İHD Ankara LGBTİ+ Komisyonu’nun açıklamasının tam metni:
“Bugün, burada İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi LGBTİ+ Komisyonu olarak bir araya gelerek, kamuoyunu yaklaşan tehlikeye karşı uyarıyoruz. Henüz Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmamış olsa da gündemde olan 10. Yargı Paketi, LGBTİ+ haklarına ağır bir darbe vurmayı amaçlayan bir dizi yasa değişikliğini içeriyor. Bu teklif yasalaşırsa, LGBTİ+ varoluşu kriminalize edilecek, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ile ilgili temel insan hakları ihlal edilecek ve bireylerin özgürlük alanları daha da daraltılacaktır.
İnsan haklarını hiçe sayan bu yasa teklifine karşı sessiz kalmayacağız!
Mevcut taslak; cinsiyetin hukuken tanınmasını zorlaştırıyor, tıbbi süreçlere erişimi kısıtlıyor, LGBTİ+ görünürlüğünü suç haline getiriyor ve bireylerin yaşamlarını doğrudan tehdit eden cezai yaptırımlar getiriyor. Mevcut taslak ile getirilmek istenilen düzenlemeleri birlikte;
1. Cinsiyetin Hukuki Olarak Tanınması Engelleniyor
LGBTİ+’ların cinsiyet kimliklerini hukuken tanıtabilmeleri için gerekli olan dava süreci, yeni düzenleme ile daha da zorlaştırılıyor.
- Cinsiyet uyum süreci için dava açma yaşı 18’den 21’e çıkarılarak, bireylerin kendi yaşamlarıyla ilgili karar alma hakkı keyfi şekilde erteleniyor.
- Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlali olduğu gerekçesiyle iptal edilen “üreme yeteneğinden yoksun olma” şartı tekrar getiriliyor. Bu, bireylerin bedensel bütünlük haklarının ihlal edilmesi anlamına geliyor.
- Cinsiyet uyum süreci için gerekli tıbbi raporları verebilecek hastaneler, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen sınırlı sayıdaki kuruma indirgeniyor. Böylece bilimsel kriterler yerine siyasi ve ideolojik kararlarla sürecin önü kesiliyor.
2. Tıbbi Süreçler Suç Sayılıyor
LGBTİ+’ların sağlık hakkına erişimini tamamen engelleyecek düzenlemelerle, tıbbi süreçler kriminalize ediliyor:
- Cinsiyet uyum süreci için mahkeme izni olmadan ameliyat olan bireyler 3 yıla kadar hapis cezası tehdidiyle karşı karşıya bırakılıyor.
- Bu ameliyatları gerçekleştiren doktorlar 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor. Bu da sağlık çalışanlarının, mesleklerini icra etmelerinin önüne geçiyor.
- Tıbbi geçiş sürecinin cerrahi olmayan aşamaları da hedef alınarak, mahkeme kararı olmaksızın hormon tedavisi veya ilaç kullanımı dahi suç haline getiriliyor. Bireylerin sağlık hizmetlerine erişimi tamamen ortadan kaldırılıyor.
3. LGBTİ+ Varlığı Suç Sayılıyor
Bu düzenlemeler yalnızca hukuki ve tıbbi süreçleri değil, LGBTİ+’ların en temel varoluş haklarını da doğrudan hedef alıyor:
- Doğumda atanmış cinsiyete aykırı davranışlar 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu, kişilerin kıyafet tercihlerinden beden dillerine kadar devlet denetimine tabi tutulması anlamına geliyor.
- Aynı cinsiyetten bireylerin nişan veya evlilik törenleri düzenlemeleri suç sayılacak, bu tür etkinliklere katılanlar ise cezai yaptırımla karşı karşıya kalacak.
- LGBTİ+ haklarını savunmak, toplumsal cinsiyet eşitliği talep etmek, hatta hukuki kazanımları tartışmak bile suç kapsamına alınarak ifade özgürlüğü yok edilmeye çalışılıyor.
LGBTİ+ Haklarına Saldırı, İnsan Haklarına Saldırıdır!
Bu yasa yalnızca LGBTİ+’ları hedef almakla kalmıyor; aynı zamanda insan hakları mücadelesinin tamamına yönelik bir tehdittir. Bugün LGBTİ+’lara yönelik getirilen bu düzenlemeler, yarın farklı toplumsal kesimlere karşı da kullanılabilir. Özgürlükleri kısıtlayan, bireyleri belirli bir yaşam biçimine zorlayan her türlü yasal düzenleme, toplumun tamamını baskı altına almayı amaçlayan otoriter bir dönüşümün parçasıdır.
Sessiz kalmak, bu hukuksuzluğu ve ayrımcılığı meşrulaştırmak demektir. Bu yasa teklifinin getirdiği muğlak ve keyfi ifadeler, LGBTİ+’ların yalnızca haklarını değil, varoluşlarını da tehdit etmektedir. Devlet, bu düzenlemelerle bireylerin kimlikleri, bedenleri ve yaşam tarzları üzerinde tam bir denetim kurmayı hedeflemektedir. LGBTİ+’ların kendilerini ifade etmeleri, sosyal hayata katılımları, hatta kendi kimlikleriyle var olmaları suç kapsamına alınarak baskı, denetim ve cezalandırma mekanizmaları güçlendirilmek istenmektedir.
LGBTİ+ Mücadelesini Kriminalize Etme Girişimine Karşı Buradayız!
Bu saldırı, yalnızca bireylerin haklarına yönelik değil, LGBTİ+ hakları için mücadele eden örgütlenmeler, dernekler, insan hakları savunucuları ve aktivistleri de doğrudan hedef alan bir girişimdir. Bu düzenlemeler yasalaşırsa, LGBTİ+ alanında çalışan dernekler kapatılma, aktivistler ve insan hakları savunucuları hukuki baskılarla susturulma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. LGBTİ+ mücadelesine yönelik her türlü dayanışma faaliyeti, toplantı, etkinlik ve görünürlük alanı kriminalize edilerek örgütlü mücadele de dağıtılmaya çalışılacaktır.
Bu yasa LGBTİ+’ların temel haklarını ve özgürlüklerini ortadan kaldırmaya yönelik bir saldırıdır. Cinsiyet kimliğini tanımayan, bireylerin bedenleri ve yaşamları üzerinde zorlayıcı kurallar getiren, sağlık hakkına erişimi engelleyen ve toplumsal görünürlüğü cezalandıran bu düzenlemeye karşı sessiz kalmıyoruz, kalmayacağız!
Bu yasa teklifinin tamamen geri çekilmesini talep ediyoruz.
LGBTİ+ hakları, insan haklarıdır!
Bu adaletsizliğe karşı mücadelemizi sürdüreceğiz, insan hakları ve eşit yurttaşlık taleplerimizi savunmaya devam edeceğiz.
Basın açıklamamıza son verirken, 14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle sağlık emekçilerini kutlar, verdikleri hak mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu belirtmek isteriz. Ayrıca Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan dostlarımız Yıldız Tar ve Erkin’e de selam gönderiyor, yalnız olmadıklarını bir kez daha ifade ediyoruz.
İHD Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu”
