ABD’nin planlayıcısı, lojistik temel destekçisi olduğu Musul operasyonu başladı.
ABD, Şiilerin, Irak ordusunun ve Peşmergelerle Sunni güçlerin Musul merkezine kaç kilometre yaklaşma hakları olduğundan operasyona hangi güçlerin katılıp hangilerinin katılamayacağını belirlemeye kadar tam yetkili merkez. IŞİD karşıtı koalisyonun içinde yer alan 63 ülkenin lideri. Aynı zamanda hepsinin korktuğu dev askeri sanayi güç!
Bu dev askeri-sanayi gücün, kısacası emperyalist devletin, söz konusu olan IŞİD olduğunda saldırganlığı, askeri müdahalesi, katliamları görülmez oluyor. Anti emperyalizm, ABD liderliğindeki tüm empereyalist güçler IŞİD’le cebelleşince, sus pus oluyor. ABD’yle ilişkilenmek, ABD’nin bir savaş otoritesi olarak kabul edilmesi eleştirilmeye başlandığında, IŞİD’i desteklemekle itham edilmek ise küresel kapitalizmin tarihinden habersiz olmak anlamına geliyor.
Yine de ABD’nin en kitlesel cinayetleri işleyen seri katil olduğunu söylemenin, IŞİD’in de çılgın bir cinayet şebekesi olduğunu söylemeye engel olmayacağını, ABD’nin emperyalist karakterini eleştirmenin, Rusya, Esad ve Türkiye’nin bölgedeki militarizmi destekleyen politikalarını eleştirmeyle ele gidebileceğini söyleyerek, tartışmaya temiz bir başlangıç yapalım.
Sorun IŞİD’in ne kadar barbar, ne kadar çete, ne kadar kanlı bir örgüt olduğunun propagandasını yapmak değil; sorun bu kanlı örgütlenmeyi yenmek için ABD’yle yakınlaşmanın doğru olup olmadığını tartışmak. Bu yüzden ilk adım, IŞİD’in katliam geleneğinin henüz ABD’nin katliam geleneğiyle atışma şansına sahip olmadığının altını çizmek olmalı. Dört beş yıllık bir örgüt, kandan ve ateşten bir tarihe sahip olan ve ilerleyişinin her bir aşamasında arkasında ve tüm dünyada kan ve yıkım yaratan bir devletle kıyaslanamaz.
Sadece Wikipedia’da kısa bir gezinti ABD’nin kısa tarihini görmeyi sağlıyor: Birinci Dünya Savaşı, dünyada bir ülkeye nükleer bomba atan tek ülke. İkinci Dünya Savaşı açısından hiç bir önemi olmayan bir şehir olan Dresden ABD-İngiltere tarafından iki gün bombalandı, 28.410 binadan 24.866’ı yıkıldı, ölü sayısının 35 binle 100 bin arasında olduğu söyleniyor. Şöyle kısa bir liste var: Mısır’da, İran’da, Lübnan’da, Türkiye’de 1950’lerden sonra askeri darbeleri destekledi. Latin Amerika’da kontrgerilla faaliyetlerini örgütledi, Vietnam savaşında yüzbinlerce insanı öldürdü, Arap-İsrail savaşına İsrail lehine müdahale etti, 1998’de ve 2000’lerde Ortadoğu’ya, İkiz Kulelere yönelik saldırıyı gerekçe göstererek Afganistan’a yıkım götürdü. 2003 yılında başlayan Irak işgalinde yaklaşık 1 milyon kişinin öldüğü söyleniyor. NATO’nun tüm savaş suçlarının arkasında ABD yer alır.
ABD’yle ittifak yapanlar, ABD tarafından her an satılabilir. Altını çizmek gerekir, ABD emperyalizmi uygarlığın merkezi değil, barbarlığın merkezidir. “İnsani amaç”, “kadınları özgürleştirmek”, “halklara yardım etmek”, ABD’nin işgalci dış politika tarihini insancıl gösterme propagandasıdır.
IŞİD’in katliamları ABD’nin katliamcı geleneğinin görülmesini engellememeli. Bölgede, ABD-Rusya gibi dev askeri güçlere ve bu güçlerle işbirliği yapan Türkiye-İsrail-İran-Suudi Arabistan gibi güçlere karşı çıkmayan bir IŞİD karşıtlığı, IŞİD sonrasının kanlı, çatışmalı, mezhep gerginlikleriyle dolu olmasını garanti altına alır. ABD’nin 2003 işgaliyle 2011 arasında Irak’ta IŞİD yoktu ama çatışma ve ölüm aralıksız devam etti.
Şenol Karakaş
(Sosyalist İşçi)