Tarih 21.12.2016, saat de 20:48. İddia ediyorum, şu sâniye itibarıyla ve kaba bir hesapla 25 milyon Türkiyeli huzur, barış, eşitlik ortamında güler yüzlerle, kimseye emir vermeden ama hiç kimseden de katiyen emir almadan gönlünce, kendi bildiği, kendi istediği şekilde ve kendisi olarak yaşamak istiyor.
Bundan zerrece şüphem yok. Çünkü en basit, en insâni istekler ve ihtiyaçlar bunlar.
Yemek, seks ve barınaktan hemen sonra bunlar gelir. Tabiat kanunu bir nevi.
***
Geri kalan 65 milyon da aynı şeyleri şu veya bu ölçüde istiyor ama bir şartları var; o 25 milyon kendilerine tâbi olacak. Kendilerinden emir alacak.
Ve, verildiği kadar huzur, barış, eşitlik ortamında yaşayacak onlar.
Pandomima da burada kopuyor zâten.
80+13 senelik muazzam bir beyin yıkamanın sonunda kendilerini bayağı bayağı memleketin hakiki sâhipleri olduklarına inandırmışlar. Yürekten inanıyorlar buna.
Her şey kendilerinden sorulsun istiyorlar.
Sarhoş olmuş haldeler bu “fikirle”. Oysa hayat da hakikatler de çok başka.
***
Memleketin hepimize yeteceğini bilen, bunu idrak edip içine sindirmiş o 25 milyonla göz göze gelip, yan yana, el ele durup militarizme ve faşizme karşı beraber olmamız lâzım.
Hiç şüphesiz yukarıda bahsedilen 65 milyonun da göz ardı edilmemesi gerekir.
Onları da büyük bir barış platformuna dâvet edip yan yana olmaya iknâ edebiliriz.
İknâ olmak isteyenler epeyce çıkacaktır diye düşünmek istiyorum.
Hak, adâlet, hukuk demokrasi ve kalıcı barış talebini birlikte yüksek sesle haykırmamız lâzım.
Unutmayalım faşist korkaktır!
Korkusundan, yetersizliğinden ırkçı olmuştur, yobaz olmuştur, faşist olmuştur.
Dünyanın/memleketin hepimizin olduğunu, kimsenin de efendimiz olmadığını ve olamayacağını göstermemiz şart.
Barış içinde ortak bir gelecek buna bağlı.
Ahmet Kuzik