Search
Close this search box.

Marx her şeyden önce bir devrimciydi

Başlık, 17 Mart 1883’de Karl Marx’ın mezarı başında yoldaşı Friedrich Engels’in konuşmasındaki cümlelerden biridir.

Devrimci sosyalizmin kurucusu Karl Marx, yaşamı boyunca fakirlikle boğuştu ve çeşitli sağlık sorunlarıyla mücadele etti. Bu ağır duruma rağmen, hem yazmaya hem de uluslararası sosyalist hareketin örgütlenmesine katılmaya devam etti. 14 Mart 1883’te 64 yaşındayken hayatını kaybetti.

İngiltere’deki Highgate mezarlığında yapılan cenaze törenine ailesi, yakın arkadaşlarından küçük bir topluluk katıldı.

Karl Marx, gençlik yıllarından itibaren hem entelektüel hem de devrimci pratikte yoldaşı olan Engels’le birlikte oluşturduğu teoriyi bilimsel sosyalizm olarak adlandırıyordu.

Devrimci teori

20. yüzyılda çeşitli akademik isimler, özellikle Rusya ve Doğu Avrupa’daki Stalinist rejimlere bakarak, Marx’ın düşüncesini ekonomik indirgemecilikle ve pozitivizmle damgaladı.

Oysa pozitivizm, bilimsel sosyalizmin doğuşuna sahne olan 19. yüzyılın başında düşünür Aguste Comte tarafından ortaya atılan bir fikirdi. 19. yüzyıl bilimsel devrimlerin meydana geldiği bir çağ idi. Pozitivist felsefeye göre, bilgiler sadece gözlemlenebilir ve deneyimlenebilir olgulara dayanır. Bunun dışındakiler metafizik dolasıyla kanıtlanamaz olarak elenir.

Engels, cenaze töreninde yaptığı konuşmada Marx’ın bilimselliği hakkında şunları vurgulamıştı:

“Bu adamın ölümü, yalnızca Avrupa ve Amerika’daki proletarya için değil, bilim dünyası için de telafi edilemez bir kayıptır. Darwin’in organik doğanın gelişim yasalarını keşfetmesi gibi, Marx da insan tarihinin gelişim yasalarını keşfetti. Marx, bugüne kadar ideolojik örtüler altında gizlenmiş olan basit gerçeği, insanların öncelikle yemek, içmek, barınmak ve giyinmek zorunda olduğunu, ancak bunları sağladıktan sonra siyaset, bilim, sanat, din vb. ile uğraşabileceğini ortaya çıkardı.

Ama hepsi bu değil. Marx, modern kapitalist üretim tarzının ve onun yarattığı burjuva toplumunun özel hareket yasasını da keşfetti. Artı değerin keşfi, tüm bu sistemi anlamak için anahtardı ve bu, Marx’ın önceki sosyalistlerin karanlıkta yürümesine karşılık, aydınlık bir yol açtı.”

Engels’in ideolojik örtüler altındaki gizlenmiş sosyal yasaların anlaşılması, vurgusu, yani tarihsel maddecilik Karl Marx’ın insanlık kültürüne özgün katkısıdır. 19. yüzyılın diğer fikir akımları ve özellikle kendinden önceki sosyalist düşüncelerle ayrışmayı ortaya koyduğu yerdir. Hem düşünceyi esas alan idealist felsefeden hem de kaba maddecilikten ayrıdır. Çünkü tarihin merkezine sınıf mücadelesini koyuyordu. Ayrıca ekonomik alt yapının belirleyici olduğunu ortaya koyarken üst yapı denilen tasarım temelli oluşumların görece özerk olabildiğini de teslim etmişti.

Marx önce felsefi alandaki bir dizi düşünceyle hesaplaşmış, ardından farklı sosyalist akımların devrimci eleştirisini yapmıştı. Sosyalizm, Marx’la birlikte oluşmadı. Sınıf mücadelelerinin tarihi binlerce yıllık sınıflı toplumlarda vardır. Bilinen birçok kaynak sosyalizmin doğuşunu milattan önce 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nda patlak veren 3. köle ayaklanmasına dayandırır; yani Spartaküs ayaklanmasına. Özünde Marx’ın düşüncesi işçi sınıfının tarih boyunca varoluşuna sebep olan koşulların eleştirisi ve genel mücadelesinin teorisidir.

Aşağıdan sosyalizm

Marx’ın Engels’le birlikte oluşturduğu teori, önceki sosyalist akımlardan kökten farklıdır. Çünkü 19. yüzyılda, daha önce var olmayan üretici güçler ve işçi sınıfı ortaya çıkmıştır. Önceki sosyalist teoriler adaletsizlik ve eşitsizliğe karşı eleştiriyi barından rüyalardı. Özellikle ütopik sosyalizm denilen akım monarşilerin hüküm sürdüğü dönemde adil bir toplum tasarımlıyordu. Fakat sosyalizm akıllı ve vicdanlı teorisyenlerin ahlaki presnipler doğrultusunda yaptığı toplum tasavvurlarıyla yukarından kurulabilecek bir şey değildir. Marx’ın müthiş keşfi buydu: Aşağıdan sosyalizm.

Kolektif kurtuluş

Sosyalist İşçi gazetesi kuruluş mottosunu yine Marx’tan almıştı: İşçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır.

Kapitalizmin tarihi, ticarete dayanır. 12. yüzyıldan itibaren ticaretin canlanması ile devam eder. Fakat esas olarak 18. yüzyıldaki sanayi devrimi belirleyici olmuştur, 19. yüzyılda tam anlamıyla dünyada hâkim üretim biçimi haline gelmiştir.

Kapitalizm öncesi toplumlarda emeğiyle geçinen insanlar ya köle ya toprağa bağlı köylü ya da padişahlıkların ilahi otoritesine bağlı olarak yaşıyordu. Fakat kapitalizm, yani sermaye birikimi ve sermayeler arası rekabetiyle bu ara yüzler kenara atıldı. Ortaya çok dinamik, aynı zamanda eskileri gibi vahşi bir toplumsal biçim geldi.

Sanayinin, yani toplu üretimin mevcudiyetiyle ortaya iki sınıf çıktı: Üretim araçlarının sahibi burjuvazi ve işçi sınıfı. Elbette ara sınıflar varlıklarını sürdürdü. Günümüzde bunlara orta sınıf deniliyor. Fakat Marx’a göre küçük burjuvazidir, küçük olması bir aşağılama ifadesi değildir. Sermaye karşısında son derece küçük özel mülkiyet sahiplerini anlatmak için tanımlanmıştır.

Karl Marx, kapitalizmi uluslararası bir sistem olarak analiz etti. Bu sistem birikim için birikimi esas alan bir sistemdi. Sermayenin birikimi, işçilerin ödenmemiş emeğine dayalıydı. Marx’a göre karın kaynağı artı değer sömürüsüdür. İşçiler kapitalist toplumda bireysellikwlerine kavuşmuştur, bu bireysellik, ücretli emekçiliktir. Merkezi devlet aygıtı, kapitalist sınıfın yönetme aracıdır.

Karl Marx, sınıflı toplumların tarihine son vermenin yolunun toplumsal devrimler olduğu sonucuna varmıştı. Toplumsal devrim, sömürülen ve ezilen kitlelerin yeni bir toplum için aşağıdan mücadelesinin eseridir. Bu açıdan bilimsel sosyalizm, işçilerin kendileriyle birlikte tüm ezilenlerin kurtuluşunu kendi eylemleriyle sağlayacağını savunmaktadır.

Marksist gelenek

Marx hiçbir zaman teorisyeni olduğu bilimsel sosyalizmin bir kişinin, üstelik kendisinin adıyla anılmasını istemedi. Fakat işçi sınıfının dünya çapındaki ilk örgütlenmesi olan 1. Enternasyonal’in tarihi bölünmesinde bilimsel sosyalizmi savunanlar Marksist olarak adlandırıldı. Elbette bu tarihi bölünmede bugün de tarafız. Marksizm, tarihsel maddeciliğin, politik ekonomi eleştirisinin ve aşağıdan sosyalizmin savunucusu bir gelenektir.

Dogmatizmi ve sekterliği reddediyoruz. Karl Marx, hepimiz gibi bir insandı. Her şeyden önce önce bir devrimciydi. Uluslararası işçi hareketinin büyük teorisyeni 21. yüzyılda da yol gösteriyor.

Volkan Akyıldırım

son yazıları

İktidarın CHP'ye artan baskısı hangi amaçlarla uygulanıyor?
Bakü’de bir garip zirve
Ankara mitinginin ardından: Mücadele devam etmeli

ilginizi çekebilir

istanbul-da-boykot-yuruyus-miting-gunu
Öğrenci ve kitle hareketi içerisindeki faşizmin önlenebilir yükselişi
senol pers 2 thumb
Demokrasi Gaspına Karşı Kitlesel Muhalefet | Perspektifler #2
JDJadjlj
Devlet, asker, polis: Bunlar kimin için var?