Filistin Dayanışma Kampanyası direktörü Ben Jamal, İsrail’e verilen destekteki çatlaklar hakkında konuştu.
Binlerce insan, Whitehall’da (İngiltere hükümetinin merkezi) İşçi Partisi’nin İsrail’e tüm silah satışlarını durdurmasını talep etmek için eylem yaptı.
23 Mayıs Cuma akşamı yaklaşık 7 bin kişi İşçi Partisi hükümetinin İsrail’e silah satışlarını durdurmasını istedi. Protesto, İşçi Partisi’nin İsrail’i eleştirmeye başlamasından sadece birkaç gün sonra gerçekleşti. Ancak bu gösteri, basit bir eleştirinin yeterli olmadığını gösterip hareketin gücünün devlete basınç uyguladığını ortaya koymuş oldu.
Filistin Dayanışma Kampanyası direktörü Ben Jamal, İngiltere’de yayınlanan Socialist Worker’a verdiği demeçte “Salı günü parlamentoda tuhaf bir şey oldu – Dışişleri Bakanı David Lammy bazı gerçekleri söyledi” diye konuştu. Lammy, İsrail’in eylemlerini “ahlaki olarak savunulamaz, grotesk, yanlış” olarak nitelendirdi – ancak yapmadığı şey “soykırım kelimesini kullanmak” oldu. Jamal, “kullansaydı bile çok farklı olmazdı” dedi ve şöyle devam etti: “Bir şey tolere edilemez ve haksızsa, onu desteklememekle kalmaz karşı çıkarsınız.”
Daha geçen hafta, İngiliz hükümeti, Birleşik Devletler ile ilişkilerini sürdürmek zorunda olduğunu iddia ederek İsrail’e F-35 parçaları tedarikini savunuyordu. Geçen yıl 30 silah lisansının askıya alınmasından bu yana, İngiltere’nin İsrail’e silah ihracatı artış gösterdi. Ancak Ben Jamal’e göre, “Önemli olan, hükümetin İsrail’e verilen standart destekteki daha geniş çatlakları yansıtmasıdır. İsrail’i desteklemek için kullanılan rasyonellik örtüsü, yani liberal bir demokrasi olduğu yönündeki iddia çatlıyor.” Jamal, bu desteğin çatlamasının “memnuniyet verici bir gelişme” olduğunu ancak bunun eyleme dönüşmesi gerektiğini söyledi: “Hükümete yönelik taleplerimizi sürdürüyoruz – tam bir silah ambargosu, tüm ticaretin sonu. İsrail’e normal bir devlet gibi davranmayı bırakın. Sadece soykırım uygulamakla kalmıyor, 77 yıldır uluslararası hukuku ihlal ediyor ve bir apartheid sistemi dayatıyor.” Jamal, Filistin hareketinin “etkisini gördüğümüzü” de ekleyerek “İsrail giderek daha fazla izole oluyor. Bunun nedeni hem yaşananların gerçekliği hem de bu hareketin baskısı” vurgusunu yaptı; “Şimdi gaza basmaya devam etme zamanı – çünkü çatlaklar görünmeye başlıyor.”
Mitinge katılan bir protestocu, David Lammy’nin İsrail’i eleştirmesinin “yetersiz” olduğunu söyledi: “İsrail’in yaptıklarının yanlış olduğunu nasıl söyleyebilirsin? Ona soykırım demeyi ve bu konuda hiçbir şey yapmayı reddetmek de nedir?”
“İsrail’in eylemleri elbette kınanmalı, ancak soykırım olarak adlandırılmalı. Bunu yapmalarına yardım etmeyi bırakmalıyız” diyen protestocu Dan’e göre, “İsrail, zaten çok korkunç olan soykırımını artırdı ve İngiltere Başbakanı Starmer de buna devam etmesi için yardım ediyor.”
“Daha somut eylemler yapmak her zamankinden daha önemli. Silah fabrikalarına gitmeli, onları kitlesel gücümüzle kapatmalıyız. Hareketin bir ivmesi var. Bunu kullanabiliriz, kullanmalıyız. Çünkü bu soykırımı mümkün kılan Batı’nın, İşçi Partisi’nin silahlarla verdiği destektir. İngiliz devletinin İsrail’e ihtiyacı var, hükümetimizin desteğindeki ikiyüzlülüğü açığa seriyoruz.”
Protesto sırasında konuşmacılar sahnede katılımcıları bilgilendirdi. Unison sendikasının yönetim kurulu üyesi Liz Wheatley, “sözlerin yeterli olmadığını” söyledi; “Silah ticaretini sona erdirmek için eyleme, yasadışı yerleşimlerle ticareti durdurmak için eyleme, hastanelerin bombalanmasını durdurmak için eyleme!” “Ama eylemlerimizi nasıl büyüteceğimizi de düşünmemiz gerekiyor. Başka ne yapabiliriz? Boykot, Tecrit, Yaptırım (BDS) bunun bir parçasıdır – her zaman mücadelemizin bir parçası olmuştur. Şimdiye kadar 10 kurum yatırımlarını geri çekti. Ama 10 tanesi yapabiliyorsa, 100 tanesi de yapabilir, 500 tanesi de.”
Wheatley, 17 Haziran’da silah fabrikalarının önünde gerçekleştirilen protestoların çok önemli olduğunu da ekledi: “Bu şirketler soykırımdan kâr ediyor. Onları durdurabilir ve işçilere de eylem yapma güvenini aşılayabiliriz.”
İngiliz Müslüman Birliği’nden Yasmine Adam ise İşçi Partisi’nin İsrail’in soykırımına cevabının “muğlak bir vaat” olduğunu söyledi. Adam, “Ne tür bir gelecek bekliyorlar? Son çocuğun öldüğü, son mülteci kampının toplu mezara dönüştüğü bir gelecek mi?” dedi; “Sözlerden fazlasını talep ediyoruz. İsrail’e tam kapsamlı bir silah ambargosu uygulanmasını talep ediyoruz. İngiltere’nin suç ortaklığının sona ermesini istiyoruz. Bu gerçekleşene kadar durmayacağız. Kaldı ki baskıyı hissettiklerini de biliyoruz.”
Yasmine Adam ayrıca, İşçi Partisi’nin İsrail eleştirisi için, Starmer veya Lammy’nin iyi niyetinden değil, hareketimizin basıncından kaynaklanıyor dedi: “Burada uzlaşmak veya kırıntıları veya sembolik jestleri beklemek için toplanmadık. Hareketimiz siyasi iktidarlarla başlamaz ve bitmez. Filistin’in nehirden denize tam kurtuluşunu görmek için buradayız, buna hiç bu kadar yakın olmamıştık.”
(Socialist Worker)