Sosyalizmin tarihi Marx ve Engels’ten de öncesine dayanır. Onlardan önce ütopik sosyalistler, kapitalizmin eleştirisine başlamış daha iyi bir dünyanın nasıl olması gerektiği üzerine düşünmüşlerdir. Ancak ütopik sosyalistlerin anlayışları işçi sınıfını pasif bir güç olarak konumlandırmakta ve onların kendi eylemini yok saymaktaydı. Marx ve Engels bu anlayışla hesaplaşarak sosyalizmin ancak işçi sınıfının kendi eylemi olabileceğini tartıştılar. İşte bu, sosyalizmin en temel ilkesidir. Sosyalizm, işçi sınıfının kendini özgürleştirme eyleminin adı, işçi sınıfının iktidarıdır yani ancak aşağıdan bir eylem olarak ortaya çıkabilir.
Sosyalizm konusunda büyük bir tartışma SSCB, Doğu Almanya, Küba, Çin gibi rejimlerin sosyalist olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı konusunda yaşanmıştır. Solun bir kısmı devlet mülkiyetini sosyalizmin yeterli koşulu olarak görürken Tony Cliff öncülüğündeki sosyalistler, işçi sınıfının kendi eylemi ve iktidarı olmadan sosyalizm olamayacağını savunmuş ve bu rejimlerin devlet kapitalisti olduklarını söylemiştir. SSCB ve Doğu Almanya bizzat işçilerin eylemiyle yıkılmıştır.
Devrimci Marksistler açısından tek ülkede sosyalizm mümkün değildir. Sosyalizm ancak bir dünya sistemi olarak ortaya çıkabilir. Bununla beraber sosyalizm, komünizme giden bir evredir. Sosyalizmde bir önceki toplumun çelişkileri tümüyle yok olmamıştır, zaten tam da bu sebeple işçi sınıfı kendisini bir egemen sınıf yani devlet olarak örgütlemek zorundadır. Bu evrede işçi sınıfı iktidarı ele geçirdiğinde sömürünün maddi temelini parçaladığı ve bu yolla kendisini bir yarı-sınıf hâline getirdiği için tüm dünyada proletaryanın iktidarı ile işçi devleti de sönümlenmeye başlayacaktır. Komünizm ise devletin sönümlendiği aşamaya verilen isimdir.
Devrimci Marksistler açısından tek ülkede sosyalizm mümkün değildir. Sosyalizm ancak bir dünya sistemi olarak ortaya çıkabilir. Bununla beraber sosyalizm, komünizme giden bir evredir. Sosyalizmde bir önceki toplumun çelişkileri tümüyle yok olmamıştır, zaten tam da bu sebeple işçi sınıfı kendisini bir egemen sınıf yani devlet olarak örgütlemek zorundadır. Bu evrede işçi sınıfı iktidarı ele geçirdiğinde sömürünün maddi temelini parçaladığı ve bu yolla kendisini bir yarı-sınıf hâline getirdiği için tüm dünyada proletaryanın iktidarı ile işçi devleti de sönümlenmeye başlayacaktır. Komünizm ise devletin sönümlendiği aşamaya verilen isimdir.