Milyonlar siyasi alana müdahale etti

19 Mart-29 Mart, Türkiye’yi sarsan 10 gün olarak tarihte çoktan hak ettiği yeri aldı.

Bu hareket, İmamoğlu ve çalışma arkadaşları tutuklanmış olsa da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasını ve İmamoğlu’nun terör suçlamasıyla tutuklanmasını engelledi. Bu somut kazanımın yanı sıra mücadelenin en önemli kazanımı, psikolojik olanı. İnsanlar artık korkmuyor. Korku duvarı Saraçhane eylemleriyle yıkıldı.

Karşımızda milyonları içine çeken dev bir hareket var.

Yetti artık!

Bir öfkeliler hareketi bu. “Yetti artık” diyenlerin hareketi. Adaletsizliğe ve keyfi tutuklama dalgalarına karşı, yetti artık diyenlerin haklı hareketi.

Etkisi dalga dalga tüm topluma sirayet ediyor.

Önce Saraçhane’de 1,5 milyon insan toplandı. Aynı günlerde birçok üniversitede öğrenci eylemlerinde bir patlama yaşandı. Öğrenciler polis barikatlarını aştı. 23 Mart’ta Türkiye’de seçmenlerin dörtte biri, 15,5 milyon insan, bir seçim günü olmamasına rağmen İmamoğlu için dayanışma oyu verdi.

Ardından Maltepe’de 2,2 milyon insan İmamoğlu’na yapılan adaletsizliğe karşı büyük buluşmaya katıldı.
Bu hareketin ilk etkisi, AKP-MHP seçmenlerinin üçte birinden fazlasının bu tutuklama dalgasının keyfi olduğunu düşünmesini sağlamak oldu.

Hareket, toplumun tüm ezilen kesimlerine moral verdi.

Maltepe mitingi iktidarın ödünü patlattı. Bu soruşturma dalgasıyla murat edilenin tam tersi gerçekleşti.
Türkiye’de yaşayan insanlar 2023’te de öfkeliydi. Fakat Türkiye’yi sarsan 10 günün farkı, bu seferkinin umut dolu bir öfke olması. 2023’te öfkenin keskin ucu olmak gerekir diyorduk, şimdi aynı zamanda bu hareketin bir parçası ve politik olarak bakılan bir odağını inşa etmek zorundayız.

Hareketin sürekliliği için

Özgür Özel, Maltepe mitinginde hızla imza toplayacaklarını ilan etti ve bayram bittiğinde yapılan CHP kurultayında İmamoğlu için 7 milyon imza toplanmıştı bile.

Bu hareketin aktif bir parçası olmak ama aynı zamanda çok önemli iki tartışmayı kazanmak zorundayız. İlk tartışma şu ki mevcut hadiseler CHP’nin boyunu çok aşan bir hareketliliğe işaret etmektedir. CHP liderliği, kendisinden daha büyük olan bu hareketi kendisiyle kısıtlamak için çabalarsa büyük bir hata yapar. Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a “Hak-hukuk-adalet” yürüyüşü yaptığında da vurgulamıştık. Bize, milyonları içine çekecek, ırkçılar ve neonaziler haricindeki tüm emek örgütlerini, siyasi çevreleri kapsayacak birleşik mücadele formları lazım.
Milyonlar mücadele etmek istiyor ama milyonlar CHP seçmeni değil.

Sosyalistlerin temel hedefi, bu kitlesel mücadele formları içinde antikapitalist bir odağın inşası olmalı.
İkincisi tartışma ise hareket içindeki ırkçı odakların normalleşmesine izin vermemek için yapılması gerekenler.
Eylemlere katılan gençlerin yüzde 23’ünün Zafer Partisi sempatizanı olduğunu söyleyen anket çalışmalarını ciddiye almak zorundayız. Irkçılar, hareketin ezilenlerin kalıcı birliğine dönüşmesini engellemeye çalışıyor. Hareketin kalıcı birliği için ise direnişin saflarında, halkların eşit koşullarda kardeşliğinin güçlü bir politik vurgu haline gelmesi çok önemli.

Öte yandan milyonların hareketi, on milyonların hareketine de dönüşme potansiyeline sahip. İktidarın fişi seçimlerden önce çekilebilir. Bunun yolu, mücadelenin kazanana kadar sürecek bir grev hareketiyle, okullardaki boykotla birleşmesidir.

Direnişin artçı şokları ise şimdiden etki göstermeye, hem Kadıköy’deki 8 Nisan öğrenci buluşmasında hem de çeşitli üniversite eylemlerinde açığa çıkmaya başladı.

Artık Filistin’in özgürlüğü için verilen mücadeleden Kürt sorununda çözümün inşa edilmesine, yoksulluğa karşı direnişten LGBTİ+’ların haklarının kazanılmasına, iklim krizine karşı mücadeleden öğrencilerin en temel taleplerinin –barınma, beslenme ve bilimsel eğitim taleplerinin— kazanılmasına kadar her mücadele bu hareketin zemininde yükselmeye çalışmalıdır.

Hareket içinde seçimcilik, CHP’cilik ve Özgür Özelcilik açık ki yükseliyor. Bu doğal elbette. Ama seçimleri 5 dakikalık demokrasi olarak gören antikapitalistlerin de bu hareket içinde yükselmesi, mücadelenin kazanması için gerekli olan odağın inşa edilmesini sağlayabilir.

son yazıları

24 Nisan anmaları yasaklanamaz
Tek partili cumhuriyet dönemi azınlık politikaları
Nazan Maksudyan: Antaram’ın yolculuğu

ilginizi çekebilir

1600
24 Nisan anmaları yasaklanamaz
ıeıeıte
Tek partili cumhuriyet dönemi azınlık politikaları
Antarams_Reise_Titel
Nazan Maksudyan: Antaram’ın yolculuğu