Irkçı Trump'ın işi zor: Büyük direniş başladı

25.01.2017 - 14:35
Volkan Akyıldırım
Haberi paylaş

Yeni ABD başkanı Donald Trump yemin ederek görevine başladı. Devasa protesto gösterileriyle karşılanan yeni başkanın ilk işi, Beyaz Saray sitesinden küresel ısınma, LGBT hakları ve İspanyolca bölümlerini kaldırmak oldu.

Yemin töreninde ise önümüzdeki dönem nasıl bir politika izleyeceğinin vahim ipuçlarını verdi: Diğer dinler ve kiliselerin temsilcilerinin davet edildiği törene Müslümanların temsilcileri çağrılmadı.

Yeni mücadeleci kuşak

Afganistan ve Irak işgallerinde oynadıkları rollerle savaş suçlusu olan askerler, Klu Klux Klan* yöneticileri, küresel ısınmanın sorumlusu olan şirket yöneticilerinden oluşan Trump yönetimini protesto eden milyonlarca Amerikalı, ünlü aktivist-yazar Angela Davis gibi düşünüyor:

“Trump yönetiminde geçecek önümüzdeki 1459 gün, 1459 günlük bir direniş olacak: Tabanda direniş, sınıflarda direniş, işyerlerinde direniş, sanatımızda ve müziğimizde direniş.”

Trump’ın yemin ettiği 20 Ocak günü başını liseli ve üniversiteli aktivistlerin çektiği on binlerce genç sokağa çıkarak “Trump’a hayır, Klu Klux Klan’a hayır, ırkçı Amerika’ya hayır” diye yürüdü.

Bu spontane bir tepki değil. Protestoları gerçekleştiren öğrencilerin okuduğu okullarda, solcu aday Bernie Sanders kalabalık toplantılar yapmıştı. Yeni mücadeleci kuşak kendini sosyalist ve anti-kapitalist olarak niteliyor.

Trump yönetiminin ilk günündeki kadın protestoları ise ABD tarihinin en büyük eylemleri olarak kayıtlara geçti.

Trump’ın gelişi sadece Amerika’da değil Avrupa’da direnişi başlattı. 20-21 Ocak’ta bir çok kentte sokağa çıkan protestocular direnişin küresel olduğunu ilan etti.

Bu güçlü sol dalga ile karşılanan Trump yönetiminin işi zor.

Yeni bir dönem

Trump yönetiminin gelişiyle sadece Amerika’da değil dünyada yeni bir dönem başladı.

On yıllardır uyguladıkları küresel sermayenin programıyla büyük bir krize sebep olan, insanları batırıp bankaları kurtaran neo-liberal sağ ve sol sermaye hükümetleri yerlerini eli sopalı otoriter yönetimlere bırakıyor. Fakat bu liderlerin karşısında, devasa kitle mücadeleleri ile ister küresel ister ulusal olsun kapitalist politikaların çözemeyeceği sorunlar duruyor. İstikrarsızlık, emperyalist devletler arasındaki gerginlik ve rekabet, savaşlar, ikim krizi ve açlıkla belirlenen yeni döneme kimin yön vereceğini işçi sınıfının ve ezilenlerin direnişinin düzeyi belirleyecek.

***

Kirli enerji ve savaş yönetimi

Küresel ısınmanın başlıca sorumlularından biri olan Exxonmobil CEO’sunun Dışişleri Bakanı olduğu Trump yönetimi önceliği enerji politikaları.

En fazla sera gazını atmosfere yollayan ABD’de sınırlı tedbirler öngören İklim Eylem Planı rafa kaldırıldı. Bu plan, küresel ısınma sorununu çözmekten uzak olsa da kitlesel iklim hareketinin basıncıyla oluşmuş ve sera gazı emisyonlarını sınırlı da olsa indirmeyi taahhüt ediyordu.

Yeni petrol kaynaklarının yanı sıra Trump yönetimi kömür, kaya gazı ve kaya petrolü gibi fosil yakıtların “devriminden” söz ediyor. Koruma altındaki doğal alanlar talan edilecek. Doğalgazı çıkartma yöntemi ile akarsular zehirlenecek.

Dev enerji şirketlerinin planları etrafında ekonomiyi düzenlemeyi vaat eden Trump yönetimi, enerji için savaşmaktan kaçınmayacaklarını da açıkladı.

Çin’i tehdit eden, “Radikal İslamcı terörü yeryüzünden sileceğiz” diye konuşan Trump, Ortadoğu ve Asya’da izleyeceği politikanın da içeriğini gösterdi.

***

Irkçılar cesaretlendi

Tüm dünya protesto ederken üç ırkçı partinin lideri Almanya’da kongre düzenleyerek Trump’ın gelişini selamladı.

Nisan sonunda ilk turu yapılacak Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak isteyen faşist Ulusal Cephe’nin lideri Jean Marie Le Pen “2016 yılı Anglo-Saksonların uyanış yılıydı. 2017 kıta Avrupası’nın uyanış yolu olacak” diyerek sağcı dalgaya tutundu.

Hollanda’daki ırkçı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders ve kongreye ev sahipliği yapan Almanya için Alternatif (AfD) partisi lideri Frauke Petry, Trump’ı selamladı.

Üç partide kapitalizmin krizinin yarattığı sosyal yıkım, işsizlik, gelir adaletsizliği gibi sorunların başlıca sorumlusunun göçmenler olduğunu söylüyor.

Türkiye’de Ak Parti-MHP ittifakının da Trump’ın gelişini sempatiyle karşılandı.

Krize karşı büyük sermayenin gerici çözümünü temsil eden ırkçılığa karşı mücadele önümüzdeki dönemin başlıca görevlerinden biri.

***

Kapitalist sınıf önünü göremiyor

İsviçre’nin Davos kentinde yapılan Dünya Ekonomik Forumu’na belirsizlik damgasını vurdu. Küresel sermayenin temsilcileri istikrarsızlığa karşı hiçbir çözüm ortaya koyamadılar.

Küreselleşmenin ve krizin mağdurları ise öfkeli. Trump, ırkçı hareketler tıpkı otoriterleşen Erdoğan gibi alttakilere seslenip buradan destek bulmaya çalışıyor.

Aldıkları destekle ne yaptıkları ise Trump yönetiminin politik programında görülüyor.

İşsizliği yok etmeyi, gelir seviyesini arttırmayı, bunun için göçmenleri kovup, sınırlara duvar örüp, ağır gümrük kotaları ve vergiler koymayı planlayan Trump, ABD’li dev enerji ve sanayi şirketlerinin doğrudan yönetimi ile ekonomik durgunluğu aşmak, kapitalistlerin kasasını doldurmak istiyor.

Irkçı-sağ dalgayı durdurmanın yolu, sosyalistlerin Trump’ın seslendiği aşağıdakilere güçlü bir şekilde seslenmesi, sorumlunun kapitalistler olduğunu gösterip, uluslararası işçi hareketinin taleplerinin uygulanmasını hedefleyen krizden çıkış programını ortaya koyabilmesinden geçiyor.

Volkan Akyıldırım

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol