Ermeni toplumu Ateşyan’ın istifası konusunda ne düşünüyor? Norayr Olgar’la konuştuk...

25.05.2017 - 20:39
Haberi paylaş

Türkiye Ermenileri Patrikhanesi Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Patrik Vekilliği görevinden istifa etti. Marksist.org konuyla ilgili olarak Nor Zartonk’tan Norayr Olgar ile görüştü.

Türkiye Ermenileri, bir süredir yeni patrik seçiminin yapılması için girişimlerini sürdürüyordu. Kilise geleneklerine göre, seçim sürecinin başlayabilmesi için Patrik Genel Vekilliğinin ortadan kalkması gerekiyordu.

Ermeni toplumu içinde yaşanan tartışmaların ardından, Patrik Genel Vekili Başespikops Aram Ateşyan, dün bazı vakıf yöneticileri ve hayırseverle bir araya geldi. Toplantıya katılan vakıf yöneticileri, Ateşyan’ın Patrik Genel Vekilliğinden istifa ettiğini belirttiler.

Aram Ateşyan istifa görüşmesinin yapıldığı gün Almanya’da bulunan Değabah Bekçiyan’a bir mektup gönderdi ve İstanbul’a davet etti. Ateşyan mektubunda “Bizim artık gönül rahatlığıyla patrikhanenin yönetimini size teslim edebilmemiz için gerekli koşulların olgunlaştığını gözlemlemekteyiz” ifadesini kullandı.

Nor Zartonk’tan Norayr Olgar, Ateşyan’ın istifası hakkındaki görüşlerini Marksist.org’la paylaştı:

“Patrik 2. Mesrob'un hastalığıyla birlikte bir krize dönüşen ve 9 senedir yapılmayan patriklik seçimleri türlü çıkar hesapları ve basiretsizlikler ile sündürülerek bugüne kadar getirildi. Aram Ateşyan patrik genel vekili diye kendine yarattığı yapay makamı hem devletle hem de varsıl vakıf başkanlarıyla olan alışverişleri sayesinde bu güne kadar sürdürdü. Ateşyan’ın, Ermeni Soykırımı'nın 100. Yıldönümünde Almanya parlamentosunun o dönemde Alman hükumetinin soykırımdaki sorumluluğunu kabul etmesiyle başlayan ve Türkiye cumhuriyetini de bu suçla yüzleşmeye çağıran kararından sonra devlete yazdığı, soykırımı inkâr eden mektubu Ermeni halkı içerisinde büyük tepkiler aldı. Tarihin her döneminde vuku bulduğu gibi din adamlarının mensubu olduğu toplumun siyasetten ekonomisine her alanda sözünü söylemesi ve kendine muktedirin yanında makul bir kimlik yaratması, o toplumun sonunu getiren nedenlerden biri olmuştur. Bugüne geldiğimizde Ermeni halkının patriklik konusunda demokratik bir seçime gidilmesi talebi, hem mevcut “patrik vekilinin” hem de hükumetin tüm engellemelerine rağmen meyvesini vermiştir. Aram Ateşyan’ın gecikmiş istifası Patriklik seçimi önündeki engeli nihayet kaldırmıştır ve bir kez daha görülmüştür ki; Kamp Armen'de olduğu gibi bir araya gelinip harekete geçildiğinde muhatap alınanlar onlar değil biz oluyoruz. Önümüzdeki süreçte seçimlerin adil bir şekilde gerçekleştirilmesi en büyük isteğimiz ve bunun da takipçisi olacağız. Ermeni toplumunun Türkiye’de sadece patriklik sorunu değil birçok sorunu var. Öncelikle Hrant Dink, Sevag Balıkçı ve Maritsa Küçük gibi katilleri kollanan ve devlet denetiminde öldürülen insanlar için adalet talebimiz devam ediyor, diğer yandan vakıf seçimleri de senelerdir yapılmıyor ve vakıflar denetlenemiyor. Bu yüzden artık şeffaf bir yönetimin anlayışının benimsenip senelerce kimseye hesap vermeden vakıf mallarını yöneten değil; daha genç, katılımcı, kadınların aktif olarak yer aldığı demokratik bir yönetim anlayışına ihtiyacımız var.”

Bültene kayıt ol