ortaya koyuyor. Evrimleşmediği, hep aynı kaldığı iddia edilen ve Coelacanth olarak bilinen "fosil türe" ait çok sayıda moleküler evrim çalışması bulunuyor. Örneğin Coelacanth'da saptanan ve beyin gelişiminde rol oynadığı bilinen procadherinleri kodlayan gen kümelerinden 49 tanesinin düzenlenme biçimi insandakiyle aynı.

Yine, embriyon gelişimde organ farklılaşmasını düzenleyen bir gen (ve onun ürünü) olan HOXA11 incelendiğinde, yüzgeçten bacak-ayak yapısına geçişte önemli bir değişime uğradığı görülüyor. Bu değişimin kritik noktasında ise coelacanth HOXA11 geninin geçirdiği evrim önemli bir yer tutuyor. Benzer şekilde, bağışıklık sisteminin önemli gen kümelerinden olan MHC Sınıf I genlerine bakıldığında, bu sınıfın önemli gen ailelerinden birindeki bir gen duplikasyonu (gen sayısının iki katına çıkması) ile, bugünkü memelilere dek uzanan bir MHC Sınıf I evrimleşmesi izlenebiliyor; ilgili gen ailesinin iki katına çıktığı soy hattında ise yine coelacanth oldukça önemli bir evrimsel pozisyona sahip bulunuyor.

Bütün bunların yanı sıra, tür ve tür üstü kategorileri saptamada belirteç olarak kullanılan 28S ribozomal RNA geni ile yapılan çalışmalar, Colecanthları memelilerin de dahil olduğu omurgalı hayvanlarla oluşturulan evrim ağacına net bir şekilde ve geçiş durumunu simgeler biçimde yerleştiriyor.

Özetle, hem işlevsel önemli genetik değişimleri (beyin gelişimi, yüzgeçten ayak yapısına geçiş, modern bağışıklık sisteminin oluşumu) hem de diğer hayvanlarla olan akrabalık durumlarını (28S rRNA çalışmaları) göz önüne aldığımızda, Coelacanth evrimsel yaşam tarihinin pek çok noktasında yer alan "geçiş" özelliğine sahip bir form olarak karşımıza çıkıyor.

Ayrıca, Coelacanth, morfolojik olarak 400 milyon yıldır çok az değişim geçirmiş olmasına karşın, tekil bir canlı da değil: lob yüzgeçli balıkların evrimi açısından bakıldığında, morfolojik değişim örüntüleri sunan pek çok atasal form17 Ocak 1987: "Yaşayan fosil" Coelacanth ilk defa doğal ortamında görüntülendiu var ve günümüzde bulunan Coelacanthlar ise farklı tür isimleriyle adlandırılıyorlar. Yukarıdaki nedenlerden ötürü, seçilim baskısının son derece düşük olduğu görece kapalı yaşama alanlarına sıkışmış olarak keşfedilen ve dış görünümsel açıdan fosil benzerlerinden hiç farkı yokmuş gibi görünen Coelacanthlar, aslında omurgalı evriminin pek çok özelliğini bize sunan kritik canlılar olarak karşımıza çıkıyor.

Kaynak: www.evrimsempozyumu.com

Bültene kayıt ol