240 bin tutuklu ve hükümlünün tutulduğu hapishanelerin kapasitesi 209 bin. OHAL sürecinde dolan hapishanelerde mahpuslar aynı yatakta nöbetleşe uyuyor. Doluluk, 671 sayılı KHK ile yapılan kismı af ile 38 bin kişinin cezaevinden çıkmasına rağmen artıyor. 2017 yılında 4 milyondan fazla yeni soruşturma açıldı. Hapishanelerde 189 bin tutuklu ve hükümlü adli suçlardan, 50 bin tutuklu "terör" ve "organize suçlardan" yatıyor. Bahçeli'nin af önerisi, 100 bin adli mahkumu kapsıyor. Her beş kişiden birini şüpheli ilan eden Ak Parti hükümetiyse bu yıl 45 yeni hapishane açmayı planlıyor. Böylece cezaevlerinin kapasitesi 275 bine çıkartılacak. Adalet Bakanlığı, 5 yıl içinde 174 cezaevi yapıllacağını duyurdu.
Hapishaneler tıka basa doldurulurken, Bahçeli'nin ülkücü mafyaya ve adli mahkûmların bir kısmına af isteği, Cumhur ittifakında anlaşmazlık yarattı. Oy için Bahçeli'nin her dediğini yapan Erdoğan bu kez karşı çıkarak, af talebinin MHP liderine ait olduğunu ve gündemlerinde olmadığını söyledi.
Demirtaş'ı bırakın sesleri
Erdoğan'a affın gerçekleşmesinde "ısrarcıyız" yanıtını veren Bahçeli'nin amacı ne?
Öncelikle tutuklu cumhurbaşkanı Demirtaş'ın serbest bırakılması seslerini bastırmak.
HDP liderini hapiste ziyaret eden CHP cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve Saadet Partisi adayı Temel Karamollaoğlu, Demirtaş'ın serbest bırakılmasını ve tüm adaylar gibi kampanya hakkını kullanmasını talep etmişti.
MHP lideri, meclisteki en barışçıl siyasetçi Demirtaş ve HDP'lilerin hapiste tutulmasını ve cinayetleriyle tanınan ülkücü mafya liderlerine ve adli mahkumların bir kısmına
af getirilmesi isteğiyle adalet taleplerinin susturulmasını istiyor.
MHP'nin derin krizi
Mesele sadece Demirtaş'a özgürlük seslerinin susturulması olsaydı, Bahçeli ve Erdoğan kolayca anlaşırdı. Bahçeli'yi restleşmeye götüren asıl sebep ise MHP'nin Akşener'in
İP'iyle girdiği rekabet. Kamuoyu araştırmaları, İP'in MHP'nin üçte ikisini yuttuğunu
gösteriyor. Bahçeli, MHP'liler için "efsane" isimler olan mafya liderlerine af isteyerek, ülkücü oyları toplamanın derdinde. Öylesine derin bir krizde ki seçimler öncesi gerçek yüzünü göstermeyi, Cumhur ittifakını bölmeyi ve Erdoğan'la tartışmayı göze alıyor.
Yüzde 10 seçim barajının altında olduğu ayan beyan ortaya çıkan MHP meclise girebilmek için Erdoğan ve AKP'ye mecbur. Erdoğan da MHP oylarına mecbur fakat
bu ortaklığın maliyeti her geçen gün artıyor.
AKP’den yeni hapishaneler
Bahçeli'nin af çıkışı, OHAL dönemindeki adaletsizlikleri savunan ve yeni hapishaneler inşa ettiren AKP'nin güvenlik politikasına ters.
Affa zaten karşı olan Erdoğan, tam da seçimler yaklaşmışken, son aftan sonra dönemin hükümetinin başına gelenlere bakıp, aynı akıbeti paylaşmak istemiyor. Son af, “Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası” adı altında 22 Aralık 2000’de Rahşan Ecevit’in önerisiyle çıkarıldı.
Bu af, DSP lideri Bülent Ecevit’in başında bulunduğu hükümete yaramamış, birçok başka sebeple birlikte 2002 seçimlerinde MHP, ANAP ve DSP baraj altında kalmıştı.
Medya ve muhalifleri "Rahşan affına", tecavüzcülerin ve katillerin sokağa salındığı gerekçesiyle karşı çıkmıştı.
Kısmi ya da genel 100 affın gerçekleştiği Türkiye'de bu sonuncu ile her türden af talebi rafa kaldırılmıştı. Erdoğan, muhalefetin eline bu şekilde düşmemek istiyor. Fakat kendisini aday gösteren ülkücüler tarafından zor duruma düşürüldü.
Af tartışması sadece tek bir mesele fakat iktidar için ilkesizce bir araya gelen Cumhur ittifakındaki partiler başka konular karşısında da restleşebilir.
Ne istiyoruz?
Bahçeli'nin adalet getirmeyen kısmi affına da Ak Parti'nin baskı politikalarına da alternatif var:
OHAL döneminde yaşanan adaletsizliklerle dolup taşan hapishaneler boşaltılmalıdır. Sosyalistler, darbeciler ve çeteler hariç tüm siyasi ve adli mahpusları kapsayan bir genel aftan yanadır. Elbette tecavüzcülerin ve katillerin serbest bırakılmasına karşıyız. Hapishaneleri dolduran yüzbinlerin bunlardan ibaret olmadığı ortadadır.
Siyasi bir karar sonucu hapiste tutulan Demirtaş, yine siyasi bir kararla serbest bırakılmalıdır.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)